atatürk yoktu düşman çoktu, atatürk geldi düşmanı yendi laflarına inanıp,
gerçekleri görenlere bok atma yakıştırmasını uygun gören önerme.
ezik duruma düştüklerinde tek sarıldıkları şey akepe, fettoş, şakirdo vs vs türemeleridir, halbuki karşı karşıya kaldıkları iddialar ciddidir, öyle taşşak geçerek geçiştirilemez.
kurucu demişken osmanlı devleti 1299 yılında bu topraklarda kuruldu. osmanlıya bok atanlar bu işin ağababalarıdır. hani onların kurduğu devletin tüm olanakları kullanarak kuruldu ya tc ondan şey ettim. evet.
o Kurucuya b.k atıldığı ve izinden yürünmediği için,
Bütün çiftlikleri kapatılmış.
Orduları tarumar edilmiş.
Tersaneleri özelleştirilmiş.
Milli varlıkları taşeron yabancı firmalara devredilmiş.
Bütün nehirleri satılmış.
Kamu iktisadi teşekküllerinin tamamı yabancılara teslim edilmiş.
Bankalarının merkezi yurdun binlerce kilometre ötesindeki holdingler olmuş.
Bütün otoyolları paralı olmuş.
Her adım atıldığında nereye gittiği belli olmayan vergiler ödenen.
Ülkedir!
--spoiler--
o kurucuya b.k atıldığı ve izinden yürünmediği için,
bütün çiftlikleri kapatılmış.
orduları tarumar edilmiş.
tersaneleri özelleştirilmiş.
milli varlıkları taşeron yabancı firmalara devredilmiş.
bütün nehirleri satılmış.
kamu iktisadi teşekkürlerinin tamamı yabancılara teslim edilmiş.
bankalarının merkezi yurdun binlerce kilometre ötesindeki holdingler olmuş.
bütün otoyolları paralı olmuş.
her adım atıldığında nereye gittiği belli olmayan vergiler ödenen.
ülkedir!
--spoiler--
az kitap okusanız az araştırsanız, loytt diye atlamasanız her yere amk.
1856-1922 yılları arasında 8619 km demiryolu inşa edilmiş.
1923-1950 döneminde ise mevcut 4086 km'lik demiryoluna sadece 3578 km ilave edilmiş.
Karayollarından söz etmiyoruz bile...
ilk cumhurbaşkanının maaşı 13 bin TL'dir. Bu rakamın bugünkü değeri altın üzerinden hesap edildiğinde 2006 yılı için 620 bin TL'dir.
2006'da cumhurbaşkanı maaşı Türkiye'de 14 bin liraydı.
ilk cumhurbaşkanının aldığı maaş bugünkü cumhurbaşkanının aldığı maaştan reel olarak 350 kat daha fazlaydı.
ismail Cem'in Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi adlı kitabında ilk cumhurbaşkanının servetinin dökümü dört sayfa tutmakta. Bu servetin içinde bugünkü değeri 20 milyon dolar olan Hintli Müslümanlar'ın Kurtuluş Savaşı'na yardım olarak gönderdiği para da var.
Türkiye ekonomisi, 1927'de % 12,8
1932'de %10,6
1935'te %3
1940'ta %5
1941'de %10,3
1943'te %9,8
1944'te %5,1
1945'te %15,3
1949'da %5,5 küçülmüştür.
1895 yılında Türkiye sınırları içinde yaklaşık rakamlarla 25.800 ilkokul, 2 milyon ilkokul yaşında çocuk ve 1 milyon 200 bin öğrenci vardır, okuma oranı, %60'tır.
1938'de ise 6.700 ilkokul, 2.335.000 ilkokul çağında çocuk ve 765.000 öğrenci vardır, okuma oranı %33'tür. 1925-38 arasında Türkiye'de sadece 173 yeni ilkokul açılmıştır.
1895'te Türkiye toprakları içinde ortaokul ve lise sayısı 830, ortaöğretim çağındaki nüfus 2 milyon 550 bin, öğrenci sayısı 98.000, okuma oranı %3,8'dir.
1938'de ise 208 ortaokul ve lise, 3 milyon küsur ortaöğretim çağında nüfus, 95 bin küsur öğrenci vardır ve okuma oranı %3,2'dir.
Cumhuriyet, Abdülhamid döneminin eğitim seviyesine ancak 1950'lerde ulaşabilmiştir!
1914'e gelindiğinde tek üniversitemiz, 7 fakültesi ve 4.600 öğrencisi ile istanbul Üniversitesi idi. 1938'de de yine tek üniversitemiz vardır, fakülte sayısı 8 olup, öğrenci sayısı 5.700 civarındadır.
1934'e gelindiğinde Türkiye'de din eğitimi bitirilmiştir!
Bir de yer yer halk açlıktan ölür.
Pek çoğu sehpalarda can verir.
Halk Jandarma dipçiği ve tahsildar baskısı altında inlerken, kaymak tabakasını kripto-ecnebilerin oluşturduğu asker-eşraf-tüccar-bürokrat koalisyonundan oluşan CHP ve Cumhuriyet 'seçkin'leri, arsa spekülasyonculuğu, ihtikâr, tefecilik, müteahhitlik, komisyonculuk ve savaş şartları istismarıyla zenginleşmekte, halk çullar-çuvallar içinde iken Kalgurisi'den, Fegara'dan Paris modellerini kapışmakta, kuyruklu ceket, silindir şapka, klak, makferlanlarla balolarda danstan dansa ve kutlamadan kutlamaya koşmaktadır."
Tam da Necip Fazıl Kısakürek'in dediğine tekabül eden bir durum söz konusu:
Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılâp.
Her şey çok açık, demek bu millet CHP'yi bu yüzden iktidara getirmiyor. Çünkü Türkiye ilerlemeye ve büyümeye ancak 1950'den sonra, CHP iktidarı bittikten sonra geçiyor!
Ya arkadaş Evet Türk milleti binlerce yıldır bağımsız bir devlet halinde yaşamış hiç bi zaman tutsak kalmamış ama ya o sevmediğiniz adam olmasaydı neler olcaktı diye sormak lazımdır o bok atanlara.
mensubu olduğu halkın manevi değerlerine bok atanların olduğu ülke ile aynı ülkedir. Gerçi her ikisi için de, gerçek asla değişmeyecek, bok atanlar ellerini batırdıklarıyla kalacaklardır.
nereden baksanız elde kalır iddialar ile kurucusuna hala bok atılan ülke. peki, madde madde sıralanmış madde madde cevap verelim:
1. "ilk cumhurbaşkanının maaşı 13 bin tl'dir. bu rakamın bugünkü değeri altın üzerinden hesap edildiğinde 2006 yılı için 620 bin tl'dir. 2006'da cumhurbaşkanı maaşı türkiye'de 14 bin liraydı. ilk cumhurbaşkanının aldığı maaş bugünkü cumhurbaşkanının aldığı maaştan reel olarak 350 kat daha fazlaydı." 1920 ve 1930'larda ödendiği söylenen paranın bugüne nasıl bir formülle çevrildiğine dair bilgi, kayıt yok. ama kerameti kendinden menkul verilere gözüne far tutulmuş tavşan eblehliğinde atlamak bol bol mevcut. çok isteyen can dündar'ın 26 ekim 2006 tarihli köşe yazısını bulup okur, tam da bu konu ile ilgili olan. ama şu ifadeye dikkat: "O dönemde Köşk'teki müstahdemin, yaverlerin, muhafız polislerinin iaşesi ve Köşk'ün diğer masrafları da Atatürk tarafından karşılanıyordu. Başvekil ve vekillere ödenen harcırah cumhurbaşkanı için söz konusu olmadığından seyahatlerde ulaşım dışındaki, yemek ve içki dahil bütün masraflar, tamamen kendi kesesinden çıkıyordu". küçük bir soru soralım: çankaya köşkü'nün geçen seneki bütçesi ne kadardı? 138,700 milyon tl. demek ki abdullah gül'ün geçen seneki maaşı 138,700 milyon tl idi, öyle mi akl-ı güzel kardeşim. bu kafaya göre öyle oluyor. atatürk söz konusu oldu mu, sallayın kocaman işkembenizden.
2. utanmadan 1927'de % 12,8, 1932'de %10,6, 1935'te %3, 1940'ta %5, 1941'de %10,3, 1943'te %9,8, 1944'te %5,1, 1945'te %15,3 ve 1949'da %5,5 küçüldüğü yazılmış. bu yıllarda cihan harbi olduğu unutularak. ama esas utanmazlık türkiye'nin 1924'de %14,9, 1925 %12,8, 1926'da %18,2, 1928'de %11, 1929'da %21,6, 1930'da %2,2, 1931'de %8,7, 1933'de %15,8, 1934'de % 6, 1936'da %23,2, 1937'de %1,5, 1938'de %9,5, 1939'da %6,9, 1942'de %5,6, 1946'da % 31,9, 1947'de %4,2, 1948'de % 4,2 büyüdüğünü yazmamak, yazamamak. o zaman iddianız ve atmak istediğiniz bok elinizde kalıyor değil mi?
3. demiryolları meselesini yılmaz özdil 25 ve 28 ağustos 2012 tarihli köşe yazılarında anlatmış. anlamayan eblehler açıp açıp bir daha okusunlar.
4. "her şey çok açık, demek bu millet chp'yi bu yüzden iktidara getirmiyor. çünkü türkiye ilerlemeye ve büyümeye ancak 1950'den sonra, chp iktidarı bittikten sonra geçiyor!". bu cümlenin üzerine tevil olmaz. bırakın eğlensin çocuk.
siktiredin gençler durumudur. isteyen istediğini sever. benim atalarım bütün müslüman türk önderleridir. ekstra olarak neşet ertaş da atamızdır. itirazı olan var mı?
Türkiyedir. Hitler 3. reichin kurucusudur milyonlarca insanı haksız yere öldürdü ama almanların çoğu ona laf kondurmuyor. iş bizimkilere gelince götünü kurtaran adama bok atmaktan geri kalmayan insanlar dolu.