Osmanlı'dan gelen bir geleneği devam ettirerek yan gelip yatmayı (din eğitimi almak kılıfı ile askerden kaçmak) tercih etmişlerdir.
Malûmunuz, bu din adamı öğrencisi öğretmeni kesimler askerlikten muaf tutuluyordu.
Balkan savaşlarında üst üste alınan yenilgilerde askere büyük ihtiyaç duyuldu.
ittihat ve Terakki 1909 yılında çıkardığı Ahz-ı Asker (Asker Alma) kanununu gereğince gayrimüslimlerin de askerlik yapması zorunlu hale getirdi.
Çanakkale cephesinde Rum, Musevi, Ermeni, Keldani, Yezidi ve Nusayri gibi gayrimüslimler geri hizmetlerde yazışma, terzilik ve marangozluk gibi işlerinde görevlendirilmek üzere askere alındı.
Birinci Dünya Savaşı’na kadar islam olanlarla olmayanlar yan yana askerlik yaptılar. Kayseri de askerlik dairesi önünde 1888-1889 doğumlu Hıristiyan gençlerin istanbul’a askerlik sevki için Hükümet ve Askerlik Dairelerinin önünde bir tören yapıldı. Törende Ermeni Cemaati Papaz Eristakis ve Muallim Menyas efendiler birer konuşma yaptılar. Kendilerinin böyle vatan savunmasında görev almalarını tebrikle karşıladıklarını, bu kutsal görevde üzerlerine düşeni halis niyetle ifa etmeleri gerektiğini belirttiler. Sonra dua edildi. “Yaşasın Osmanlı Ordusu” sözleri ve dualarla askere uğurlandılar.
Osmanlı ordusunda artık Ermeni, Yahudi, Rum onbaşılar, çavuşlar görev yapıyordu. 1886’dan beri de Osmanlı askeri okullarından mezun olan gayrimüslimler orduda görev yapmaktaydı. Asker ihtiyacının azımsanmayacak kadarı gayrimüslimlerden sağlanmaktaydı. Birinci Cihan Savaşından sonra ingilizlerin isteğiyle ordudaki tüm gayrimüslimler terhis edildi.
Osmanlı'da Askerlikten muaf olan medrese âlimleri ve öğrencileriydi.
Sadece II. Meşrutiyet öncesinde istanbul medreselerinde yaklaşık 25 bin öğrenci vardı. Trabzon’un Of ilçesinde de 70 medrese vardı ve askerlik çağında hemen herkes bu medreselere kayıtlıydı.
Kayseri merkezde 1910’da 30 medresede 2000 öğrenci eğitime devam ediyordu.
Anadolu’daki medereslerin çoğalmasının temel nedeni askere gitmeme isteğiydi. Büyük illerde bulunan idadiler/liselere bakınca bu mekteplerin öğrencileri hemen tümü vatan savunmasında yer aldığını görüyoruz.
Kayseri Sultanisi/Lisesi öğrencilerinin son sınıfta bulunanların çoğunluğu Sakarya cephesinde askerlik görevlerini yaptıkları için mezun vermemiştir.
Öte yandan askere gitmek istemeyenlerin bir kısmı medreselere kaydoluyor, sekiz yıllık medreseyi on sekiz yıla çıkaranlar oluyordu. Çoğu sene de eğitime devam etmiyordu.
Medrese idaresinden bir şekilde aldığı tasdikli öğrenci belgesini askerlik şubesine ibraz etmek suretiyle askerlikten muaf oluyordu. Balkan Harbi sırasında istanbul’da bulunan 180 medresede eğitime ara verildi. Balkan harbinde gönüllü olarak askere yazılan medrese öğrencileri de vardı.
Yine Osmanlı'da kadılar, müderrisler, imamlar, müezzinler, tekke şeyhleri, muayyen derslerini vermek şartıyla medrese talebesi, Kabe-i Muazzama, Mescid-i Nebevi, Mescid-i Aksa hademesi, Peygamber kabirlerinin türbedarları, bizzat padişah hizmetinde on dört sene bulunanlar, mızıka-ı hümayun üyeleri ve hademesi askerlikten muaftı.
asırlardır yaptıkları gibi. hiç bir işe yaramadıkları halde bir dünya para alıyorlar. lise çocukları askere gittiği halde burada 35 yaşında ' ilim öğrenenler' yan gelip yatıyorlardı. Ve her getirilmeye çalışan yeniliğe vay din elden gidiyor diye isyan çıkarıyorlardı.