"
Ramazan geldiğinde klişe olmayan, cevabı bilindik beylik sorular değil, yaşanmışlıkların bıraktığı derin acı ve.çaresizlikle yoğrulmuş sorular var mıdır burnumuzun dibindeki coğrafyalarda?
işittiğimizde unutmuşluğumuzun vebalini hissettirecek ve sorumluluğumuzu hatırlatacak ağır sorular var mıdır?
Örneğin;
Namaz sırasında evinin bir odasına havan mermisi düşen bir kişi çocuklarının cesetlerini toplamak için namazını bozabilir mi?
iki el ya da ayağını veya bunlardan birisini kaybeden kişi farz olan el ve ayakları yıkamadığında veyahut kalan tek el yada ayağını yıkadığında abdesti sahih olur mu?
Şarapnel parçasının isabet etmesiyle yüzünün 4/3’ünü kaybetmiş olan bir kişi yüzünün kalan 4/1’lik kısmını mesh etmesi yeterli olur mu?
Tan yerini ağartan, siyah ile beyaz ipi ayırt eden bir ateş bombası imsak başlangıcı sayılsa ve sabah namazı kılınsa bu namazı kaza etmek gerekir mi?
Savaş uçaklarının sessizliği yaran bir çığlıkla şehrin üzerine bıraktığı bombaları sehven iftar topu sanıp orucunu açan kişiye kaza gerekir mi?
iftariyelik, sımsıcak pidesini almış evine dönerken bir top mermisi ile ekmek sırası bekleyen topluluğun paramparça olmuş cesetlerinden birkaç damla kan pide üzerine sıçramış olsa ve bu kişinin bir başka yiyeceği elde etmesi imkânsız ise bu pideyi yemesi caiz midir?
"