insan olmadığı zaman toprak da mal da anlamsızdır düşüncesini yansıtır. atalarımız ne güzel demiş cana geleceğine mala gelsin ama sen gel bunu bizim mallara anlat. mal olduğumuz için başımıza bütün bunlar geliyor. bırakın ölüm ve savaş çığırtkanlığını sözlüğün ergen sivilceleri.
1854 yılında, bir Kızılderili reisi olan Şef Seattle tarafından dönemin Amerika Birleşik Devletleri Başkanına toprak insana değil, insan toprağa aittir başlıklı mektup yazılmıştır...
herkese renkli günler
vatan kavramını toprağa indirgeyenlerin anlayamayacağı bir kavramdır. o toprak, üzerine yağmur yağınca çamur, yağmayınca toz olan üzerine basıp geçtiğimiz bir element değildir. atalarımızın ruhudur. anamızın, bacımızın, karımızın namusudur. ezanımızın işitildiği camimizin, bayrağımızın dalgalandığı direğin temelidir. özgürlüğümüzdür, haysiyetimizdir. o yüzden toprak, gerekirse milyonlarca insanın hayatında daha değerlidir.
bayrakları bayrak yapan üzerindeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
insanların zekadan ve beyinden yoksun olması bu düşüncenin tersini savunmasına neden olabilir. kutsal olan topraksa, sen şehit kanıyla sulandı, atalarımızın bilmem nesi dediğin toprağı, bugün silah ve teknoloji senden yüksek olan abd, çin, rusya, israil, iran, kuzey kore gibi devletler bir günde haritadan silebilir. yani ona buna küfür ederek kutsadığın toprakta leşini bile bulamazlar sonra.
alaalaala diye savaşa gitme ve toprak kazanma dönemi çoktan geçti. sen düşman dediğin adamı görmezsin adam elindeki silahı götüne sokar anlamazsın. peki sen ne yapacaksın bunları sana yaptığında, onlara taşla sopa ile mi karşı koyacaksın. akıllı olun savaş çığırtkanlığı kanla alınan toprak kanlı verilir geyiği bırakın. bu dünya üzerinde yaşayan 7 milyar insanın daha müreffeh daha huzurlu ve kardeşce yaşayacağı bir dünya hayal edin. sen 75 milyonluk devlet içinde en az 20 milyon öteki ile savaşamazken kaldıki 7 milyar öteki adamın ağzı tükürür.
kutsal olan toprak diyen, ona buna küfür eden, sayıp söven adamların da iyiliğini ve esenliğini ister insana değer veren. bu yazılanlar toprak değersizdir olarak algılayan mallara açıklama yapmam gerekiyor sanırım. tabii toprak önemli ama hasat vermesi, kuraklıktan korunması, ağaçlandırılması ve insana daha konforlu bir hayat yaşatması anlamıda. yoksa kuru toprak benim atalarım buraları kanıyla aldı geyiklerini bırakın. bir abdli de kafana bomba yağdırır senin toprakların yarın onların olur. allahtan onlar senin kadar salak değil, biraz merhamet ve insanlıkları var, onların silah gücünü sana verseler dünyada adam kalmazdı.
yok kürtleri kimyasal silaha, biyolojik silahla öldürelim lafları da tamen cehaletten kaynaklanıyor. sen sorunu biyolojik, kimyasal silahla çözüp orada insan cesetlerin üzerinde yaşayacak kadar insanlığını yitirmişsen gözünü toprak doyursun. ama unutma elinde senin silahının bin katı güçte silahı olan ülkeler var aynısını sana da yaparlar.
unutma kendinden güçsüze kaba kuvvet kullanarak yola getirmeye çalışırsan, senden güçlü olanın da seni kaba kuvvetle yola getirmesini meşru hale getirirsin.
gönlümüz geniş benden nefret edeni de seviyorum, nefret ettiğim cehalettir. allahım sen bizi kollektif cehalletten koru, bireyseli ile zor başa çıkıyoruz. amin.
yurdum insanının çelişkilerini ortaya koyandır. ne hikmetse, bu iddia sol eğilimliler tarafından savunulur(ben sol sayılmam ama savunurum) ve bu gûruh, "bu ülkenin toprakları satılamaz" diye her fırsatta haykırır. yine ne hikmetse sağ eğilimliler bunun tam tersini söyler, "toprak kutsaldır" der ama benjamin franklini görünce kutsal mutsal demez satıverirler.
bi' karar verin amk. madem toprağı kutsuyorsunuz, satmayın ve satana destek vermeyin sikik liberal ağızlarıyla.