çok acayip, çok matah bir şeymiş gibi bu firmaların peşinden koşan insanlar var türkiye'de.
maaşları hakkında öyle bir abartı vardır ki, yeni mezun adama hemen 10.000 tl falan verecekleri düşünülür.
firmalar öyle güzel reklam yaparlar ki, çalışma ortamı süper sanarsınız.
"excel tablosu hazır mı falan bey"
"arkadaşlar motivasyonu arttırmak lazım"
"şu üretim bandı olmuyor, 1 cm daha büyük o yeni parça"
"almanya'dan izin gelmiyor, ayşe hanım gidip orada bakacak duruma"
"bu işin bitmesi lazım"
"mailleri mutlaka kontrol edelim"
cidden işin özü bu.
bunları neden yazdım? geçen hafta pırıl pırıl bir genç kız geldi, kendisi repütasyonlu bir üniversiten mezun olmuş, geldi beni de zorla bu görüşmeye soktular 4. kişi olarak. kız işe girmek için o kadar çabaladı ki "gerçekten hayalin ne senin" sorusuna "işte yönetsel kabiliyet" minvalinde bir şeyler söyledi. öylesine yalan bir görüşmeydi ki, adı büyük firmanın içinde kaybolacak bir insan daha. herkes rolünü o kadar güzel oynuyor ki, sanırım buna alışamayacağım.
muhasebe telefonunun yanlışlıkla bana gelmesi sonucu rezil olmama sebep olan şey;
- selamın aleyküm bacım.
+ aleyküm selam beyefendi buyrun.
- bacım biz çalışırken kurumsal firmayla çalışıyorsunuz paranız kalmaz burda dediler.
+ ödemeyle ilgili mi arıyorsunuz? muhasebeye aktarayım bir saniye.
- yok bacım dur dur onlar açmıyor telefonu. o murat orda mı?
+ hangi murat beyefendi?
- pezevenk olan.
+ bir saniye aktarıyorum.
muhasebe müdürümüzün pezevenk olduğunu tescillemiş oldum, umarım telefonlar dinlenmiyordur.
Türkiye'de büyük ve kurumsal olark lanse edilen firmaların dünya markası olamamasının nedeni büyüyünce kurumsallaşan kibirleri, insana değeri unutmaları.