manevi değerlere saygı duymak kişilikle alakalıdır. dünyanın neresine giderseniz gidin böyledir. şerefle, onurla alakalıdır. kutuplarda da böyledir, afrikanın ormanlarında da.
ama işin diğer kısmı var. yaratılıştan kazandığınız etnik özelliklerinizden utanıyorsanız bu sizin aşağılık kompleksiniz olur. uludağ sözlük bir toprak parçası değildir, evet. ama hukuksal olarak sorumlulukları vardır. bunları anlamayacak kadar kalın kafalı olmamak lazım. bunlar basit şeyler, bilmeyenlerin de bilmesinde fayda var. ek olarak;
manevi değer diye tabir edilen olgular sadece az gelişmiş ülkelerde saygı duyulması zorunlu şeylerdir. örneğin amerika ve avrupa'nın çoğu yerinde isa, musa, incil, kuran, muhammed vs hepsiyle bildiğiniz dalga geçilmektedir. hatta buna dalga demeyelim de ironi diyelim. o sebeple bir ülke ne kadar az gelişmişse simge ve semboller de o kadar öenmlidir.
haklı kişinin beyanatıdır. kutsallara dayatmalarla saygı duyduramazsınız aksine daha çok kin toplarsınız. insanlar tartışmayı öğrenmeli. kutsalları bile tartışmaya açabilmeyi öğrenmeli.
kimse kimsenin kutsalına saygı duymak zorunda değildir eyvallah. ama senin özgürlük anlayışın benim özgürlük anlayışımı kısıtlıyorsa değil uludağ sözlük marsta ikamet etsen sikertirler adamı. Sen benim inandığım yaradan Allah'a (cc) inanmayabilirsin, bana göre(!) müslümanlık dinini insanlara öğreten peygamberimiz Hz.Muhammed (sav) saygı duymayabilirsin, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu büyük önder Atatürk senin umrunda olmayabilir. Ama umurunda olan insanların değerlerine eleştiri çatısı altında hakeret edersen yine skertirler arkadaş. Tümden gelip tümevaralım şimdi. O zaman kimse senin bu bahsettiğin inanışa da saygı duymak zorunda değil, tıpkı sana saygı duyulmadığı/duyulmayacağı gibi.
"kutsallarınıza inanmak ya da değer vermek zorunda değilim" olması gereken başlık.
"Söylediklerini onaylamıyorum, fakat ölümüne de olsa konuşma hakkını savunacağım" diyesi geliyor insanın. saygı duymanın çıkar menfaatle olacağını sanmak, duruma göre renk değiştirip şekil almak ne kadar doğru..tartışılır. hayatta bir duruşu olmalı insanın. elbette kimsenin düşüncesini benimsemek zorunda değildir bir başka kimse, kimseye de inanmak zorunda değildir yine aynı kimse. ama ne olursa olsun saygı kavramı insanlığın gereğidir. saygısız bir şekilde kaliteli yaşam sürülmez. sürülebilemez. "başım sıkışırsa menfaatim için saygı duyarım" olayı direk kendine saygısızlıktır zaten başlı başına. ya duyarsın ya duymazsın, ama kendine dürüst olursun. can sıkan gelişmeler sonrası öfkeyle yazılmış bir başlık..acil şifalar..
hiç kimse yoktur ki değerleri olmasın ve hiç kimse yoktur ki o değerlerine saygı duyulmasını istemesin. kimsenin inancını, sevgilisini, sevdiğini, hobisini, eğlencesini, kutsalını, duygusalını, sevmek veya beğenmek zorunda değil. fakat saygı göstermek zorunda. nedenine gelince çok basittir ki saygı duymak illa o özneyi, nesneyi, imgeyi, simgeyi veya her neyse onu sevmeni gerektirir anlamına gelmemektedir ki, saygı duyacaksın ki hakkın olmayan bir değere hakaret de etmeyesin. nasıl kimsenin seni bir şeye zorlamasını istemediğin gibi başka kimselerinde değerlerine hakaret etme hakkını da kimse sana vermez.
Saygı duymaktan kasıt nedir bilinirse daha faydalı bir sonuca ulaşabilir insan. Sözün gelimi, ezan okunurken müziğin sesini kısmamamak bir saygısızlıksa ben de saygısız olmayı yeğlerim. Ya da, istiklal marşı okunurken kişi ayağa kalkmak zorunda değildir. Kalkmadığı zaman saygısız oluyor ise yine saygısızlığı yeğlerim. Bunu bir kemalist olarak söyleyebiliyorum ben. iktidarı sevmesem de, ülkemi seviyorum ama bir insanın atatürk'ü sevmek zorunda ona saygı duymak zorunda olmadığını da biliyorum. Elbette saygı duymamak demek, hakaret etmek demek değil. Herkesin kutsalı kendine, kaldı ki, bunlar soyut konuların sembolleştirilmiş ve somutlaştırılmış halleri, esefle kınıyorum...
(bkz: herkesin elindeki kendine)
insanların değerlerine saygı duymak, insani bir durumdur. ama burada tartışmak istedikleri konu bu değil. ırkından utanan 2, 3 herif "ben senin milli değerlerine saygı duymak istemiyorum" demek istiyor. yahu korkmayın, açık açık deyin. şimdi olası yanıt "açık açık diyoruz zaten".
bir de sözlükte şakşakcılık modası çıktı. biri sizi sevmesin mesela, karşı taraf köpek sürüsü halinde eleştirdiğiniz insanın yanında havlamaya gidiyor. neyse, sokak köpeklerini sahiplenme projesine bende katıldım. eğitilmesinden yanayım çoğunun.
kutsallık sözünü bir kelimeden öte görmeyen kişi söylemi.
Merak etme senini onu kutsal görmemen onun kutsallığından bişey yitirmesine neden olmayacaktır.
cevabını duymayı hakeder.
Ben mi? ben her daim kutsal olan herşeye saygılıyımdır.
beyenmeyen siktirsin gitsin iyrençsiniz ibneler eşiğinin şimdiden aşıldığı bir başlık olmuş bu. yahu evet, elbette kimse kimsenin putuna, işine, sikine, toprağına, tanrısına, dinine, liderine saygı duymak zorunda değil. mesela sen deli petro diyorsun ama elin rusu muhteşem petor diyor adama. sen neden deli diyorsun. çünkü adam türk kesti değil mi canım. iki yüzlüsün saygısızsın ve saygı beklediğin için ayrıca garipsin. peygamber kankisi ebu bekir, düşmanlarına "git lat putunun amını yala" (bkz: #5787580) derken gayet saygılıydı da biz mi saygısız olduk şimdi, aşkolsun.
yani ülkenin kanunları belli, sözlük kuralları belli, her ikisinden hareketle muhammedi, muhammed başlığında incelemek gerekli. ama hazreti muhammed başlığında duruyor, bunu söyleyince incimdim diyorsun, saygısız diyorsun, esen rüzgardan saygı bekliyorsunuz.
verdim kutsalı, verdim kutsalı
bir sağdan veriyorum, bir soldan.
şaka bir yana, insanların kutsal saydığı değerlere inanmamak, kişinin kendi tasarrufudur ancak bu değerlere saygısızlık etmek, intihar mektubunun altına imzayı çakmaktır. başlığı açan süper kahraman yazar arkadaşımıza tavsiyem, bu tür deli saçması fikirlerini örf ve adetlerine bağlı, vatanını seven ve şehitlere kelle diyenlerden nefret eden vatandaşlarımızın yanında dillendirmemesidir zira adamı çizerler, fincanı taştan oyarlar, şeftaliyi yararlar.
