kuruyemişi seçmeden yemeyen insan yoktur, iyi tarafı ise tabaktakileri paylaşmak zorunda kalınan kişilerin ayrı ayrı yemişleri seçmeleridir.. öyleya kimi fındık sever, kimi fıstık.. fakat en şanssız kişi fındık sevendir, çünkü tabakta sayı olarak en az bulunandır, birde, fındık, bir dağ ürünüdür, raf fiyatı diğer ürünlerden farklı değildir derler, e neden o zaman o tabakta leblebilerle eşit sayıda fındık olamıyor.
aklıma geçen bölüm behzat ç. de yaşanan diyalogu getiren insandır.
--spoiler--
hayalet: ama ben senin oranını sikeyim ya. sen ne biçim yiyon olm bunu la?
akbaba: o nasıl küfür la ataaazlı?
hayalet: la ataazlı, bi tane şam fıstık ye, ondan sonra arada bi tane arada leblebi at. hadi çok seviyon, iki tane şam fıstık ye bi tane leblebi at. amınakoyim patoz ettin lan hepsini.
akbaba: olm bu işin raconu böyle. karışık çerez yiyosan önce antepleri yersin, sonra varsa fıstığı yersin, en son leblebiyi öldürürsün. alaalla.
hayalet: nerenin raconu la bu? he?
akbaba: la olm herkes öyle yer işte. karışık çerez yiyon diye karışık karışık yemek zorunda değilsin.
hayalet: çok biliyon. “herkes öyle yer”miş.
o da bi'şey mi? elma alırken tadan, ayvayı, portakalı, mandalinayı. neredeyse her şeyi tadan ve hatta almayıp gidenler var burada. ama çıldırma hakkına sahip değiliz, zira "müşteri her zaman haklıdır."
eski bir arkadaşımı hatırlattı şimdi bana yeniden sinirlenmeme sebep oldu. kendisi ne kadar güzel şey varsa önden tüketirdi. biz burda yokuz zaten arkadaşım ye sen löp löp...