yetmiş iki millete karşı savaşmış bir millet için hayli düşük bir rakam olan 9167'de kalmıştır. o dönemde hastalıktan ölenlerin sayısı 22 bin civarındadır. buradan hareketle asıl kurtuluş savaşı bakterilere karşı verilmiş sonucuna varabiliriz.
"Resmi ağızla milletimize müjdelerim ki, bizim insan zayiatımız, dörtte üçü hafif yaralı olmak üzere on bin nüfusa baliğ olmaktadır."
Bunu kim söylemiş? Meclis reisi ve başkumandan Atatürk söylemiş. yani ben söylemiyorum!
Ne zaman söylemiş? Kurtuluş savaşımızdan hemen sonra.
Kim mi açıkladı? Sapına kadar Atatürkçü bir gazete.
On bin kişinin dörtte üçü yedi bin beş yüz eder… Bu kadar hafif yaralımız varmış. On binden yedi bin beş yüz çıkınca iki bin beş yüz kalır… Toplam ölü ve ağır yaralı sayımız da bu kadarmış! Rakamla, 2500…
Atatürk söylemiş...
peki; Milli Savunma Bakanlığı'nın 1998 yılında yayınladığı resmi istatistiklere göre, kurtuluş savaşımızda "1 milyon şehit, 220 bin kayıp ve esir" vermemiş miydik yahu? Google’a sordum, böyle çıktı. Çoluk çocuk da bu rakamlar üzerine "blog" döktürüyor bilir bilmez, hatta sözlüklere yazanları var… Sakın Birinci Dünya Savaşı'yla karıştırıyor olmasın bu koçlar?
Bir başka kaynak da şehit sayısını 9 bin 167 olarak çok kesin, çok net veriyor ve bunda çok ısrarlı. Şehitlerimizin illere göre de dökümünü yapmış.
Kim yalan söylüyor o zaman? Atatürk söylemeyeceğine göre?
dahası; Döndüm baktım, birçok ahmak tarafından hala "kurtuluş savaşımızın muharebelerinden biri" sanılan Çanakkale çarpışmalarına…
Üç yüz bin, dört yüz bin falan derlerdi değil mi, şehitlerimizi? Resmi kaynaklarda hatta "253 bin" gibi kesin ve ciddi bir rakam da geçiyordu.
48 bin 148 çıktı.
Ne biçim bir ülke ulan burası? daha kaç tane şehit vermişiz bu ülkeyi kurtarmak için onu bile tam olarak bilemiyoruz!
Tam olarak tespit edilememesi gayet olağan olan durum. Yillarca sarıkamış'ta 90.000 asker donarak öldü diye sallayanlar (buradan enver oradan da ittihat terakki düşmanlığı uretiyorlar. Buradan da abdulhamit putunu yaglamaya geliyor sıra. Abdulhamit ki rus katillerin anısına yeşilköye anit diktiren adam ) çanakklade 250.000 askerimizin şehit olduğunu düşünenler varken hem de. Bırakın da kurtuluş savasinı da bilemeyelim.
Bir de bu rakamı bir kaç bin olarak verip şehit sayısı üzerinden savaşı küçümseyenler vardi bir ara güya şehit sayisi o yıllarda salgın hastalıklardan ölenlerden daha azmış. Asıl savası da sözgelimi vebaya karşı vermisiz.
Bak sen, biraz o zaman islam tarihinin büyük gazvelerine bakalım; mesela hendek "savası"na. 8 ölü falan var toplam. Sanirsın adana'da tehlikeli bir gerginlik olmuş.
Bir de kayıp hususunda yorum sıkıntısı var orneğin;
-cephede ölenler tamam peki yunanin izmir e ilk çıktığı gün öldürülenler bu sayiya dahil mi?
-italyan bir asker konyada canı sıkılıp bir köylüyü oldürüyor. Bu koýlu kurtuluş savası şehidi midir?
-düzce, adapazari, gerede taraflarında çıkan çerkez ayaklanmasını bastırırken olenler bu sayıya dahil mi? (Çünkü benim memleketten ölen böyle 100-200 kişi var böyle bunlar görünüste yunan'a hiç kursun sıkmadılar)
Izmir'deki sivil katliamini manisa, aydın, afyon diye çerkez orneğini kürd ve arnavut diye çogaltabilir şhit sayisinin tespitini de o kadar zorlaştirabiliriz.
Tarihin en büyük ve en haklı mücadelelerinden biri olan kurtuluş savaşına gölge düşürmeye çalışmak hele ki bunu şehitler üzerinden yapmak nasıl bir ruhsuzluktur?