insanlar akın akın kutsal olduğu söylenen sakal hırka kılıç gibi peygamber döneminden hatıraların yanına gidip cam muhafazalarını öpüyorlar. sonra orada dua ediyorlar. nmaza kılıyorlar.
islamın putçuluğu yani eşyaya tapınmayı yasakladığı malumdur. hatta topkapıda 24 saat kuran okunmaktadır.
hatta peygamber resmini heykelini bile bırakmamıştır insanlar tapar diye.
eşyanın kutsallığı islamda batılken bu yapılan alenen putperestliktir. emanet vardır ama kutsal falan değildir. kutsal olan tek şey manadır.
islam aleminin kendi ile ters düşmesine kocaman bir örnektir.
peygamber efendimizin sakal-ı şerif 'ini dün şanlıurfa da ki dergah camii nde bir görevli elinde tutup cemaatin onu öpmek için bir birine girmesini izledim üzülerek. putlşamamak için resmini bile bırakmamış bir peygambere sahip olan islam aleminin bu denli kendi ilşe çatışması da gariptir. tabi sadece bu değil saygı göstermek ayrı ama bir de üzerine ona taparcasına, sevap işlediğini sanmak ne kadar kara cahil olunduğunun açık göstergesidir.
allah resulü'ne ait olup olmadığı bile emin olunmayan bir takım şeyler kutsallaştırılırsa putlaşması bonus olarak yanında kaçınılmazdır. ki kendisine ait olsa bile bir hırka, bir kıl tanesi kutsal mıdır? bence asıl soru bu.
yıllar geçtikçe daha fazla gün yüzüne çıkan gerçek.
peygamber efendimiz kendi resmini çizdirmemiştir. bunun nedeni gayet açıktır insanların inançlarında sürekli maddesellik arama hevesidir. bu heves insanları allah'a şirk koşmaya kadar götürür.
özellikle sakal-ı şerif meselesi içinden çıkılması zor bir durumdur. sadece türkiye'de bulunan binlerce sakaldan söz ediliyor. ve bu sakaların peygamberimizden gizli bir şekilde toplandığı söyleniyor. altını tekrar çiziyorum 'gizli' olarak toplanıyor.
neden gizli?
islam dini mensubu bir şahıs olarak sakal-ı şerif ziyaretlerinde yaşanan olayları görünce peygamber efendimizden neden gizlendiğini anlayabiliyorum.
Milletin telli babalardan, oruç babalardan falan himmet ummasından çok az da olsa hoşgörüyle karşılanabilecek durumdur. En azından bir anlamı, bir hatırası vardır; ancak daha öncede belirtildiği gibi, bu sakal-ı şerif ve hırka-i şerif'in günümüze nasıl geldiği benim için tam bir muamma. Hal böyle olunca da telli baba'ya gitmekle arasında herhangi bir fark kalmıyor.
Ayrıca, bu emanete sahip çıkanların, bu emanetleri ayaklarına falan getirttiği de görülmüştür. Artık ne kadar kutsal siz düşünün!
kime ait olduğu bilinmeyen binlerce sakalın ortalıkta dolaştığı türkiye'de insanlar bu sakalı öpmek için sıraya giriyor. bu sakal hz muhammed'in bile olsa -ki çoğu değildir- öpülmez. biz müslümanlar onun kişiliğini ve temsil ettiği ilkeleri seviyoruz. peygamberin sakalı, hırkası, ayak izi, ayakkabısı gibi sıradan eşyalarla işimiz olmamalı.
tarihte putperestlik de bu şekilde ortaya çıkmıştır. ilk peygamberlerin döneminde peygamberler ve onların yanlarından ayrılmayan salih insanlar halk tarafından çok sevilirdi. zamanla paygamberler ve bu salih kişiler ebediyete göçtüler. insanlar da onların köy,-kasaba- şehir meydanlarında sürekli oturdukları yerlere onların anıları için birer taş diktiler. böylelikle hem oralara kimse oturmayacaktı; hem de o taşlara baktıkça eski peygamberleri ve onların yanlarından ayrılmayan salih kişileri hatırlayacaklardı. bir kaç kuşak sonra bu dikili taşlara saygı duyulmaya, onlara ruhları olan canlılar gibi davranılmaya başlandı. bir süre sonra yaşlıların rivayetleri doğrultusunda bu taşlar yontularak yüz,el, ayak gibi organlar yapılmaya başlandı. nitekim salih insanların anıları için dikilmiş olan taşlar heykel olmuştu. zamanla bu heykellere insanlar yalvarmaya, dua etmeye ve kurban kesmeye başladılar. amaç tanrıya ulaşmaları; dualarının kabul olması için heykellerin kendilerine yardımcı olmasıydı. böylelikle putperestlik ortaya çıkmış oldu.
hz muhammed dönemindeki putperestler için kuran'da "müşrik" kelimesi kullanılmaktadır. müşrik; tanrıya şirk-ortak koşan kişi anlamına gelir. nihayetinde mekkeli putperestler de bir yüce yaradanın varlığından haberdar idiler. onlar yalnızca tanrıya ulaşmak için araç olarak kullandıkları putlardan vaz geçmek istemiyorlardı.
ne yazık ki günümüz islam aleminde de benzer durumlar ortadadır. sanal ortamda kime ait olduğu belli olmayan ayak izini paylaşıp beğeni rekoru kıranlar, sakal kılı, hırka ve ayak izi için "sana kurban olurum." gibi yorumlar yapanlar ne yazık ki islam'ı doğru anlamamış kişilerdir. islam alemi'nin sorunu "düşünmeme sorunu" dur. bizler düşünmedikçe 10 milyon yahudi bebekleri yakacak, 1,5 milyarlık islam alemi seyredecektir.