Tam 67 dili lehçeleriyle su gibi konuşabilen karate judo sumo wingchun dövüş sanatlarında i.dan futbol hentbolda profesyonel denecek kadar iyi ve yüzerek Bering boğazını geçerek suikast düzenleyip geri dönen efsane teşkilatı mahsusa fedaisi.
El cid'i severim ama ciddi bir kuşçubaşı kitabı bile kendisini üzer.
Damadının yalanlarını ben de yıllarca gerçek sandım ama yanılmışım. Abhaza kolpacısıdır. işi gücü prim yapmaktır.
" Ethem gibi Eşrefin de gerçek yüzünü ortaya çıkarıyor. Onun aslında Harp Okulu mezunu olmadığını, Arap Yarımadası'nda ingilizlerin ve Arap milliyetçilerinin, Trablugarp'da italyanların casusu olduğunu, ittihatçı bile sayılamayacağını, aslında onun da tıpkı Çerkez Ethem gibi Yunanistan'a kaçmış soyguncu bir katil olduğunu (tabiî ki belgeleriyle) ortaya koyuyor."
Türk casus ve istihbaratçı. Osmanlı istihbaratı teşkilatı mahsusasın kurucusu göz bebeği ve 1 numaralı adamıdır. Kuşçubaşı eşref sencer bey. ingiliz ajanı lawrence i alt eden türk.
--spoiler--
Eşref Sencer Kuşçubaşı ya da bilinen adıyla Kuşçubaşı Eşref Çerkez Ubıh asıllı Türk istihbaratçı ve gerilla savaşçısı. Vikipedi.
KUŞÇUBAŞI, Eşref Sencer
(1873-1964)
Osmanlı Devleti’nin ilk istihbarat kurumu olan Teşkîlât-ı Mahsûsa’nın kurucusu ve ilk başkanı.
istanbul’da doğdu. Babası Sultan Abdülaziz’in kuşçubaşısı Mustafa Nûri Bey’dir. Dedesi de Osmanlı sarayında kuşçubaşı olan Eşref Sencer bunu önce unvan, daha sonra soyadı olarak aldı. Ailesi baba tarafından Çerkezler’in Ubıh koluna, anne tarafından Sultan Sencer’e bağlıdır. Öğrenimini askerî okulda yaptı. Mekteb-i Harbiye’nin son sınıfında iken Sultan Abdülhamid’e karşı olan Yeni Osmanlılar’la iş birliği yapan babasıyla birlikte Hicaz’a sürüldü. Bir yıl kadar Tâif’te kaldı; buradan firar ederek kardeşi Selim Sâmi Bey’le birlikte mücadeleye başladı. Etrafına topladığı genç subaylarla isyan edip üzerine gönderilen kuvvetleri yendi, bu sırada pek çok silâh, para ve malzeme ele geçirdi. Kendisi gibi sürgünde bulunan veteriner Miralay Râsim Bey’in telkiniyle Teşkîlât-ı Mahsûsa’yı kurdu (1898) ve ilk başkanı oldu. Bir ara Kıbrıs’a ve Avrupa’ya gitti. Avrupa’da Jön Türkler’le temas kurdu. Hoca kılığında Makedonya’ya geçip Üçüncü Ordu’nun kadrosuna girdi. Burada faaliyet gösteren ittihatçılar’dan Niyâzi, Enver ve Eyüp Sabri beylerle sıkı iş birliği yaptı. Meşrutiyet’in 1908’de yeniden yürürlüğe girmesinde hizmeti geçti. Faaliyetlerini Meşrutiyet döneminde de sürdürdü. Bu arada Teşkîlât-ı Mahsûsa, Sultan Reşad tarafından onaylanarak resmiyet kazandı ve başkumandanlığa bağlandı (1910). Bu teşkilâtın başkanı olarak 1914 yılı başlarında Hint Hilâfet Komitesi’nin Zürih’teki toplantısına gitti. Trablusgarp ve Balkan savaşlarına da katılan Eşref Sencer, gönüllü milis kuvvetlerinin başında Edirne’nin geri alınmasında ve Bâbıâli’ye rağmen Batı Trakya’da müstakil bir Türk cumhuriyetinin kurulmasında önemli rol oynadı (1913).
Teşkîlât-ı Mahsûsa reisi olarak I. Dünya Savaşı’nın ilk yılında beş arkadaşıyla birlikte gizlice Hindistan’a giderek Pamir’den Türkistan’a geçti. Burada Ruslar’ı çok zor durumda bırakan Yedisu-Kırgız ayaklanmasını başlattı. Büyük devletlerin ve Araplar’ın Osmanlı Devleti aleyhine kışkırtmalarına karşı teskin edici faaliyetlerde bulunmak ve islâm birliği hareketini gerçekleştirmek için teşkilât üyelerinden Said Nursi ile birlikte bir Alman denizaltısıyla Kuzey Afrika’ya gitti. Libya, Cezayir ve Fas’ta dolaştı. Hayber’de muhasara altındaki Osmanlı ordusuna para ve mühimmat götüren kafilenin başında iken ingiliz ve âsi Şerif Hüseyin kuvvetlerinin pususuna düştü. Kahramanca bir çarpışmadan sonra ağır yaralı olarak ele geçti ve Malta’ya sürüldü. Mütareke’den sonra Malta’dan kaçtı. istanbul’da işgalcilere karşı ilk direniş hareketini hazırladı. Çerkez Ethem’in istiklâl Savaşı’na girmesini sağlayan Eşref Sencer, Cumhuriyet’in ilânı üzerine kardeşi Hacı Selim Sâmi Bey’le birlikte “Yüzellilikler” arasında yurt dışına çıkarıldı. Bu gurbet günlerinde yine kendisi gibi vatanından uzakta Mısır’da bulunan Mehmed Âkif’le (Ersoy) sürekli mektuplaştı. Türkiye’ye döndükten sonraki hayatını Salihli ve Söke’deki çiftliklerinde geçirdi, 1964 sonbaharında Söke’de vefat etti.
Çalışkan, cesur, teşkilâtçı bir kişi olan Eşref Sencer, uzun ömrü boyunca yaşadığı olayları ve yaptığı hizmetleri Tarihe Benden Haberler adı altında kaleme almıştır. imparatorluğun son çeyrek asrına ışık tutan birçok gerçeği otantik belgelerle ortaya koyan basılmamış bu hâtıratı Celal Bayar Ben de Yazdım adlı eserinde kısmen kaynak olarak kullanmıştır. Ancak Cemal Kutay, Bayar’ın bu hâtıratı ayıklayarak tarafgirane kullandığını öne sürer (Tarih Sohbetleri, I, 58 vd.). Tarihe Benden Haberler’in önemli bir kısmının Cemal Kutay’ın özel kütüphanesinde bulunduğu ve bu tarihçi tarafından kısım kısım değerlendirildiği anlaşılmaktadır.
Osmanlı Devleti'nin bir adamı değildir. Olmak istemiştir ancak Osmanlı Devleti bunu istememiştir. Batı Trakya Türk Cumhuriyeti'ni kurmuş ancak Osmanlı Devleti yönetimindeki kimi gerizekalı kimi korkak kimi de hain olan kimseler tarafından desteklenmemiştir. Verdiği savaşları, sonradan teşkilat-ı mahsusa'ya evrilecek arkadaşlarından oluşan bir kemik kadro ve topladığı yerel halk ile birlikte savaşarak elde ettiği ganimetlerle sürdürmüştür. 40 kişi ile 20000 kişilik arap ordusuna(şerif hüseyin'in ordusu) 2000 kişilik kayıp verdirmiştir ve en son 4 kişi kalarak 3'ü esir düşmüştür.
Osmanlı Devleti tarafından oradan oraya ailesiyle parça parça hallerde sürülerek hayat yaşamıştır. hakkındaki idam hükmü, 2. meşrutiyet ile kaldırılmıştır. yakalanıp idama götürülürken kendisi bunun haberini almıştır.
Zenci Musa'nın kumandanı... Hicaz bölgesinde ki birçok lehçeyi anadili gibi konuşan ünlü istihbaratçı. vatan topraklarını için karşılıksız ve menfaatsiz mücadele eden kahramanlarındandır.
ihtiyarladığında kimsesi kalmayan ömrünün sonlarına doğru can yoldaşlarının mezarlarını ziyaret ederek onlara karşı vefa örneği göstermiş, ölümü beklemiş efsanedir.
Süleyman askeri yakup cemil zenci musa gibi ekol adamların başıdır. Mehmet Akifi de teşkilata katmıştır. Yemen görevi son olmuştur ama hayberde bir cenk yapmıştır ki dillere destan kırk kişi yirmi bin kişiye iki bin zaiyat verdirmiştir. Eşref bey örnek alınacak şuurlu bir dava adamıdır zira. ira yı kurdurduğu söylenir porsmuntun bir istihbarat olarak kurulduğu da söylenir ama kanıtlanamaz. Lawrencea dediklerini okumak gerek belki o zaman bu insanın çapı anlaşılabilir.
lawrance ile aralarindaki husumetten sonra lawrance esrefi bir sekilde yakalatinca hicbirsey henuz bitmedi devletinin basina oyle bir bela saracagim ki herkes sasiracak demis ve hapse atilmis. ingilizlerin basina corap oren ira orgutunu onun kurdugi soylenmistir. yalniz ataturkle arasinin niye bozuldugunu bir turlu ogrenemedik.