kutsal damacana filmini seri haline getiren ikinci film. türkiye'de bir filmin ortalamanın üstündeki hasılatı sonrası "ohannes! iyi para kırdık, hemen bir film daha çekizleyelim" düşüncesiyle çekilecek olan film.
sinema eleştirmeni değilim evet ama iyi bir izleyiciyim. komediyi dramdan, korku filmini bilim kurgudan ayırabilecek izleyici tecrübesine sahibim.
türk sinemasının neden gelişmediği sorusuna cevap olabilecek nadide filmlerden bir tanesi.
bir sinema filminin iyi olabilmesi için sadece oyuncu performansı yeterli değildir, sağlam bir senaryo ile desteklenmesi şarttır.
birincisi, konu taklit.
kurtadam ile ilgili sayısız film seyrettik bugüne kadar. tamam konuyu tekrar edebilirsin, hatta türk bakışaçısından perdeye yansıtabilirsin. ama keşke senaryo üzerinde biraz daha çalışsaydınız. sanırım bizim senaristlerimiz senaryoları uykudayken yazıyorlar. gereksiz dialoglar, birbiri ile örtüşmeyen sahneler vs.
ikincisi, komedi filmi olarak lanse edilmesine rağmen komik değil.
Evet maalesef komik değil, küfür ile güldürme modası rahmetli kemal sunal ile bitti kardeşim. O bir ekoldü, çünkü filmlerinde sadece küfür yoktu, sağlam konular vardı, işleyiş vardı, akış vardı.
komedi filmi çekmek istiyorsanız önce espiri bulmalısınız. akabinde sahneleri kurgulamalısınız.
Şafak Sezer gerçekten iyi bir oyuncu, farklı bir oyuncu. reklamda oynayan şafak sezer'e alabildiğine güldüğüm halde filmlerdeki şafak sezer'e tebessüm bile edemiyorum. işte senaryo farkı burada ortaya çıkıyor.
Bir fıkrada denir ki; "komedi dramdan çok daha zor bir sanattır, zira soğan da insanları ağlatabilir, insanları güldüren bir sebze gördüğünüz mü?"
komedi filmi gerçekten zordur.
Bu filmleri çeken ekibe buradan seslenmek istiyorum. mümkünse artık film çekmeyin. paranıza yazık. ya da çekmeden önce buradaki yorumları mutlaka okuyun.
Ya da en iyisi çekmeyin kardeşim. Size bu filmleri silah zoruyla mı çektiriyorlar?
Bakın seyirciye giren çıkan yok, seyirci en fazla on lira kaybeder, sonra gelir burada size küfür eder.
Oysa sizler... onca para harcıyorsunuz, emek harcıyorsunuz, zaman harcıyorsunuz, ama netice? hakarete uğruyorsunuz, aşağılanıyorsunuz... yazık size...
fragmanın sonunda şafak sezer'in, kurtadam'ın fikret kim sorusuna, yanındakini göstererek "-bu" diyişi görülmeye değerdir. uzun zamandan sonra ilk defa sinemada bir fragmana bu kadar gülündüğünü gördüm.
vizede aldığı iyi notun üstüne yatan ve final'e çalışmayan öğrencinin durumu gibi bir film. birinci filmin üzerine yatmışlar, senaryo desen dandik, kurt adam olayına hiç girmiyorum bile. velhasıl bedava dvd'sini gönderseler bile bir daha takıp izlemem.
filmin kötü olması, sıkması bir yana da filmin ilk hafta iki yüz otuz bin yapması ve şafak sezer'in para etmesi beni deli ediyor. ayrıca ahmet yılmaz gibi bir ustaya yapılan ayıpta unutulmayacaktır.
senaryosunu ahmet yılmaz'In değil de şafak sezer ve soner günday'ın yazdığını duyunca, daha baştan kaybettiğini düşünüp hiç sallamadığım film. şafak sezer'in ne kadar paragöz ve işgüzar olduğunun da kanıtı bu. komik değildir, mustafa üstündağ da zaten öyle bir role oturmaz. ulan ahmet yılmaz senelerin karikatüristi, süper espriler yapan adam. şafak sezer kim ? iner misin çıkar mısın programıyla ünlü olmuş vasat bir oyuncu. yazık lan, ne umutlarımız vardı.
izlemez olaydım dediğim filmdir. arkadaşımın zoruyla gittiğim bu film 5-6 sahnesindeki klasik küfürler dışında ağzımı oval bir şekle bile dönüştürmedi. gitti 10 lira.