dinin her zaman her şeyin üstünde yer aldığının bir göstergesidir. dini hristiyanlık olan bir ülkenin nasıl ki kilise sayısı küyüphane sayısından fazlaysa, dini müslümanlık olan bir ülkenin de cami sayısı da kütüphane sayısından fazladır.*
aslında daha doğru tespitte bulunmak için cami yapısı incelenmelidir. çünkü özellikle ülkemizde cami denilen yapı sadece namaz kılınmak için inşaa edilmiş yerler değildir. gidilip görüldüğünde aslında camilerin hem imarethane hem kütüphane hem de okul gibi diğer işlevlerinin de olduğu görülecektir. buradan da kütüphane sayısının ima edildiği üzere olmadığı ortaya çıkacaktır. ama nasılsa islam terör dinidir nasılsa karanlıktır, insanları öldürün der değil mi? bu bakış açısından kurtulamayan körpe dimağlardan daha çok böyle yanlış tespitler duyacağızıdır.
ruhat mengi yakarışı aklıma geldi. hani nasıl desem mesela: 2008'e geldiğimiz şu zamanlarda gün geçmiyor ki yeni bir gerici hareket yapılmasın tarzından laf ebelikleri. bir de bu işin kurnazlık tarafı vardır: camiye , dine , diyanete karşı içinde beslediği garezi resmen ve aşikar biçimde yansıtamayan bünye dinlisi , dinsizi tarafından müspet addedilen bir fiiliyatla kinini hercümerç eder ve maydonozla ikram eder. oysa ben bu tarzı sevmem. cami olmasın istiyorsan , ya da sayısının fazlalığından yakınıyorsan çık açık açık de. bu çok daha samimi. ama kalkıp camiyle kütüphaneyi birleştirip gereksiz enteleketüel kaygılar taşıyormuş kaygısı verme. hani at sikine kelebek konmuş gibi oluyor. yakışmıyor gerçekten.
gelelim diğer tarafa: bu ülkede her sokağa bir kütüphane kurduk diyelim. nolacak sence? tüm yurdum evlatları lepisma sakkarina* mı olacak. kitap okuyam bir neslin yokluğunun asıl amilleri aranacaksa eğer , kütüphanelerin azlığı ya da ulaşılmazlığı son sıralarda gelecektir. tartıp biçip konuşmak lazım. [ hassas terazim var. dileyene veririm] sen sabahtan akşama kadar tv de , gazetede, internette, orda, burda, bilmem nerde kafası sikilen bir neslin okumamasını böyle ossuruktan bir sebebe bağlayamazsın. sen götünü yırtsan da o gençler alemlere akacaktır, kütüphanelere değil. kaldı ki karnını doyurmak için sabahtan akşama çatlarcasına çalışanların bir de bunun üstüne entelektüel kaygılar çekeceğini sanıyorsan yanıldın. kafa doyumu, karın doyumundan sonra gelir. dedim ya sorunları kıçından tutmamak lazım.
her önüne gelen sokağa, her küçük aralığa bir camii kondurmaya çalışan zihniyette çelişkide. cemaati olmayan camiler inşa etmek de manasız. yalnız bırakacaksın neden allah'ın evlerini yapıyorsun ? öyle yapacağına yürü biraz ilerdeki camiye git. yolda da salavat getirirsin yollar bereketlenir. iş ki sen allah'ın ayağına git. allah ve resulunun unutulduğu cemiyetlerde sokak aralarına camiler sokuşturmak , camii kavramını da yozlaştırmaktan başka neye yarar?