kurtuluş savaşı gerçekte yoktur

entry126 galeri4
    26.
  1. kurtuluş savaşı yoksa, balkan savaşları da yoktur ve yunanistan bizim toprağımızdır, hadi gidip toprağımızı alalım.

    bu fikrin ana kaynağı yukarda ki cümlenin tersidir. enosis e hizmet etmeyiniz. örneğin kurtuluş savaşı gerçekten olmasın, siz var deyin. yok deyince mi kazanırsınız, var deyince mi?
    2 ...
  2. 27.
  3. kurtuluş savaşı'nın sadece topla tüfekle yapıldığını düşünen sığ görüşlü insan fikridir, bu kısmı bile haddini aşan bir iddiadır ki; kurtuluş savaşı sadece cephede değil o an buhranlı ve ne yapacağını kestiremeyen halkın zihniyle, içerideki binbir türlü düşmanla, dışarıdan aç köpekler gibi saldıran düşmanlarla, geri kalmışlıkla yapılan bir savaştır. biraz kaba bir tabirle, şu an babasının belli olmasını borçlu olduğu insanlara saygısızlık etmeden önce kişinin iyi düşünmesi gerekir.
    5 ...
  4. 28.
  5. (bkz: koca seyit)

    her şeyi bilimsellikle açıklayanlara* gelsin.
    5 ...
  6. 29.
  7. 30.
  8. bazı şeylerin abartıldığı doğrudur ama bu iddia saçma ve komiktir. halktan, sonradan iade edilmek kaydıyla alınan paralar, büyükbaş hayvanlar, çoraplar... neden alınmıştır?
    inönü zaferleri yoksa, nutuk' taki olay aslı astarı olmayan şeyler midir?
    damat ferit' in istanbul boğazına döktürdüğü tonlarca mermi yok mudur? damat ferit vatan haini değil midir?
    mütareke basını komple yalan şeyler midir? ali kemal ler nedir peki?
    atatürk' e başkomutanlık yetkisi boşuboşuna mı verilmiştir?
    askerden kaçanları yargılamak amacıyla kurulan istiklal mahkemeleri ne iştir?
    yani tamam, abartı doludur tarihimiz ama bunlar da yalan mıdır yahu? muhalif olacağız diye gerçekleri inkar mı edelim?
    6 ...
  9. 31.
  10. türkleri şu an, yönetim olarak ele aldıklarını ama tarihimiz üzerinde ki baskıdan hala kurtulamayan godoşların birkaç okumuş cahil diye tabir edilen mallarla tarihimizi de silip türkleri ezmeye çalışmaktan başka birşey değildir. tüm yürek bir olup yedi düvele meydan okuduk. *
    tarihi okumuş zevzeklerin, tarih kitaplarında mı yazıyor kurtuluş savaşının olmadığı. o üniversitenin kütüphanesinde mi varmış böyle kitap. gitsin mastürbasyon yapsın o tarihçiler.
    3 ...
  11. 32.
  12. 33.
  13. vatana ihanette yeni boyut. yok diyince ne olucak, şeker mi verecekler, yalarsın o şekeri sen. *
    3 ...
  14. 34.
  15. milletin bilmesine gerek olmayan gerçek. insanların bunu bilmesi kimseye fayda sağlamaz.
    2 ...
  16. 35.
  17. bana aşağıdaki şiiri hatırlatan iddia;

    işgaldeki hali sakın unutma
    Atatürk'e sebepsiz dil uzatma
    Sen anandan yine çıkardın ama
    Baban kimdir bilmezdin ŞEREFSiZ.

    düzenli orduya yenilip, milis kuvvetlerle nasıl işgal engellenmiş, bunu merak edenler belki de şu an ırak'a, ya da geçmişte ki vietnam'a bakabilir, hani amerika tarihi olduğu için belki daha inandırıcı gelir size.

    atatürk tanınmazmış, öyle mi çanakkale savaşı sonrası? Atatürk trablusgarp'tan sonra yıldızı parlamış bir komutandır, çanakkale'deki askerler trablusgarp cephesinden atatürk'ü tanımıştır, çanakkale savaşı gazisi annemin dedesi anlatırdı, eğer kaynak istiyorsan.

    sen çık Atatürk'ün nutuk'da anlattıkları yalandır de, bizim şehit olmuş dedelerimize onlar aslında yürürken düştüler başlarını taşa vurup öldüler de, inönü savaşları olmamıştır de, fevzi çakmak'a, ismet inönü'ye yalancı de, ondan sonra bu topraklarda yaşa. aferin, çok güzel, çok şereflice bir davranış.

    nutuk'u okuyun, yüzüklerin efendisi'ni okumadan önce, belki o zaman ülkenize yaraşır bir genç olabilirsiniz.
    12 ...
  18. 36.
  19. artık açıkça bir durum var: tarihi değerlendirmek iyice kavramlardan uzak, sınıfsal güçler dengesinden alabildiğince kaçan bir hale geldi. haliyle tarihi tahlil etmekte soyut, yüzeysel ve ya mekanik bir hal aldı. gerçeklik mi? o ise şimdilik uzaklarda seyreden bir gemi, ufukta ama uzak değil. birilerinin hatırlatması yeterli.

    şurası açık: bu önermede her iki tarafından akıldan ve bilimden uzak tespitleri terk etmeleri gerekiyor. burjuva ideolojisinin getirdiği "parçayı bütünden ayırma" ve "en faydalı olan bilgi doğrudur." toptancı bir ifadeyle terk edilmeli. aksi halde o geminin ufuk çizgisinin arkasına geçeceği besbelli. toplumsal aklın bu kadar karışık olamayacağı ise belli.

    konuya dönmekte fayda var. tarihi bir gerçeklik olarak 1.paylaşım savaşının ardından gelen bir dönem var türkiye'de. mütarekenin ardından gelen bu tarihi dönemeçte bir savaşlar silseli yaşanmıştır. bu döneme istenilen ad takılabilir ama bir kurtuluş savaşı adını vermek şimdilik daha doğru gözüküyor. fakat şurası çok belli: daha 1920'den itibaren bu savaşı yönlendiren türkiye burjuvazisinin her daim korkak davrandığı doğrudur. korkak bir şekilde davranmıştır; çünkü daha en baştan, londra kongresi fikrinden itibaren, emperyalizmle işbirliği yapmaya çalışmıştır. en azından kendi bağımsızlığını korumaya çalışmıştır. ama gene aynı burjuvazi doğal bir sonuç olarak ve ikililik kuralına göre bağımsız bir devlet olma savaşından da, istediği sonucu alıncaya kadar vazgeçmeyeceği de açıktı. bu nedenle savaşı sürdürmüş ve istediği koşullar sağlandıktan sonra direk olarak mütarekeyi imzalamıştır.

    bu yazdıklarımdan şu sonuç çıkmasın: "neden daha fazla toprak alınmadı?" bir şeyden bahsetmiyorum. bahsettiğim şey ülkenin sadece kurumsal olarak değil, ideolojik olarak bağımsızlığıdır. ama bunu başarabilen bir sermaye sınıfı dünyada yoktur, en azından sermaye birikimini geç tamamlayan yani geç kapitalistleşen ülkelerde. emperyalizm çağında bağımsızlık burjuvaziden değil farklı yollardan geçiyordu, o günlük bunu yapabilecek güçler nitel anlamdaki güçsüzlüklerinden başaramamışlardır.

    peki ama bir soru ortaya çıkıyor: emperyalist güçler nasıl türkiye'nin kurulmasına izn vermişlerdir? elbette burada kazanılan bir savaşa ve haliyle oluşan bir meşruiyet var. ülkenin iç dinamikleri bir savaş kazanmış ve en sonunda asıl emperyalist güçle karşı karşıya gelmiştir. bu noktada ise politik denklem devreye girmiştir. yani emperyalizm normal bir anda böyle bir bağımsızlık savaşı ile yakalansa belki türkiye cumhuriyeti'nin kuvvetlerini geri püskürtebilirdi. ama devreye doğumuzda yer alan bolşevik devriminin muzaffer başarısı ve politik gücü vardır. emperyalist kamp sürekli olarak kendi içinde bölünmekte, maddi olarak bir sosyalizm tehlikesi ile karşı karşıya gelmektedir. 1922 yılında dahi, sovyetler polonya'da yenildiği halde, bu korkuyu içinde hissediyordu. politik bir güç olan reel sosyalizmin tehlikesinden böylesine büyük bir kapitalist ülkeyi içine sindirmek zorunda kaldı. bolşeviklerin sadece maddi ve manevi yardımları yoktur kurtuluş savaşına, yukarıdaki denklemdeki konumlanışları türkiye cumhuriyeti'nin emperyalist kampça kabul edilmesine neden olmuştur.

    artık şu açık: türkiye cumhuriyeti'ni kuran burjuvazi hem fiziksel anlamda hem de ideolojik anlamda 1923 paradigmasından vazgeçmiştir. bunu burjuva ideologlarının 1923 paradigmasına karşı hazırladıkları siyasal düzlemlerde görebiliyoruz. çünkü reel sosyalizmin olmadığı bir dünyada politik denklemler yeniden kuruldu. türkiye kapitalizmine düşen payda eski kurucu düşüncesinden uzaklamşmak ve onu tasfiye etmekte buldu. cumhuriyetin tasfiyesi, emperyalistlerin bir eğilimini bize göstermekte. ulus devletin yok olduğunu söyleyen emperyalist ülkelerin yaptığı şey, hiyerarşide küçük olan ülkekeleri daha küçük parçalara bölmek, onların siyasal egemenliklerini işçi sınıfından uzak noktalara taşımak anlamına geliyor. bugün türkiye burjuvazisi bunun ideolojik altyapısını kurmaktadır.

    farkındayım, yazı çok uzun oldu ve dışsal açıdan bakınca amacından saptı gibi. ama yapılan şey basit: bu iddiaların arkasında ciddi bir ideolojik birikimin olduğunu göstermek. buna karşı çıkmak ise milliyetçi-şoven çizgilerin işi olmadığı. mevcut statükoyu savunmak ise tasfiyenin hızlanmasından başka bir anlama gelmiyor. şunun kabul edilmesi şart: kurtuluş savaşı döneminin öyle aman aman bir anti emperyalist bir birikiminin olmadığı ve mülk sahibi sınıfların her daim korkaklıklarının ve paranoyalarının ne kadar etkili olduğunu teşhir etmek.

    çözüm belli: bu ideolojik birikim mülk sahibi sınıf tarafından besleniyor. bunun çözümü ise o sınıfı tasfiye etmek ve toplumsal alanını tıkamaktır. aksi halde, kurtuluşun gideceği nokta brüksel'deki, washington'daki merkezlerdir. ibre ise orayı gösteriyor şimdilik.

    ekleme: imla.
    11 ...
  20. 37.
  21. kim bilir daha ne kadar şehitlerimizin kemiklerini sızlatacağız. şehit kanlarıyla sulanan topraklarımız üzerine daha ne kadar yorum yapacağız kim bilir.
    4 ...
  22. 38.
  23. sakarya meydan muharebesi, eskişehir-kütahya savaşı, inönü savaşları ve başkomutanlık savaşının bütününe sonradan verilen verilen isimdir kurtuluş savaşı.bu noktaya deyinilmek istenmesi kurtuluş savaşının olmadığı anlamına gelmez. zaten kurtuluş savası olmasaydı şuan nicklerimiz arabam varis esseğin skis objebis vb olurdu.
    5 ...
  24. 39.
  25. hee yoktu, atatürk te yoktu lan, ataların falanda yoktu, hatta eğer kim söylediyse onun ataları şu günümüzde bir tane film var o... çocukları diye he işte onlardı, hatta ve hatta annelerine buradan selam ederim dediğim önermedir. ne önermesi lan önerme bile değil bu.
    (bkz: sıçtı)
    (bkz: bekir)
    (bkz: salavat)
    (bkz: getir)
    3 ...
  26. 40.
  27. anasını itilaf güçlerine düzdürdüğü günleri özleyen insanların söylediği safsatalardır.
    7 ...
  28. 41.
  29. vardır vardır. hem de bir değil iki tane.

    biri 1919'da başladı, dierği 1968'de.
    7 ...
  30. 42.
  31. 43.
  32. aslında konunun özü şudur. bilinçli bir şekilde avrupalıların sevr i imzalatamadığı ve bu topraklardan türkleri kazıyamadığı için ortam bulmuşken laf sıçmasıdır. bizim içimizde ki bazı hainlerinde gerçekleri bile bile işine öyle geldiği için yok saymasıdır. yapılan savaşların hepsi yazılmıştır ve tekrar etmeye lüzum kalmadan şu söylenmelidir emperyalizmin uşaklarına. bi siktirin gidin bu ülkeden.
    3 ...
  33. 44.
  34. biraz olsun nereden geldiğini bilen ve türkiye cumhuriyeti' nin nasıl kurulduğunu araştırmış herkesin, göbeğini kaşıyarak, kahkahalarla güldüğü iddiadır. bu vatan düşman uluslardan temizlenmiş ve kurtarılmıştır, üstelik kurtarılması adına milyonlarca askerimiz şehit düşmüştür. çıkıp da ' kurtuluş savaşı yoktur ' demek, düpedüz vatan hainliği, türk kimliğini haketmeyişin göstergesidir. sözlüktekilerden utanmıyorsan bari şehitlerimizin asil hatıralarından utan güzel kardeşim.
    4 ...
  35. 45.
  36. başlığı baştan sona okudum. iddialar kendi çapıyla değerli ve iddiaları yapan kişi de "millet cevap veremiyor ne büyük göt oldular huhahaha" formatında bir insan.

    şimdi, canım öyle bir oyuna gelmişsiniz ki haberiniz yok. bakınız tek tek ilerleyelim; kurtuluş savaşı 3 safhadan oluşur, I. dünya savaşını kurtuluş savaşından saymayanları alnından öperim, zira bu değerlendirme sadece kronoljiktir ve öss bilgisidir. neden mi? çünkü birinci dünya savaşı esnasında halkımız hem emperyalist devletlerle hem de yerel çetelerle savaşmıştır, dolayısı ile kurtuluşun ilk cephesi budur. bu bölüm esnasında da m.kemal zaten ünlü bir türk subayıdır.

    ikinci bölümümüz elbette ki milis & bağımsızlık haraketleri; senin o düzenli ordu mik kadar yunan askeri ile zart etti zurt etti sohbetin fare viyaklamasından öteye geçemez çünkü yunan kuvvetleri ege bölgesinde soy kırım uygulamışlardır. mik kadar yunanlara bak soy kırıma kalkışıyor. ancak inönü savaşlarına meydan savaşı değildir diyenler var, fakat ben 5000 kişiyle 50000 kişiyi iki kere yeniyorsam bu toplamda 3 meydan savaşı eder ya neyse...

    gelelim kurtuluş'un son noktasına, be yavru kuşum o dönemde rum ve yahudilerin 300 ün üstünde mecmua bastıklarını biliyor muydun? sen bunlardan hangilerinin ingilizlere karşı old. söylüyorsun? kaçı öyle yani? ulan bu topraklarda çizilen ilk karikatür aldülhamitin karikatürü sen kime ne anlatıyorsun? ayrıca ingilizler neden ses çıkarmamışmış, lan adamlar istanbulu işgal etmiş evet, ama elde tutmak istemiyorlar ki, elde tutmak isteseler yunanlara yol vermezler... kurtuluş savaşının üçüncü safhası bozulmuş düzeni ile osmanlıdan kurtulduğumuz andır, yani tbbm nin açılışı değil hilafetin kaldırılması... 1000 yıllık tarihe sırt dönmedik, 1000 yıllık tarih bize sırt döndü... kaç müslüman arap senin cihad çağrını karşıladı da sen hala onlara halife olacaksın? halife olsan göze batmaz mısın?

    tüm bunlardan ayrı, bunlara destek vermek dış mihrakların oluşturduğu psikolojik baskıya ortak olmak demektir.

    arkadaşım, kurtuluş savaşı olmadıysa da oldu lan, anla artık!!!
    9 ...
  37. 46.
  38. 47.
  39. fikret başkaya nın bahsedilen kitabı kemalizm resmi ideolojisini eleştireyim diye çok sert ifadelere başvurulmuş bir kitaptır. tam olarak gerçekleri yansıttığını söyleyemeyiz. anti emperyalist savaş değildi derken, burjuvaziye karşı olmadığını anlatması bakımından dediği doğrudur. yalnız mevcut bulunan düşmana karşı halkın çeşitli kesimlerinin biraraya gelip verdikleri bir savaşı inkar etmeyi gerektirmez bu durum. üstelik ingiliz desteğindeki yunan kuvvetleriyle yapılan çatışmaların başarısı neticesinde italyanların ve fransızların geri adım atmaları bir diplomatik başarının eseridir, bu da bilhassa ismet inönü' nün başarısından kaynaklanmaktadır. şu çılgın türkler kitabından referans verecek değilim konu hakkında. ama bir dış gözlemcinin kitabından yararlanabiliriz objektivite gereği, örneğin paul dumont' un mustafa kemal kitabından.
    kurtuluş savaşı başarımız sonunda edilen lafları da anımsamak önemlidir. yunan başbakanının, ingiliz başbakanının..
    bu bir galibiyettir. yurt topraklarının düşmandan temizlenmesidir. resmi ideoloji kemalizmi eleştirmek için bunları görmezden gelmemek lazımdır.
    4 ...
  40. 48.
  41. kurtuluş savaşı yoksa yunanlıların küçük asya yenilgisi dedikleri savaş nedir? milis kuvvetler nasıl yok edilemedi diyenlerin gerilla harbinden haberleri yok sanırım. ayrıca kuvva-i milliye işgalcilere zarar vermiştir ama geri çekilme sağlayamamıştır. iddiayı dillendirenler belgelerini göstersinler bakalım bok attıkları resmi tarih mi yalan söylüyor onlar mı görelim!
    4 ...
  42. 49.
  43. 1. dünya savaşında zaten şu veya bu sebepten yenilmiş osmanlı, emperyalist güçlerce paylaşıldı. şu var ki beklemedikleri bir halk direnişi ile karşılaştılar. maraş, antep ve urfa örnekleri.. emperyalisler, bu duvara çarpma hadisesini "bizim zaten sizin topraklarınızda gözümüz yoktu" beyanı ile geçiştirmek istediler. fransa gibi.
    devrin en büyük sömürgecisi ingilizler yok gibiydi ama onun finanse ettiği yunan vardı. ruslar ermenileri kamçıladır. iç isyan gibi görünse de esasında dış destekli bir savaştı.
    şu var ki hindistan ve ortadoğuya göz dikmiş ingiltere, gerçek manada isteseydi türk kurtuluş tarihi çok farklı yazılabilirdi. neden istemediği veya istanbul'u ele geçirdikten sonra neden aletini edavatını bırakıp geri çekildiği tarihi bir muamma. masa başında neler konuşulduğuna bağlı. resmi tarih diplomasi zaferi diye yutturuyor ama siyaset dehası güçlü ingiliz aldığı yeri geri neden verir sorusu akla gelmiyor değil.
    3 ...
  44. 50.
  45. ah şu toprakların dili olsa da bir konuşsa. vatan toprakları üzerinde kurulan alçakça planların nasıl bozulduğunu ah bir dile gelse de konuşsa.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük