Türklerin yurduna girmiş, Türkleri öldürmüş Türk çocuklarını köle pazarlarında satmış türk kadınlarına tecavüz etmiş bir yaratıktır bu sıfatlarından önce emevi müslim bir komutan olması gelir. Müslüman bir komutandır islamı yayamıştır kahramandır. tabi bana göre değil.
Torunları ise piçliklerini unutup başkalarına piç der. Bu yolla bile bu emevi tohumlarını tespit edebilirsiniz.
cihad yapıp din adına insan öldüren tipik müslümandır, türkleri öldürünce biraz akıllanan olmuştur o kadar. yoksa din yaymıştır tabi, din böyle yayıldı.
türkler de milletin çoluğunu çocuğunu köle yapıp karısını haremde hoplatmıştır.
sanki osmanlı farklıydı.
ama katliam size olunca hemen bik bik ötüyorsunuz. araplar da gurur duyuyordur bu insanla, sonuçta zafer kazanmış biri oluyor.
suçsuz günahsız insanları kadın çocuk yaşlı demeden öldüren bir canidir..
bunuda sadece müslüman olmadılar diye yapmıştır..
allah belasını versin dediğim üçüncü emevidir..
Tarihte binlerce benzeri olan bu davarın üstüne bu kadar gidilince haliyle buradan trolluk bulup bu sığırı öven -olmasaydı zerdüşt olurdunuz,efendime söyleyim -anadoluya giremezdiniz diyen mallar da çıkabiliyor. Hem de söz konusu yüzyilda türkler arasında zerdüştlugun musevilikten bile daha seyrek yayılım göstermesine ragmen.
Kuteybe bin muslim klasik bir muslaman vahsidir. Yagmacidır. Barzodur, hanzodur, medeniyetsizdir. Turkler arasında islamı falan da yayamamıştır. Zaten bu malın da içinde bulundugu emeviler hazar türkleri tarafından küsküyü yemiştir azerbaycan taraflarında. Bu olaylardan tam 3 asır sonra doğmus selçuk bey kuvvetli ihtimal bir museviydi. Tamamen stratejik olarak kuvvetli maiyetiyle islama geçmiştir. Ömrunün yarısinı musevi olarak geçirdikten sonra. Olayın gectiği yuzyilı tekrar söylüyorum; 11. Yuzyıl. Hani nerde turklerin hezimeti arap çomarı, hani nerede zorla müslüman olan türkler seküler mal?
Turklerin islama gecmesinin iki buyük eşigi var;
- satuk buğra'nın taciklerden islamı öğrenmesi ile gayrimüslim turklere cihad etmesi (bkz: satuk buğra han destanı)
-selçuk bey'in tamamen politik nedenlerle saf değistirmesi.
--spoiler--
Türkler hiçbir zorlama ve baskı altında kalmadan, kılıç zoruyla değil kendi gönül rızalarıyla islam dinini seçmişlerdir. Bunda elbette birçok faktör etkili olmuştur.
Türklerin Müslüman olmalarının en önemli sebepleri ise şunlardır;
islam dinindeki Allah inancıyla, Göktanrı dinindeki Tanrı inancı benzerlik göstermekteydi. islam dinine girişin ilk şartı olan Allah inancı, zaten Türklerde önceden vardı ve bunu benimsemekte zorlanmadılar.
islamiyet’te var olan ahiret inancı Türklerde de vardı. Türkler cennet için uçmağ, cehennem için tamu kelimelerini kullanmaktaydı. Bunun yanında Göktürkler her yıl 5. ayın 10. ve 20. günleri arasında Altın Dağ’a çıkar dua ederlerdi. 8. ayın 5’inde ise Tanrı’ya kurban törenleri yaparlardı. Bunlar da tıpkı islamiyet’teki hac ve kurban ibadetlerine benzediğinden Türkler bu alanda da yeni dine alışmakta zorluk çekmemişlerdir.
Türklerde de tıpkı Müslümanlarda olduğu gibi aile yapısı çok önemliydi. Türk aileleri sağlam temellerle kuruluyor, evlenmek, çocuk yetiştirmek, eşlerin birbirine ihanet etmemesi gibi zorunluluklar yaşam tarzı haline getirilmişti.
Türklerin savaşçı ruhları Müslümanlarla benzerlik göstermekteydi. Türkler Müslüman olduktan sonra islamiyet’in gaza ve cihat faaliyetlerinde hep ön planda bulunmuşlardır. Türklerdeki “alp” unvanın yerini, islamiyet’te “gazi” unvanı almıştır.
ilk olarak Arap Yarımadası’nda kurulan islamiyet sonraları Endülüs’e kadar yayılmayı başarmıştı. Yayıldığı bu geniş coğrafya içerisinde yaşayan halka refah ve huzur sağlayan islam dini, dışarıdan gelen gayri Müslim insanları özendiriyordu. 8. yy.’da islam Dünyası az gelişmiş ülkelerdeki insanların katıldığı, diğer birçok millet tarafından hayranlık uyandıran, refah ve mutluluğun sağlandığı bir medeniyet olmuştu. Bu olumlu şartlar da Türkleri islamiyet’e yaklaştıran diğer önemli bir sebeptir.
8.yy.’da Orta Asya’daki hakimiyetin neredeyse tamamı Çinlilerin elindeydi. Maveraünnehir topraklarını da ele geçirmek isteyen Çin halkı, Asya’da en büyük gücün kendilerinde olması peşindeydi. işte böyle bir dönemde islam Devleti ordularının Orta Asya’ya gelmeleri Türkler için sevindirici oldu. Yüzyıllardır süren Türk-Çin rekabetinde, Türkler için destek olacak ikinci bir güç ortaya çıkmış oldu. Türklerin islam ordularının yanında yer almasıyla gerçekleşen büyük bir savaş meydana geldi. islam orduları ve Çinliler arasında, 751 yılında Talas’ta yapılan bu büyük savaş, Türklerin islamiyet’e geçişinde en önemli noktalardan biri olmuştur.
Bu savaş sonrasında Orta Asya’nın Çin egemenliğine girmesi engellenmiştir.
Savaşta esir alınan Çinlilerden kağıt ve matbaa yapım tekniği öğrenilmiştir.
Arap milliyetçiliği politikasının yerini, ümmetçi anlayış almıştır.
Türkler bu savaş sonrasında islamiyet’i kabul etmeye başlamış ve yayıldıkları bölgelerde devletler kurmuşlardır.
--spoiler--