alışılan şey ne olursa olsun, onu kaybettiğimizde bizi derinden yaralıyor. benim de kuşlarım vardı öleli yıllar oldu. çocukça ağlayasım geliyor kötü anıları hatırlayınca. keza istenilen oyuncağın sana alınmamasını hatırlama da öyle. çocuk için gayet önemli ve ciddi konular oyun, oyuncak, evcil hayvan...
hiç bir ölüm bu kadar hafif ve mahsun olamaz..
evime neşe getiren dünya tatlısı yaratığı, bir sabah beni uyandırdıktan sonra kafeste mahsun, gözleri kısık bi şekilde tünekte duracak hali bile olmadığı için yere düşmüş halde buldum bu sabah.. kafesten çıkarıp nemli avuçlarımın arasına aldım..o hızlı hızlı çarpan ritmini hissedemediğim an başladı göz yaşlarım.. gözlerini yavaş yavaş kısarak avuçlarımda can çekişmesini izlemek, hiç bi şey yapamamak tarifsiz bir çaresizlikti.. ev arkadaşım, neşem, evimdeki tek sesin gidişini izlemek içimi çok acıttı.. yeşil mavi tüyleri gagasındaki benekleriyle ölürken bile en yakışıklı kuştu..
bir kuşun ölümü en hazin öykümdü..
Nedense bu başlığın yoğun bir şekilde mecaz anlam taşıdığını düşünüyorum.
Kuşun ölmesi...
Aydın'nın kuşu
Kuşun işlevsel özelliğini yitirmesi
Benim kuşum senin kuşunu döver
Kuşun ötüyor mu?.
vs. vs.
Yayabbim! benim kalbim çok mu kötü ?
her sabah uyanıldığında kafesinde bir yere konmuş, cıvıldar hâlde karşılaşılan kuşla, bir gün o şekilde karşılaşılmaması; kuşun kafesinde hareketsiz, kaskatı şekilde kalmış olması; üzüntü verici durum. hele ki hatırınıza, kuşunuzun omzunuza konup dudağınızdan su içtiği anlar, onunla oturup sohbet ettiğiniz saatler, sabah kalktığınızda; akşam eve geldiğinizde sesini, cıvıltısını duyduğunuz zamanlar geldiğinde bir başka acıtır. seviyordunuz onu evet.
insanlara hissettirdiği acı bakımından bir köpeğin ölmesinden daha kötü değildir. Kuşlar sessizce ölürler. Köpekler ise saatlerce inleyerek. Kanser hastası olan bir köpeğin kulübesinde iki gün boyunca inleyerek öldüğüne şahit oldum.