adnan menderes'in yasakladığı bayram. (1952)
o güne kadar kut bayramı olarak kutlanıyordu 29 nisanlar.
rahmetli halil paşa, kut soyadını bu savaştan almıştır.
kendisi sıkı bir ittihatcı idi. kızıl abdülhamid'i tahtan indiren ekipten. hürriyetçi bir askerdi toprağı bol olsun. lakin kut zaferi çok sürmemiş, ordular kuzeye kayınca, takviye alan ingilizler geri almıştır kenti. çanakkale gibi büyük, tarihe etki eden bir çarpışma değildi hasılı.
doğrudur, unutuldu gitti. şimdi kutlayanlar, 14 senedir iktidarda olanlar. acaba yeni mi öğrenmişler bu hadiseyi? zaten halil paşa'nın kim olduğunu öğrenirlerse, kutlamaktan vazgecerler tahminimce.
bugün 100.yıl dönümü olan, 13.000 küsür ingiliz askerinin ve 13 generalin osmanlı ordusu tarafından esir alındığı zaferin kazanıldığı yerdir. buna ikinci bir çanakkale zaferi de denebilir.
23 kasım 1914 günü basra'daki fav bölgesine çıkarma yapan ingilizlerin amacı sırasıyla nasıriye, ammare, kut'ül ammare, aziziye, selman-ı pak ve bağdat'ı ele geçirerek petrol bölgelerine hakim olmaktı. osmanlı'nın bölgedeki asker sayısı çıkartmanın ilk günlerinde yeterli değildi (8.000 kadar. ancak kut'ül amare muharebesine kadar bu sayı süleyman askerî'nin bölge halkını örgütlemesiyle birlikte 20.000'e kadar artacaktır). ingilizler fav'ı aldıktan sonra kuzeye doğru ilerledi ve nasıriye, ammare ve gelen takviye ile birlikte kut'ül ammare'yi de alınca osmanlı ordusu selman-ı pak'a çekilmek durumunda kaldı (temmuz 1915). ingilizlerin bu ilerleyişi 22-23 kasım 1915 tarihindeki selman-ı pak muharebesinde durdu. burada nureddin paşa komutasında ciddi bir savunma yaparak ingilizleri geri püskürten osmanlı ordusu, aziziye'yi de geri aldı ve 7 aralık günü kut'ül amare'yi kuşattı. halil paşa kuşatmayı sürdürürken, nureddin ibrahim paşa da bölgeye gelen ingiliz desteklerini geri püskürttü. 14 ve 17 aralık'ta ingilizlerin kuşatmayı yarma operasyonlarının başarısız olması ve 7-8 ocakta ingiliz takviyesinin şiddetli çarpışmalar sonucu kut'ül amare'ye ulaşmayı başaramaması sonucu ingilizler 29 nisan'da osmanlı ordusuna teslim oldu.
ittihatçı halil paşa hazretlerinin komutasında kazandığımız kut'lu zafer.
kut soyadı da bizzat büyük devrimci tarafından kendisine verilmiştir.
2016 yılında osmanlı kuracak beyninin siktiklerimin her fırsatta osmanlıyı yıktı diye tükmük saçarak hakaret ettikleri ittihat ve terakki'nin paşasının zaferine sarılmaları da tam ampul ahlakıdır.
çanakkale zaferi kutlanır da kut ül amare zaferi neden ktlanmaz düşündürücüdür. aslında temel sebebi çanakkale de her iki tarafında rezil olma durumu yoktur. ancak kut ül amare de ingilizler tamamen ezilmiştir. gücendirmemek adına olsa gerek.
ölümüne kadar cumhuriyet halk partisi'nin üyeliğini yapan halil kut paşamızın tomilere gaaarrrç diye yerleştirdiği saldırıdır.
"unutturuldu" diyen anadolu çomarlarının ataları o günlerde askerden kaçmak için kendilerini eşşeklere teptirirkene chpli paşalarımız küffar tepeliyordu. biz sizin ihanetinizi hiçbir unutmadık çomarlar. elbet hesabını soracağız.
bu sene 100. yılı, kesin kpss'de çıkar dediler, şuan herkesin dilindedir. bence çıkmaz amk eski büyüsü kalmadı. diğer bi 100 yıl dolduran olay olarak mac mohan anlaşması çıkar kpss de bence.
Bu zaferin uzun yıllar rafa kaldırılmasını eleştirmek yerine, bu gün bu zaferi ülkeye tekrar hatırlatan kişiler veya kurumların doğru olmadığını düşündüğünüz gerekçesiyle,ingiliz ordusunu bozguna uğratan muzaffer ordumuzu anmamak yada önemsememek taassubtur, yanlıştır. Hakîkat kimin ağzından çıkarsa çıksın, hakîkattir.
Çanakkale’yi hatırlıyoruz da neden Kût’ül-Amâre’den söz edilmiyor? Bu zaferi bize neden unutturdular?
Ne zaman Kût’ül-Amâre’nin yıl dönümü gelse bu soruları duymaya başlarsınız. Çünkü bazı sözde tarihçiler, bu tür soruları ortaya atarak iyi niyetli role bürünüp çeşitli algılar yapmaya çalışmaktadırlar.
Mustafa Armağan, “Kût’ül-Amâre bize unutturuldu, çünkü bu zaferi Mustafa Kemal ya da onun ekibinden biri değil de tarihten silinmek istenen Enver Paşa’nın amcası kazanmıştır “diyerek hem olayı manipule etmiş hem de görevi olan operasyonel tarihçiliği icra etmiştir.
Mesele aslında Kût’ül-Amâre ya da Çanakkale değildir. Asıl mesele Mustafa Kemal’e çamur atmaya çalışmaktır. Bu zaferi anlatırken bazı araştırmacıların Araplara da paye vermesi acaba ingilizlerle işbirliği yapan ve arkamızdan vuran Arapların ihaneti gölgelenmek mi isteniyor? sorusunu da akla getirmektedir.
1914 sonlarında Basra’ya yerleşen ve 1915 sonbaharında Bağdat’ı almak için harekete geçen ingilizler, Bağdat’a 160 km uzaklıktaki Kût’ül-Amâre’ye kadar ilerleyerek şehri ele geçirdiler. Bu arada Nurettin Paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetleri, General Townshend’in yönettiği ingiliz birliklerini kuşattılar.[1] Daha sonra Osmanlı Kuvvetleri’nin başına Halil Paşa getirildi. ingilizler zor durumdaydı, yiyecekleri bittiği için atlarını kesip yemeye başlamışlardı. Açlıktan, iskorpit ve dizanteri gibi hastalılarla ölenlerin sayısı artınca teslim olmaya karar verdiler. 29 Nisan 1916’da şehri Halil Paşa’ya teslim ettiler. Türk tarafı 300’den fazla subay, 10 bin kayıp verdi, ancak ingilizler adeta biçilmişti. 5 general, 481 subay ve 13.300 er esir alındı. ingilizlerin toplam kaybı 30 bin civarındaydı.[2]
Halil Paşa bu zaferden sonra yaptığı konuşmada zaferin “kut bayramı” ilan edilerek bundan sonra orduda kutlamasını istedi. Türk Silahlı Kuvvetleri de bunu bir gelenek haline getirdi. Kutlamalar 1952’ye kadar sürdü. Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı’nda şube müdürlüğü yapmış Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran, katıldığı bir tarih programında Türkiye, NATO’ya üye olduktan sonra ingilizlerin bu kutlamalardan rahatsız olduğunu ve bu tarihten itibaren “Kut Bayramı”nın unutulduğunu belirtmiştir.[3] Unutulan veya birilerinin söylemiyle UNUTTURULAN tarih, Adnan Menderes yönetimindeki Demokrat Parti iktidarına denk gelir.
Çanakkale Savaşları’na baktığımızda sonuçları itibariyle ulusal ve uluslararası etkiler bıraktığını görmekteyiz. Rusya’da Ekim Devrimi yaşanmış, Bulgaristan ittifak Devletleri’nin yanında savaşa girmiştir. Çanakkale ile öldürücü darbeyi vurmak isteyen itilaf grubu büyük hayal kırıklığı yaşamış, kesin bitecek denilen savaş 1918’ kadar uzamıştır. Mustafa Kemal’in burada gösterdiği başarılar onun yurt genelinde tanınmasını sağlamış ve bu da Milli Mücadele safhasında halkın onun etrafında toplanmasında etkili olmuştur. Bu sebeple etkileri ve sonuçları Kût’ül-Amâre’den farklıdır. ikisini kıyaslamak, bunun üzerinden tartışma yaratmak çok yanlıştır. Sonuçta her iki yerde de verilen mücadele ingiliz emperyalizmine karşı verilmiştir, her iki yerde de şehit olanlar Türk askerleridir.[4]
Mustafa Kemal Paşa da Halil Paşa da ellerinden gelenin en iyisini yapmış vatansever paşalardır, ancak tarihteki görevleri ve üstlendikleri roller tabi ki çok farklıdır. Keza Halil Paşa’ya başarısından dolayı Kut soyadını veren de Mustafa Kemal Paşa’dır. Mustafa Kemal’in ne Enver paşa’yı ne de kardeşi Halil Paşayı tarihten silmek gibi bir amacı yoktur. Ancak unutulmasın ki aynı Enver paşa, Çanakkale harp sahasına yaptığı ziyarette bütün grup cephelerini ve kumandanlarını teftiş ve ziyaret eder ancak en önemli cephe olan Anafartalar’a ve buranın kumandanı Albay Mustafa Kemal’in yanına uğramaz. Harbiye Nezareti’nin çıkarttığı Harp Mecmuası’nın kapağına Çanakkale kahramanı olarak Mustafa Kemal’in resmi konur, dergi tam basılacağı sırada Enver Paşa’nın emriyle değişiklik yapılır.“Başarı askerindir, şahsi sivrilmelere gerek yok” diyen Enver Paşa, Mustafa Kemal’in resmini kaldırtır yerine kendisinden bir yaş küçük amcası Kut Kahramanı Halil Paşa’nın resmini bastırtır.[5]
Her ne kadar Osmanlı Devleti Irak Cephesi’nde başarısız da olsa Kût’ül-Amâre’de kazanılan zafer önemlidir. ingilizleri prestij kaybına uğratan ve emperyalizme karşı kazanılan bir mücadeledir.
Yine de Kût’ül-Amâre’yi kim unutturdu? diye ısrarla soranlara şimdi biz soruyoruz! 1952 yılında Nato’ya üye olununca ingilizler rahatsız olmasın diye KUT bayramını kaldıran hangi iktidardı?