kuş hatıraları

    1.
  1. bir ibrahim sadri şiiri. dinleyin mutlaka.

    benim çoculuğumda soframıza kuşlar konar
    rüyalarımıza melekler uğrardı.
    kapımızdan yoğurtçu
    bahçemizden ishakkuşu
    kalbimizden yeni çıkan şarkılar geçerdi.

    kışın bir sobamız olurdu
    sobanın yanında kedimiz
    kedinin önünde yün yumağı
    bir hayat bilgisi fotoğrafı gibiydik.

    yerli malı kullanan
    yurdunun üç tarafı denizlerle çevrili
    kuruincir üzüm fındık
    tütün çay narenciye kavun-karpuz yetiştiren
    kuruüzüm inciri satan
    karşılığında
    çamaşır makinesi radyo ve otomobil alan
    bir toprağın fertleri...
    biraz yoksul biraz mütevekkil
    biraz mahcup biraz kırılgan
    biraz naif ama hep umutlu...

    özlerdik .
    memleketteki halamızı
    ince doğranmış bir dilim pastırmayı
    yurttan sesler korosunu
    akşam komşuluklarını
    radyo tiyatrolarını
    sabah ezanını
    kalaycıyı bozacıyı
    münir nurettin şarkılarını
    orhan boran yarışmalarını
    kandil gecelerini
    duvarlarımızın sarmaşıklarını
    bakkalımızın utana sıkıla veresiye hatırlatmalarını
    okulönü kozhelvalarını
    akşam oturmalarını
    ve hayatı...

    top oynardık
    ip atlar kedi kovalar
    taşlarla birbirimizin başını yarar
    mahalle savaşları çıkarır
    gece olunca da tutar babalamızın elinden
    yazlık sinemaya gider
    sadri alışık vahi öz
    belgin doruk cüneyt arkın seyreder
    olimpos gazozlar içer
    güler eğlenir bağırır cağırır
    dönerken yıldızları sayardık.
    sıkı çocuklardık.

    hepimizin birer yıldızı vardı
    onlara isim takardık
    onlar da blze isim takardı
    pus ve dumandan önce bu şehrin
    geceleri gözkırpan ve isimler takılan yıldızları vardı.

    benim yıldızıma mehlika adını vermiştik
    biz kimseden yana değildik.

    kimsenin de kendinden yana olmasını istediği birileri
    olmazdı.
    bir değirmendeydik
    öğütülen
    öğütülürken türküler söyleyen
    buğday başaklarına benziyorduk.
    ben
    çorbalardan tarhanayı
    yemeklerden kurufasulyayı
    sigaralardan harmanı
    belki bunun için çok sevdim.

    yollar bozuk musluklar bozuk
    ziller bozuk paralar bozuk
    ama adamlar sağlamdı.

    bu şehrin yıldızları vardı.
    saçlarına kurdelalar takan
    çivitle yıkanmış beyaz çoraplarına
    leke bulaşmasın diye su birikintilerinden sakınan
    gözleri önlerinde
    yürekleri ve beslenme çantaları ellerinde
    küçük çocukları vardı bu şehrin
    bu şehrin yıldızları vardı.

    ben fenerbahçeyi amcam vefayı tutardı.
    konya tahıl ambarı mersin muz cennetiydi.
    taksim'den fatih'e troleybus kalkar
    şişhane'de mutlak raydan çıkardı.
    vallahi hayat zor ve fakat çok matraktı.

    muammer karaca adına bir tiyatro binası yoktu
    bizzat kendisi vardı.

    başımız ağrırdı komşumuz vardı
    gönlümüz daralırdı komşumuz vardı
    çorbamızı umutlarımızı
    memleket kadar kalbimizi paylaştığımız komşularımız
    vardı.

    geceleri bekçimiz
    gündüzleri sütçümüz
    bizim kadar zayıf da olsa
    nohuta makarnaya alışmış da olsa
    sarman adında bir kedimiz
    ceperimizde kırık misketlerimiz
    çamur bulaşığı ellerimiz
    ve gülümseyen bir yüzümüz
    göstermekten utanmayacağımız bir içimiz
    bir araya gelerek çektirebileceğimiz
    bir aile fotağrafımız vardı.

    bir sabah bütün iyi şeylerin
    ayvansaray iskelesinden
    hayal ülkesine doğru demir alan
    bir şirket-i hayriyye vapuru gibi
    aramızdan ayrıldığını gördük.
    sonra ayvansaray'ın suları çekildiğini yazdı
    gazeteler
    süheyla hanımın raci beyin
    melahat mehveş ablanın
    niko'nun ercüment efendinin çekildiğini ise
    yazmadılar nedense
    ama yok ama yoklar.

    ne harma sigarası kaldı geriye
    ne olimpos gazozu
    ne sadri alışık.

    kalan bir tortuydu belki.

    belki kırık bir rüya denizi
    belki suya düşürdüğümüz suretimizin
    cep aynamıza nüktedan bir yansımasıydı herşey.
    herşey maltepe sigarasının
    her arandığında
    her bakkalda bulunabilmesi ile
    büyüsünü kaybetmişti belki de.

    belki de biz bir rüya mı görmüştük?

    hadi hepsi yalandı.
    hadi hepsi hayaldi.
    hadi hepsini ben uydurmuştum
    ama rüyalarımızın melekleri
    ve sofralarımızın daim konukları kuşlar?
    ya onlar?
    onları siz de görmediniz mi?
    sizin de sofranıza konup
    rüyalarınıza uğramadılar mı?
    onlar da mı yalandı?
    2 ...
  2. 2.
  3. **
    herşey maltepe sigarasının
    her arandığında
    her bakkalda bulunabilmesi ile
    büyüsünü kaybetmişti belki de
    **

    bu kısmı çok hoş bu şiirin.
    1 ...
  4. 4.
  5. cocuklugunu 70 li ve 80 li yillarda gecirenler icin cok daha fazla huzun iceren bir siirdir bu. insana daha derin bir ah cektirir. hele ki su sozler insanin icini cizer:

    yollar bozuk, musluklar bozuk, ziller bozuk, paralar bozuk ama adamlar saglam idi!!!.
    1 ...
  6. 5.
  7. ayrica 1970 -2010 tarihleri arasini, bir tarih kitabi bu siir kadar iyi anlatamaz. ileride suanki yasadigimiz zamanlar eski tarihler olarak anildiginda; ogrencilere tarih niyetine bu siir zorunlu kilinmali...
    0 ...
  8. 3.
  9. 6.
© 2025 uludağ sözlük