HIzla çark etmeye başlamışdı vapurun pervaneleri , deniz anaları arasında yol alarak çıkıyordu iskeleden büyük bir gürültü ile ve derken süzülmeye başladı boğazın engin sularında arkasında karınca misali bir insan kalabalığı bırakarak...
Biz de vapur misalimi yaşıyoruz hayatımızı acaba diye düşünmekten alamıyor insan kendini bu manzararnın bildik bi şarkının akaratı gibi herhün tekrarlanışını izlerken...
okullar ilk iskelelerimiz küçük balıkçı barınakları gibi...
Onlarca insan biniyor ve iniyor bizim vapurumuza...
Her okul ayrı bir balıkçı barınağı , ama okul ilerledikce büyüyen kalabalıklaşan barınaklar...
Derken artık sandal değil tekne misali olmuşuz iş yaşamı başlamış hayatımızda her yeni iş yeri yeni bir iskele yeni bir seyrüsefer güzergahı bizim için...
Ve dostlar , arkadaşlar , sevenlerimiz sevmeyenlerimiz ...
Artık şehir hatları vapuru bile az gelir anlatmaya gelenler gidenler hayatımıza girenler ve çıkanlar...
Peki ya aşklarımız...
Onlarda bu hengamede yaşanaak sıradanlaşmalı mı ...
Ve kalabalığın herhangi bir parçası gibi ne man geldiğini ve ne zaman bittiğini anlamadan öylesine mi yaşanmalı umursamadan yolcu inecek mi kalacak mı diye düşünmeden...
Ya da süper bir yata dönüşmeli sevgili oldummu insanın hayatı her sevdiğine özel seyrüsefer güzergahı bile onunla çizilmiş artık gemide ikinci aptan mı olmalı yar dediğimiz gönül sultanı...
Belki de benim melonkolikliğim üstümde gene ve aşk diye bir şey yok yeryüzünde olmayan bir kaf dağı masalı için zırvalıyorum gene boş bulduğum bildirgeç satırlarında
iyi geceler tüm vapurlara ve teknelere hatta balıkcı sandallarına..
Ve iyi geceler yareni için süper bir yat olabilen usta kaptanlara..
Her şeye rağmen size de iyi geceler aşk var değipte aşksız yaşamayı marfet bilenler...
online listesinde adını gördüğüm, bu yazıyı öylesine armagan ettim yazar.
yaz saati uygulamasının nedenini sonunda çözmüş ikinci nesil yazardır. karması zehir gibi lakin nick altı bomboş. sanırım ne trollük yapmış nede ayarcılık oynamış. kaliteli bir yazar olmasına rağmen sözlükten son zamanlarda soğumuş olduğu izlenimini verdi. az sonra detaylarla birlikte olacağız..
#2715336 nolu entryden dolayı sığ görüşlü olduğu düşünülen yazar, fakat o başlığı kimin açtığı 'info' butonundan kontrol edilirse, öyle olmadığı anlaşılacaktır.
nekropsi'nin 1998 adlı albümünde yer alan ve büyük üzüntüler sonucu şoka giren bir hastaya tavsiyeler şeklinde şarkı sözlerine sahip olan, canı candan alan bir parçasıdır.
genel olarak ağızdan çıkar ve sıvımsı bir yapıya sahiptir. bazen içerisinde katı parçacıklar bulundurduğu da olur. ama bir keresinde tüm bu alışılagelmişliklerin dışında bir kusmuk olayına şahit olduğumu belirtmeliyim. fazla alkolden önce yarım ekmek arası tavuk döneri yutan arkadaşım alkolün kusturma etkisiyle kustu ama ağzından değil. burnundan yuttuğu tavuk döneri bir bütün halinde kusabildi. o an hepimiz için mutlu bir andı çünkü dünya üzerinde kaç kişi böylesine sıradışı bir olaya şahit olabilir ki.