başkasının kutsal değerleriyle ne kadar kolay dalga geçebildiğimizin kanıtıdır.
aman kimse bizim dinimize laf söylemesin ama biz istediğimiz kadar taşağa alalım adamları.
prim verilmemesi gereken, işlevsellikten uzak, yapılmasa da olurmuş dedirten bir yerli film. hayır, bu 'komedi yaptık, insanları neşelendirmek lazım, bayram seyran filmi, ailecek gelin' falan filan muhabbetlerini bu toplum daha kaç yıl yer, bilinmez. ama yerli sinemayı geliştirmenin tek yolu bu tür filmler yapıp, salonları doldurmaksa eğer, kusura bakmayın ama, biraz nahh gelişir yerli sinema...
nihayetinde bir ülke sinemasının gelişimi teorik olarak bir çok unsuru barındıran temele dayanır. maddiyat sadece bir parametredir. kaldı ki, bu tür filmler sayesinde sinemamızın geliştiğini varsayalım, kusura bakılmasın ama ilerde, yani sinema geliştirilip büyüdüğünde de filmleri gene bu adamlar çekip, bu adamlar oynayacak. eee, önceden kutsal damacana gibi saçma bir filmi çeken bir adam da tutup on yıl sonra bizlere toplumsal içerikli, yaşama dönük veya tarihsel bir şey anlatmayacak. çünkü anlatacak olsa bugün anlatır...
nihayetinde kuramsız, kuramcısı olmayan sinemalar taklit sinemadan öteye gitmez. yerli sinemaya genç, üretken yönetmen-senaristler kadar genç kuramcılara da ihtiyaç var...
sadece ve sadece gülünecek bir filmdir. sinemada izledikten sonra dvd si alınıp evde defalarca izlenilebilir ve her izlendiğinde de değişik bir şeylere gülünür. şafak sezerin mimikleri ayrı bir güzellik katar filme.
filmde kutsal suyla, haçla alay edildiği gibi kurşun dökmeyle, sahte hocalarla ve bunlara inanan bizim insanımızla da alay edilmiştir. daha çok gözlemi seven, etrafında olan bitenden haberi olan ve ayrıca ahmet yılmaz ı bilenlerin yarılma pozisyonunda izleyecekleri filmdir.
özellikle seytan çıkarmak için odaya gitmeden önce sorulan. 'aramızda cenabet olan varmı?' sorusu, ardından youtube espirisi ve en sonda da 'manuel' vakası insanı 5 6 dakika güldürecek seviyededir.
murat gilin damdan hoplayamadım türküsünü hatırlatmadan geçemeyeceğim.
şafak sezer'in başrol olarak yalnız kaldığı bir film. Bence, şafak sezer bu filmde başrolde ama onu destekleyecek bir karakter bu filmde pek oturtulamamış, biraz yalnız kalmış. ikili komedilerde şafak sezer'in başarılı olabileceğini düşünüyorum. Bence bu filmde yan rollere daha uygun oyuncular seçilseydi daha da komik olabilirdi. Efekt olarak başarılı sahneleri var ve komik taraflarıda var.
televiyonda yayınlanması imkansız olan türk filmi. komedi filmi ama sadece küfürlere gülüyorsunuz, rtük eşşoğlu eşeği bile yasaklamış durumda, nerde kaldı ki 9 saniye orrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr denilen sahneye izin vermesi.
hangi programda hatırlamıyorum ama şafak sezerin küfürsüz bir başka versiyonunu da hazırlamış olduklarını söyledikleri film. bana kalırsa filmde gülecek pek birşey yok, tabi küfürlerde gülecek birşey bulmuyorsanız.
evdeysen, hiç işin yoksa, uyuz gibi kaşına kaşına film izlemek istiyorsan, izlerken uykuya dalacak bir şeyler olsun diyorsan e bir de internetten falan indirdiysen izlenebilecek filmlerdendir. zaten böylesi anlarda kaliteli film izleyerek piç etmenin de anlamı yok. böyle filmler de gerekli bazen.
biz birkaç arkadaş izledik. begenen oldu beğenmeyen oldu. en komik sahnesi heralde osuruk sahnesiydi. oradan hesaplayın işte.
sinemada bolca işlenmiş "şeytan çıkarma" mevzularına gönderme yapılarak, recep ivedikten daha anlamlı bir konuya sahip olduğu ve en önemlisi başrolde şafak sezer gibi komik bir adam olduğu için izlenesi filmdir. evet fragman çok kötüdür, yanıltıcıdır. * çok şey beklemeden izlemelidir. güldürdüğü sahneler ya kırıp geçirir, ya da zerre gülümsetmez. frekansı yakalayana süper bi filmdir. eyşan özhim hariç, oyuncular da gayet başarılı.. her açıdan recep ivedik'ten bir gömlek üstün olduğu kesin!