gidişinin ardından tamamen yalnızlaştığıma ağlasam mı, yoksa iyi olduğunu bilip mutlu mu olsam bilememdim.
bencilliğimle, sana olan büyük sevgim arasında kalıyorum ama kalbim hep sen diyor.
şimdi gündüzleri gökyüzündeki aynı parlakmavi'ye geceleri aynı kutup yıldızı'na baktığımızı düşününce yalnız olmadığımı biliyorum.
ama ağlağım ya ben sen de onu biliyorsun.
hemen dudaklarımı büzüyorum, burnum yanmaya başlıyor.
niye gittin nereye gittin diye ağlarım çok azıcık, hemen geçer sonra.
bir ışık demeti bir kaynaktan çıktığında doğrusal olarak her yöne yayılır ve gidebildiği tüm mesafelere kadar gider. ta ki önüne opak bir engel çıkana kadar.
o yüzden yıldızlar yüzyıllarca öteden dünyamıza ışıklarıyla göz kırparlar geceleri.
işte sen de öyle uzaktan, benim dünyama göz kırpan bir yıldızsın.
uzakta olman, gittim demiş olman hala bana göz kırpmana engel değil.
parıl parıl parla e mi?
"Fareye demişler bir metre ilerde, kocaman bir kalıp peynir var. Fare heyecanlanmis, hemen atılacakken, durmus bi düşünmüş: "Ulan demiş, mesafe kısa ödül büyük.. Olmaz o iş."
bana gönderme yapmış yazar.
hatta direkt söylemiş yüzüme...
aynalar birden bana dönüp, kendimi görünce bi tuhaf hissettim.
tamam, kabul, allah beni davul etmesin e mi, yapmiycam bunu...
hem senin de dediğin gibi, ne demiş nfk;
"ayağımı yere basacağım de ve bas..."
hani ola ki, yolum şaşar*, birden çok karanlık gelir her yer. işte o anda başımı kaldırdığımda o bana yol gösterir.
gösterebilmesi için dilerim hep parlasın.*******