evinizde sigara içen olmaması halinde evinizdeki bütün kuşların sigara dumanından ölmesi acınası bir durum. misafirleri hiç seviyorum. yazık oldu kuşlara.
muhabbet kuşunuz varsa her sabah yaşanan olaydır. öyle süper bir şey de değildir. her sabah olduğu gibi pazar sabahı da çılgınlar gibi bağırır kuş. sizden en uzak odaya götürür, kafesini açar, kapıyı sıkı sıkı kapatıp uyumaya çalışırsınız. uyuyamazsınız. sabahın 6'sında çayı demleyip kuşla karşılıklı kahvaltı eder, eskilerden konuşursunuz. o da size babacım diyerek eşlik eder.
çocukken uyanma vaktimin geldiğini bildiren seslerdi. alarma ihtiyacım yoktu o zamanlar, zira bugünkü gibi zor değildi uykuyla vedalaşmak. hem niye zor olsun ki dert yok tasa yok, tek derdim kahvaltımı bir an önce bitirip televizyonun karşısındaki kanepeye tüneyerek çizgi film keyfi yapmak.
günümüze geldiğimizde ise benim için cazibesini çoktan yitiren bir durumdur kuş sesleriyle uyanmak.
Uykumu yeterince almışsam hiç bir sıkıntı yok. Ayrıca aklıma gelmişken soyleyim illaki kus sesiyle uyanmak istoyorsanız alarmın zil sesini kuş sesine ayarlayın.
Ağaçlar kesilmeden, betonlara gömülmeden önce yaşadığımız duyguydu. Serçelerle kumruların düeti dünyanın en güzel düetiydi ve huzur verirdi. Şimdilerde biz martıların sesini unuttuk, yeni nesil ise martı nedir hiç bilmiyor.
hayatımda bir kere başıma gelen durumdur, huzur verir.
yaşadığınızı anladığınız küçük ve kısa anlardan biridir.
(istanbul daki martı sesleri, karga sesleri değil tabi bildiğin güzel kuş sesleriydi).