küçük çocuklarda olur bu genelde. ilk çocuk 3-4 yaşlarındayken yeni doğan bir kardeşi olur, her gelen o çocuğa ilgi gösterir, o büyük çocuk kafayı yer. kendini ranzadan ranzaya, havadan yerele atar. koşup koşup duvara çarpıp bağırarak ağlar... dikkat çekmek için, onunla da ilgilensin diye yapılan hareketler denir buna halk arasında.
tribunlerdeki kişi de, aynı kaderi paylaşan bir çcocuk olsa gerek diye düşündürüyor insana.
bu ilkel insan modernleşince kuru fasulyeyi 'pastırmalı kuru fasulye' şeklinde tüketmeye başlar. pastırmalı kuru fasulyeyi yiyen modern insan atmosfere anüsünden saldığı metan, propan ve bütan gazlarından oluşan çeşnili gaz ve çemen aroması karışımıyla farkını konuşturur.
evet efendim, işte hayatın gerçeklerinden insanı üzen bir insan modeli. kuru fasulye ve pilav yiyen görgüsüz kıro...
işlerim nedeni ile çok diyar gezdim. yeri gelir izmir'e giderim, yeri gelir diyarbakır'a giderim. bu gezdiğim illerin, kasabaların arasında çok gelişmiş yerlerde var, az gelişmiş yerlerde var, gelişmekte olan yerlerde var. gelişmiş yerlerde bir sıkıntı yok. o şehrin meydanında lokantaya gittiğinizde lüks lokantalar bulunuyor ve asla kuru fasulye ve pilav gibi ilkel yiyecekler bulunmuyor.
tamam fakir olmak senin en doğal hakkın, her gün ıstakozlar, havyarlar, kurbağa bacakları yiyemiyor olabilirsin bunu anlarım ama arkadaş kuru fasulye yiyecek kadar nasıl bu kadar ilkel olabilirsiniz.
hayatınızda hiç mi eğitim almadınız. bakınız elit yerlerde kuru fasulye gibi yiyecekler yiyen yok. kendinizi düşünmüyor olabilirsiniz, birde o yemeği yedikten sonra zart zurt osurup benim atmosferimi kirletiyorsunuz ya insanın adolf hitler gibi olup toplama kampı yapası geliyor.