türktür. her türkün kendi milli takımını çıkaran teknik direktörler misali bir as çerez takımı vardır. onlar bitmeden diğerlerine sıra gelmez. genellikle fındık ve/veya badem, yer fıstığı ve/veya antep fıstığı, leblebi ve/veya çekirdek şeklindedir. şahsi ilk avucum* badem, fındık, yer fıstığı veya antep fısıtığı en son leblebi şeklindedir.
leblebi seven rakıcıların baş tacı ettiği
arkadaş tiplerindendir. rakı sevenler
leblebi de sever. meyhaneye gidip kuruyemiş
de söylersiniz. sade leblebi olsun derseniz
çoğunda yoktur, fiyatı yüksek tutmak için
çerezleri karıştırmışlardır. siz de yanınızda
başlıktaki gibi bir arkadaşı götürürsünüz.
kuruyemiş gelir, adı geçen arkadaş seçerek yer,
leblebiler kalır. size de o leblebileri
afiyetle yiyip rakınızı yudumlamak kalır.
annem. bir de, yeni alınmış ekmeğin kıyısını köşesini yiyip de, içini bizlere yedirmesine mukabil, ne zaman karışık çerez alınsa eve, içinden her daim tokatlar fındığı, bademi. sonra da, biz yaptık mı diker gözlerini bakar*.
eski bir arkadaşımı hatırlattı şimdi bana yeniden sinirlenmeme sebep oldu. kendisi ne kadar güzel şey varsa önden tüketirdi. biz burda yokuz zaten arkadaşım ye sen löp löp...
o da bi'şey mi? elma alırken tadan, ayvayı, portakalı, mandalinayı. neredeyse her şeyi tadan ve hatta almayıp gidenler var burada. ama çıldırma hakkına sahip değiliz, zira "müşteri her zaman haklıdır."
aklıma geçen bölüm behzat ç. de yaşanan diyalogu getiren insandır.
--spoiler--
hayalet: ama ben senin oranını sikeyim ya. sen ne biçim yiyon olm bunu la?
akbaba: o nasıl küfür la ataaazlı?
hayalet: la ataazlı, bi tane şam fıstık ye, ondan sonra arada bi tane arada leblebi at. hadi çok seviyon, iki tane şam fıstık ye bi tane leblebi at. amınakoyim patoz ettin lan hepsini.
akbaba: olm bu işin raconu böyle. karışık çerez yiyosan önce antepleri yersin, sonra varsa fıstığı yersin, en son leblebiyi öldürürsün. alaalla.
hayalet: nerenin raconu la bu? he?
akbaba: la olm herkes öyle yer işte. karışık çerez yiyon diye karışık karışık yemek zorunda değilsin.
hayalet: çok biliyon. “herkes öyle yer”miş.
kuruyemişi seçmeden yemeyen insan yoktur, iyi tarafı ise tabaktakileri paylaşmak zorunda kalınan kişilerin ayrı ayrı yemişleri seçmeleridir.. öyleya kimi fındık sever, kimi fıstık.. fakat en şanssız kişi fındık sevendir, çünkü tabakta sayı olarak en az bulunandır, birde, fındık, bir dağ ürünüdür, raf fiyatı diğer ürünlerden farklı değildir derler, e neden o zaman o tabakta leblebilerle eşit sayıda fındık olamıyor.