Ben seviyorum kuşadasını. 2 kez gittim. Yalnız burada bir müşterim var. Emekli albay. Yazlık almak için gitmiş. Düşündüğü yazlığı önce 1 ay kiralamış. Karşıdaki yunan adasında her sabah poşet poşet çöp geliyor akınıyla diye almaktan vazgeçmiş.
koskoca bir balon çok gittim en çok da sevgi plajı ama hiç memnun kalmadım eskiden ciddi bir koku problemi olurdu burada artık yok ama yinede memnun değilim.
Kismi adali sayilirim. Izmirliler Ada derler. 1986 yilindan beri her yaz tatilimi mecburi gecirdigim Aydin’in deniz kiyisi. Ucuz pazarlari haric hic bir seyi bes para etmeyecek emekli ilcesi, kasabasi, otelleri,mahallesi, siteleri. 90’li yillarda onlu yaslardayken Yas grubum sayesinde hayat cok canliydi. Sonralari icin nedense Emekli chp’li teyze ve amcalarin huzurevi diyebilirsiniz. Gunun birinde duvarlari boyarken duvar kagidinin bir kismini sokmeden boyayan ustaya yaptigin is duzgun degil dedigimde: “abi bu ulkede ne duzgun ki?” Diyerek sacma bir guvensizlik/duzensizlik ortamini bile politize edecek ve bunu saatlerce konusacak toplulugun yasadigi yer. Milli parkin dogasi ve gun batimi guvercinadanin cografyasi disinda olumlayacagim bir ozelligi yok. Tembelcity. CimriCity.
Çocukluğumda her yaz giderdik o zamanlar bildiğiniz bataklikti otogar ve çevresi. O halini şimdiki halina tercih ederdim yine de.
Kalamaki' de denize girdiğimde kirmizi kirmizi baliklar olurdu suda. En çok kiyi taraflarinda ben genellikle onlarla oynardim. Bazen kuzenlerle gezerdik gizli gizli çıplaklar kampına bakardik kiyidan köşeden şoka girerdik. En çok alman turistler gelirdi. Eğlenirdik. Kurbağa girerdi akşam eve belki 20 kere. Cam acsan bir türlü acmasan bir türlü idi. Denizde yüzerken önüme esek arıları düşerdi pat diye sonra çıkıp geri uçarlardı. Eşek arısı cok fazla idi. Belediye şekerli su asardı iplere kamp yerlerinde. Şimdi çok sosyetik bambaşka bir kuşadası olmuş diyorlar.
Zeus mağarasına bayılmıştım. Yine milli parkta denize girip, arabaların arasında dolaşan yaban domuzlarından kaçmıştık. Davutlar plajda midye satan kafa bir delikanlı vardı. Güzel günlerdi.
Allahın unuttuğu kasaba. Geçen yıllarda bir gitmeye kalktık, nereden estiyse bizimkiler oraya tatile gitti sülalecek. Allahım gitmek ayrı işkence, sıcağı ayrı, sivrisineği ayrı... Bir yerden daha fazla nefret edebilir miyim bilmiyorum.
Yüreciğimin bir odası hep burada 15'li yaşlardaki haliyle yaşayacak; çocukluğu ve lise çağları burada geçmiş insanların ancak "anlatılmaz yaşanır" diye tanımlayabileceği bir kent.
Sahi bir Nazili sitemiz, gazinomuz, akdeniz discomuz vardı noldu?
edit: insanların sırf denize girip güneşlenmek için geldiği bir yerin sıcağından şikayet etmek nedir arkadaş sjssjsjs. Uludağ'a kayağa çıkıp oo burası çok soğuk bu soğukta kayak mı yapılır demek gibi bir şey.