kimilerine göre hazreti isa'nın son akşam yemeğinde şarap içtiği kadeh, kimilerine göre hazreti ibrahim'in el yazmaları, kimilerine göre hazreti musa'nın asası, kimilerine göre ise hazreti muhammed'in sakalı, ayakkabıları, hırka i şerifi.
sonsuz bir huzur ve sonsuz bir inançla söylüyorum. sen! şimdi, bir hastane odasında, tekrar hayata döndüğü için sevinen, yarın kavramının anlamını hissedip yarınlar için dua eden sen! kutsal bir emanetsin. tanrı'nın bana sunduğu. elimden geldiğince, yüreğimin gücü yettiğince ve dilim döndüğünce seni, sana anlatacağım. varolduğum sürece. bedenim değil. ruhum varolduğu sürece. yani, sonsuza kadar. seni, sana anlatacağım. kutsal bir emanet olduğunu. bir mucize olduğunu anlatacağım sana. sen ise hasta yatağından bu satırları okuyup hafifçe gülümseyeceksin. içini bir huzur kaplayacak. yanakların kızaracak. biliyorum. ve hissediyorum. ısınacak tüm bedenin. yatağının yanındaki pencereden dışarıyı izleyip, imrenmeyeceksin dışarıdaki hayatlara. elele gezen sevgililere. biribiriyle şakalaşan liseli aşıklara. ve, o hastanenin bahçesindeki yaşlı insanların biribirine sunduğu sadakate içerlemeyeceksin. içertletmeyeceğim. söz veriyorum...
mukaddesliğini her daim bilip, emanet olduğunu aklımdan çıkarmadan sana geleceğim hep. sana gelip, sende olacağım. "üreme iç güdüsü olan hiçbir canlı sevişme duygusunu gerçek anlamda yaşayamaz" derler ya, işte bu yargının yalan olduğunu, yatağına yaklaşıp, o hastane odasında, sağ elini tuttuktan sonra saçlarını okşadığımda hissettireceğim. gerçek bir sevişme duygusu ancak iki melek arasında olacak olsa bile, ey kanatlarını sadece benim hissedebildiğim sen, meleğim, seninle, sonsuz, sonunda orgazmın olmadığı, ebedi ve edebi bir sevişme yaşayacağım.
ebedi ve edebi. hem son bulmayacak hem de şiir tadında. uyakları ve kafiyesi olan. kesinlikle yaşanırken ve okunurken sırıtmayacak bir tadda. bir huzurda olacak bir sevişme. dokunmadan. öpmeden. ve bedensel ereksiyon yaşamadan.
şimdi, belki yine gözlerin kapanmak üzeredir. yorgunsun çünkü. gözlerini yummanı istiyorum. ve, tanrı'yı hayal etmeni. sonsuz bir beyazlık hissedeceksin sadece. sonsuz bir bulut kümesi. tanrı işte orada. karşında. şu an aklından geçen ilk duygu, tanrı'nın somut hali. başka da bir şey değil. ben buldum. sırf senin için. senin zihnin ve beynin yorulmasın diye. şimdi sana sunuyorum mucizem. kutsal emanetim. ve mukaddesiyatım.
tanrı; şu an hissettiğin o tek kavramın, duygunun ta kendisi.
