karşıdan bakarak çok net yorum yapılamayacak ağlamadır. elbette biraz haber takip eden, okuyan, kafa yoran için kuzey kore'de totaliter bir yönetim tarzı olduğu ortadadır. yine de hayatın bir gerçeği de diktatörlerin, uyuşturucu baronlarının bile belli bir hayran kitlesi olabildiğidir. örneğin pablo escobar 'ın bile pekçok adamları da ona sadece para-pul kazanma gayretiyle değil, uğruna canlarını feda edecek kadar içten bir bağlılıkla hizmet eden adamlardır (bkz: bir kaçırılma öyküsü) . dolayısıyla her totaliter rejimde olduğu gibi o ağlayanların epeycesi mecburiyetten vs ağlıyor veya ağlıyormuş gibi yapıyor olabilir. ama ülke liderine içten bağlılığı nedeniyle sahiden ağlayan çok sayıda kişinin de o karelerde olması çok da şaşırtıcı olmaz.
aslında bir bakıma bu da totaliter rejimlerin aksayan yanlarından biridir. tartışılmaz lideri sevmek "zorunlu" olduğundan, insanların duygu gösterilerinin doğruluğunu veya samimiyetini algılamak gayet zor olmaktadır. demokrasilerde (doğru düzgün işliyorsa tabii) hiç olmazsa bu konuda insanlar kendilerini daha serbest hissederler ve bu tarz durumlarda samimiyet algısı biraz daha gerçekçi olabilir.
dışardan bakanların bilemeyeceği ağlamadır. her dikdatörün sevmeyenleri kadar ona neredeyse tapan insanlar vardır. lenin stalin mao hitler gibi zalimlerin ardından dahi sahici gözyaşları döken milyonlarca insan var. binaenaleyh kore halkının gözyaşlarının sahte oldugunu söylemek eksik olur.
bundan sonra da hiç kimse komunizm eşitlik rejimidir, diyemez, dedirten bir tespittir.
resmen dinsiz feodalizm bu. aynı şey stalin için de mao içinde böyle olmuştu.açıklık yok, gizlilik var. herifin yetki durumu osmanlı padişahından fazla. halkın tamamı köle. adam sana ne zaman ağlayacağını ne zaman güleceğini söylüyor. osmanlı padişahının veziri vardı, şurası vardı. resmen danışmanları vardı. bazen, sokullu mehmet paşa sadrazamken, padişah "düdük" bile olsa, devlet yürüyordu, bu durum padişahın öyle tam olarak diktası olmadığını kanıtlar.
bu nasıl bir diktatörlüktür böyle ?...kendisi "bu benim devamım olcak" diyor, ve 25 yaşında adam devlet başkanı oluyo. hani halkın isteklerine yaşama haklarına göre olcaktı?...hani nerede o "süslü" sözler?...hani nerde halkların kardeşliği?... eşitlik nerde?...gör işte, palavra hepsi. benim de kafama tabancayı dayayıp kadir inanır gibi " ağlayacaksın ulen" deseler...ben de kafama kurşunu yememek için hüngür hüngür ağlarım.
diktatörlük bitti diyenlere verilen en güzel cevap niteliği taşımaktadır. biz insanı böyle ağlatır mesajı verdiğide gözlenmektedir. en fazla da peçete ve selpak sektöründe faaliyet gösteren kişilere yaradığı kesin olan bir uygulamadır.
tabiki de yalandır. diktatörlükle yönetilen bir ülkede, halka "gülmek, dans etmek yok. ağlayacaksınız!" derseniz, o halk bu hallere düşer işte. şimdi soruyorum atatürk'e laf uzatanlara. atatürk böyle bir şey istedi mi hiç?