michael douglas'ın çok ender rastlanan iyi performanslarından birini sergilediği ve viggo mortensen'in de kılıç sallamaktan başka işlere de yaradığını ispatlayan harika ihanet ve intikam temalı cinayet filmi. hitchkok' u aratmayan sürprizli gerilimi ve hikayenin tıkanmaz yapısı sayesinde modern gerilim klasikleri arasındadır. benzer konuları işleyensadakatsiz ve şeytanca' dan iki gömlek üstündür.
orijinal ismi a perfect murder olan, özellikle türk televizyonlarında, michael douglas'ın en çok gösterilen filmi sıralamasında basic instinct ile üst sıraları zorlayan, kurgusunun sağlam olduğu, finali de gayet sağlam olan, michael douglas, gwyneth paltrow ve viggo mortensen'sin başrolünü oynadığı vasatın üstündeki 1998 yapımı film..
Geçenlerde ölen fransız filozof Jean Baudrillard'ın 1994'te "Le crime parfait" adıyla piyasaya çıkan eseri. 1998 yılında Ayrıntı yayınlarınca ilk basımı yapılmıştır. ikinci basımı 2006 tarihlidir.
"...her ne kadar cinayet hiçbir biçimde kusursuz olmasa da, kusursuzluk, adının da gösterdiği gibi her zaman suçla ilgilidir. Aynen kötülüğün şeffaflığın içinde, kötülüğü oluşturanın şeffaflığın kendisi olması gibi kusursuz cinayette de kusursuzluğun kendisi cinayettir. Ama kusursuzluk hiçbir zaman cezasız kalmaz: Kusursuzluğun cezası, onu aynen yeniden üretilmesidir". Arka kapaktan alınmıştır.
her filminde olduğu gibi, michael douglas'ın oyunculuğuyla döktürdüğü, kadrosu ve orjinal senaryosuyla süper bir film.
(bkz: michael douglas)
(bkz: gwyneth paltrow)
(bkz: viggo mortensen)
basın yayın organlarında, planlı cinayetlerin haberi yapılırken kullanılan bir tamlamadır. cinayet gibi başlı başına bir kusur olan eylem sırf planlı diye nasıl olurda kusursuz adledilir anlamak güçtür.
arkasında katiline dair hiç bir delilin kalmadığı, cinayetten yola çıkarak katili bulmanın imkansız olduğu en ince ayrıntısına kadar planlanmış olan cinayet türüdür.
en önemli kısmı öldürmek için öyle bir araç seçmelisiniz ki, bu araç cinayetten sonra ya kendini yok etmeli (buz parçası) veya herşey olmalıdır (yer çekimi). mesela batıcı veya kesici bir şekle getirilmiş bir buz kitlesi cinayetten sonra eriyecek ve şeklini yitirecektir. dedektiflerin bulacağı tek şey ölünün karnındaki (eğer buharlaşmadıysa) su kitlesi olacaktır. veya yer çekimi; kusursuz cinayet için güzel bir seçim olabilirdi...
jean baudrillard'ın kaleme aldığı muazzam bir kitap. Şu cümleyle başlar;
"Eğer dış görünüşler olmasaydı, dünya kusursuz bir cinayet, daha açık bir deyişle, katilsiz, kurbansız ve nedensiz bir cinayet olurdu"
Birkaç sayfa sonra şu cümle karşılar sizi;
"Artık hiçbir şey gerçek anlamda bakılmak değil de, yalnızca görsel olarak emilip yutulmak ve bir anlamda olanaksız değiş tokuşun yalınlaştırılmış estetik biçimini gerçekleştirip iz bırak-mak-sızın dolaşmak istediği için günümüzde görünüşleri yeniden kavramak güçtür"
ilk etapta içinden çıkılmaz gibi görünse de kitabın akışına kendinizi bıraktığınızda; gerçeklik, yanılsama, geçmiş ve şimdiye dair innaılmaz varsayımlara denk geleceksiniz...
Aklıma kanald'deki kanıt dizisindeki cehapeli teyze görünümlü kadın geliyor, hani kusursuz cinayet yoktur, önemli olan ipuçlarını yakalamaktır vb. Şeyler diyen.