türk kurtuluş savaşı esnasında kardeş azerbaycan devleti ve halkının türkiye'ye uzattığı yardım elidir.
--alıntı--
Mustafa Kemal Paşa, 3 Mayıs 1920 günü Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Paşa'ya yazdığı bir mektupta
"Devlette hiç para kalmadı. Şu anda içeride para temin edebileceğimiz bir kaynak da yok. Başka kaynaklardan para temin edinceye kadar Azerbaycan hükümetinden borç para alınmasını temin etmenizi rica ederim" diyordu.
Kazım Karabekir Paşa, isteği Azerbaycan hükümetine iletti.
Bu istek, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Halk Cumhuriyeti ile Ankara Hükümeti arasındaki ilk resmi temastı.
Azerbaycan'dan Türkiye'ye uzanan kardeş eli...
1921 yılı içinde Nerimanov'un şahsi emri ile Azerbaycan Dışişleri Bakanı Mirza Davut Hüseyinov, kazanılan Birinci-ikinci inönü Savaşları münasebetiyle çektiği telgrafta "Kazanılan bu büyük zaferlerden dolayı Türk halkını Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti adına kutluyoruz." diyor ve bu büyük zaferlerin şerefine "Azerbaycan halkının yardım için 30 sistern petrol, 2 sistern benzin, 8 sistern kerosin" gönderdiğini bildiriyordu.
Aynı yılın Mayıs ayında Azerbaycan devleti, TBMM hükümetine 62 sistern petrol gönderdi ve bundan sonra savaş bitinceye kadar aynı değerde petrol ve üç vagon dolusu kerosin göndermeyi taahhüt etti.
Bu taahhüdün dışında 1922 yılında Batum yolu ile Azerbaycan dokuz bin tondan fazla kerosin ve 350 ton benzin gönderdi.
Mustafa Kemal Paşa 1921 yılında Nerimanov'a bir mektup yazarak borç para talep etmişti.
Bu mektubu 17 Mart 1921 günü büyükelçi Nerimanov'a ulaştırdı.
Nerimanov, derhal 500 kg altın gönderdi. Bunun 200 kg devlet bütçesine, kalanı ise mühimmat ve silah için kullanıldı.
Daha sonra Nerimanov Rusya'dan aldığı 10 milyon altın rubleyi Ankara'ya gönderdi. Bu yardımlarla savaş içindeki ülkenin durumunda belirgin bir düzelme oldu.
23 Mart 1921'de Azerbaycan hükümeti talep etmediği halde Türkiye'ye Azerbaycan halkının hediyesi olarak 30 sistern petrol, 2 sistern benzin, 8 sistern yağ gönderdi.
Nerimanov, Mustafa Kemal Paşa'nın yazdığı mektuba yazdığı cevabi mektubunda her gün kazanılan başarılarla Türk halkının emperyalizmden kurtulma günlerinin yaklaştığını, bu yüzden kahraman Türk halkını kutladığını yazıyor ve sonra ilave ediyordu;
"Paşam, bizim Türk milletinde kardeş kardeşe borç vermez. Kardeş, her zaman kardeşinin elinden tutar. Biz kardeşiz, her zaman elinizden tutacağız ve tutmaya devam edeceğiz."
(A. Şemseddinov, Kurtuluş Savaşı Yıllarında Türkiye-Sovyetler Birliği Alâkaları, shf.66)
--alıntı--
savaşın ağır yükü altında ezilen Türklerin
bu kötü günlerinde, Osmanlı Devleti’ni
işgalden korumak ve göçmenlerle, şehit
ailelerinin yaralarını sarabilmek
için, Türk-islâm dünyası elinden gelen
destek ve yardımını esirgememiştir.
Balkan Savaşları’na Azerbaycanlı
öğretmenlerle öğrenciler,
Türkistanlı 400 genç, Hindistan Müslümanları,
gönüllü olarak katılmışlardır.
Bunun dışında askeri alanda da önemli yardımlar
gerçekleştirilmiştir.
Örneğin Azerbaycan Halk Cumhuriyeti ordusu
bünyesindeki bir birlik, cumhuriyet yıkıldıktan
sonra Kazım Karabekir komutasındaki Doğu Cephesi
birliklerine katılacaktır.
Bir piyade taburu, bir süvari alayından oluşan bu
birlik, derhal Doğu cephesine gönderilmiş, Doğu
Anadolu’nun Ermenilerden geri alınmasıyla sona
eren harekâta katılmıştır.
Azerbaycan Türklerinden oluşan bu birliğin gösterdiği
başarı dolayısıyla, bu alay çekirdek kabul edilerek 6. Süvari
Tümeni oluşturulacaktır.
Bu düzenli birliğin yanı sıra, Milli Mücadele’nin çeşitli
cephelerinde de çok sayıda Azerbaycanlı subay ve asker
gönüllü olarak görev almıştır. Bunların önemli bir
kısmı da, istiklal Savaşı’ndan sonra da orduda kalmışlar
ve çeşitli üst rütbelere kadar yükselmişlerdir.
Bunlar arasında, Albay Yusuf Hazarlı, Topçu Albay Mehmet Akpolat,
Topçu Albay Aslan Berkan, Albay Salih Aksoy, Süvari Albay
Feridun Daryal, Hava General Cihangir Berker, Hava General
Hüseyin Turgut, Süvari Generali Samet Saygın ilk anda
sayılabilecek onlarca isimden bazılarıdır.
Azerbaycan Milli Ordusu saflarındayken, bu ordunun dağılması
ile birlikte Türkiye’ye gelerek, Kurtuluş Savaşına katılan
Azerbaycanlı subayların yanı sıra, Milli Mücadele döneminde,
Azerbaycanlı Türk subaylardan oluşan bir grup daha vardır.
Bunlar, Azerbaycan Halk Cumhuriyetiyle Osmanlı Devleti
arasında yapılmış olan askeri antlaşma gereğince
istanbul’da eğitim gören subaylardır.
Bu subaylar da, AHC’nin yıkılmasından dolayı, eğitimlerini
tamamladıktan sonra Türk ordusuna katılmışlar ve en üst
rütbelere kadar terfi etmişlerdir.
Orgeneral Mahmut Berköz ile Jandarma Genel Komutanlığı
da yapan Orgeneral Nuri Berköz’ü, bir dönem Kars
milletvekili de seçilen Kurmay Albay Hüsamettin Topaç’ı sayabiliriz.
Azerbaycan Türklerinin Milli Mücadele’ye desteği Azerbaycan
Şura Cumhuriyeti döneminde de artarak devam edecek,
TBMM Hükümeti’nin siyasi ilişki kurduğu ilk devletlerden biri
Azerbaycan olacaktır.
Azerbaycan Kızılayı, "Seninleyim Türkiye'm" isimli
yardım kampanyası başlattı ve vatandaşlara
kardeş ülke Türkiye'ye yardımda bulunmaları çağrısı yaptı.
Öte yandan, Azerbaycan Savunma Bakanlığı da
Türkiye'ye askeri hekimlerden oluşan ekip gönderdi.
Azerbaycan, arama kurtarma çalışmalarına katılmak
üzere Türkiye'ye 400'den fazla personel ile insani
yardım malzemesi göndermişti.