Hz. Muhammed 'e, kimi peygamberlere ve islam ulularından kalma olduğuna inanılıp, Topkapı Sarayı müzesinde saklı duran eşyalardır. Bu eşyalar: Hz. Muhammed'e ait bir diş, bir tas, bir sancak, bir seccade, bir yay, bir asa ve bir çift nalın, Hz. Şuayb'ın bir asası, Hz. Nuh'un tenceresi, Hz. ibrahim'in kazanı, Hz. Yunus'un gömleği, Hz. Da-vut'un kılıcı, Hz. Ebu Bekir'in seccadesi, imam Hüseyin'in gömleği, Dört Halife'nin sarıkları, tespihleri ve kılıçları, Cafer-i Tayyar'ın kılıcı, Halid ibn-i Zeyd'in kılıcı, Halife Osman'ın el yazması bir Kur'an'ı, Kabe'nin anahtarı, altın yağmur oluğu ve başka islam ulularından kalma eşyalar, silahlar ve sancak-ı şeriftir.
yavuz sultan selim in mısır seferinde halifelikle beraber kutsal emanetleri de getirmiştir. bugün peygamberimizin tüm özel eşyaları mührü sakalı şerifi aklınıza gelen her şey topkapı sarayındadır. cihan padişahı yavuz sultan selim mısır seferinde islam alimlerine der ki bu araplar peygamberimizin hiçbir eşyasına sahip çıkamaz. ya çaldırır ya da çalarlar. bana acil fetva verin. kabeyi de buradan götüreceğim der. islam fetvası toplanır ve padişaha der ki sultanım kabeyi buradan götürmek önemli değil fakat, gelen hacılar arafata çıkmadan hacı olamadığı için kabeyi burdan götürmemizin bir anlamı yoktur. bunu duyan padişah kabeyi topkapı sarayına getirmekten vazgeçer. çünkü arafatı ve koskocaman çölü getiremeyeceği için kabeyi de getirmesinin bir anlamı yoktur. cihan padişahı yavuz sultan selim in kutsal emanetleri istanbul a getirip topkapı sarayına koyması, biz türklerin çok gurur duyacağı bir olaydır.
etrafında koruma olmasa, cahil türk müslümanların ağlayarak salyalarıyla sümükleriyle berbat edeceği emanetlerdir.
Arabistan'da şunu gördüm utandım: bizim türk müslümanlar nereye gitse hemen orayı öpme derdinde. Buna alt tarafı kapkara olmuş arafat dağındaki beyaz taş dahil.
Makam-ı ibrahim'i de öpmek isteyenlere Allah'ın ar*bı aynen "turki öpme bak bak" diyor.
Orada tavaf yapan binlerce kişi, (ki ar*plar her yerlerini kaşırlar) el değiyor, bizimkiler cahil cahil öpme derdine düşmüş.
bir ara haberlerde çıkmıştı.
bir arap şeyhi müzede bulunan kılıçlar için 120 yıllık ücretsiz petrol anlaşmasında bulunmuştu.
tabi ki kabul edilmedi.
paha biçilemeyen bir şeyi satmak, ateist yada dindar olun bu kadar geçmişi bulunan bir hatırayı satmak aptallıktır.
olabilecek en tenha halde iken gezilmesi elzemdir.
cafe i tayyar 'ın kılıcı ortam itibarı ile ohannesburger çektirir. selahaddin eyyubi 'nin kılıcına bakmaya doyamazsın. hz ali 'nin kılıcı ise kafada error verir. o cüsse ile bu kılıç? ve hz muhammed 'in şerefli silahları. ne güzel duruyorlar. sevinmemek elde değil.
sağa sola bakınırken heyecan basar, yürek ağıza gelir. böyle hissetmeyenler de olabilir, ben bunu yaşıyorum.