eğri oturup doğru konuşmak lâzımdır. olayları olabildiğince tarafsız ve objektif bir şekilde analiz etmek gerekmektedir.
böyle bir savaş hiçbir zaman olmamıştır. resmi tarihin uydurmalarından bi'tanesidir.
osmanlı devleti çöküş dönemine girdikten sonra bu süreci uzatmak adına çeşitli ittifaklara ortak olmuştur.
özellikle de 1. ve 2. balkan savaşı ve trablusgarp savaşı sırasında ileriki yıllarda yaşanacak olayların sinyalleri verilmiştir.
şimdi efendim! ilk önce 1. dünya savaşından yola çıkalım sizce bu savaşın ismi, savaşın amacıyla çakışmakta mıdır?
savaşın amacı sömürmektir. savaşa giren devletlerin amacı ise yeni dünya düzeni içerisinde farklı konumlarda yer bulmak olmuştur.
eğer ki savaşın amacı sömürmek ise, bu savaşın ismi de 1. dünya savaşı yerine 1. emperyalist savaş olmalıdır.
1. emperyalist savaş sırasında osmanlı devleti, oyunu gerçekten de çok güzel oynadı. çöküyordu, son çare olarak bu savaşa ortak olarak, çöküş sürecini uzatmaya ve farklı sömürü noktaları elde etmeye çalıştılar.
savaşa, kağıt üzerinde güçlü olan tarafla girdiler. yanlarında almanya ve italya gibi çok güçlü iki devlet vardı. ancak savaşın seyri italya karşı cepheye geçince değişti ve roller değişti. rusya kıyıları bombalandı. farklı farklı cepheler açıldı. olan anadolu insanına oldu.
düşünsenize bi' sen savaşa sömürmek için giriyorsun, farklı ülkelerin/ulusların topraklarını almak için giriyorsun yani emperyal bir amaçla giriyorsun ve her şey tersine dönüyor, roller değişiyor.
peki sonra ne oluyor?
anadolu'da çeşitli mücadeleler veriliyor, insanlar ölüyor.
beylikler yok oluyor, mozaik kayboluyor, kültür bozuluyor...
1. emperyalist savaş sonrası ise çeşitli antlaşmalar imzalanıyor bunlardan en önemlisi sevr antlaşması'dır.
sevr antlaşması her ne kadar kağıt üzerinde olsa da, resmi bir geçerliliği olmasa da.
ülke toprakları paylaştırıldı ve zaman içerisinde işgale uğradı.
bu işgaller sonrası ise anadolu'da kolektif bir mücadele verildi.
ama asıl mücadele yunanlarla verilen mücadeledir. yalçın küçük'ün de dediği gibi bu savaş aslında bir türk-yunan savaşı olmuştur.
güneydoğuda fransızlar bölgeden çekilirken cephanelerini bölge ahalisine portakal karşılığında bırakmışlardır.
keza kars yöresinde de böyle olmuştur.
sonuç itibariyle bizlerin ''kurtuluş savaşı'' olarak bildiğimiz savaş neyin kurtuluşudur?
sen başka toprakları, ırkları, dilleri, renkleri, ulusları sömürmek için savaşa giriyorsun.
oyunu kurallarına göre de oynuyorsun sonra roller değişince ''bize saldırdılar, topraklarımızı işgal ettiler''
diyorsun. bu ne yaman çelişki?
eğer ki doğrudan sömürülen ülke osmanlı devleti olsaydı, ve sömürü sonrası belirli bir mücadele verilseydi
işte bu kurtuluş savaşı olurdu. ama sen savaşa farklı amaçlarla girip, sonra göte gelince, mızıkçılık yaparsan kimsenin sana saygısı kalmaz.
yazarına katılmadığım başlıktır. kaynağın götü olduğu çok bellidir.
keza; kurtuluş savaşı türk ırkının ve ulusunun kurtuluşudur. osmanlı devleti yıkılma sürecine girdiğinden beri enteresan diye nitelendirilebilecek padişahları itilaf devletleriyle anlaşmalar yapmış ülkeyi adeta kendi canım kurtulsun o bana yeter mantığıyla satmıştır/paylaştırmıştır.
savaşa başka amaçlarla değil türkleri ve vatan sınırımızı koruma amacıyla mustafa kemal önderliğinde girilmiştir ve göte gelinmemiştir aksine vatan kurtarılmış ve bugünkü huzur ve refah ile yaşadığımız türkiye cumhuriyeti kurulmuştur. bu savaş dediğim gibi hangi ırkı hangi dili ve rengi sömürmüştür? aksine korumuştur. yok olmakdan kurtarmıştır.
kurtuluş savaşımız olmasaydı acaba hangi ülkenin sömürgesinde hangi ülkenin ezik bölgesi olarak yaşayacaktık? bunları da göz onüne alarak şunlar söylenmeli; kurtuluş savaşına bok atmayı bırakalım, ülkemizin hala tam takım yerinde olduğuna şükredelim ve onu korumaya çalışalım.
saygılarımla.
edit: kurtuluş savaşını anlatan bir entryi bile kötü oylayanlar var tebrikler.
ingiltere'nin yapılan savaş anlaşması gereği bize doğrudan saldıramayarak üzerimize yunan'ı gönderdiğinden habersiz birinin düşüncesi. sonuçta yunan kendi kendine gelmedi bize...
--spoiler--
"19'da trabzona vardık.vali galip bey...dehşetli ittihatçılar olmakla beraber,yaşı ilerlemiş ve kuvvete mukavemet edemeyecek bir insandı..trabzon müdafa-i hukuk cemiyeti merkezi eşraftan 21 kişi imiş.11'i heyet-i merkeziye,10'u heyet-i idare.belediye reisi barutça ahmet efendi aynı zamanda müdafai-ihukuk reisi.heyet vaziyetin dehşetinden yılgın.ahvali olduğu gibi değil,müthiş ve gayri kabil-i izale felaketli görüyorlar.bütün ümitleri avrupa'ya yalvaracak heyette.bu muhterem insanlara dedim ki : itilaf kuvvetlerinden korkmayınız,daha geçen hafta londra'dan memleketimize gönderilmek istenen adaylar biz gitmeyiz diye silah çatılarını bırakıp sıvıştılar.itilaf milletleri harbi umumiden o kadar yorgun çıktılar ki,memleketimizde tek bir nefer bile öldürmeye razı değiller.karşımızda rum ve ermeniden başka kimseyi görmeyeceğiz.istanbul'da itilaf kuvvetleri bostan korkuluğundan başka birşey değildir."
--spoiler--
anti emperyalist olsa ne olacak olmasa ne olacak dedirtten durum. halk orda canının namusunun derdine düşmüş, efelerin, uşakların, ciwanların, seymenlerin toplanıp, lan bu savaş antiemperyalist değil, siktir edin savaşmayalım mı demesi gerekiyordu.
yanlış bir önermedir. fakat "kurtuluş savaşı sadece anti emperyalist bir savaş değildi" olsa idi doğru bir önerme olabilirdi. ama gene fakat; kurtuluş savaşı sadece milli değerleri koruma savaşıda değildi. kurtuluş savaşı herşeyden önce bir cihad mücadelesiydi.
not: o zamanın asil duyguları şimdilerde kaybolduğu için birazdan toplanır başımda eksici ibneler.
öncelikle yoruma kısmen katılamayacağımı belirtmek isterim. çünkü kurtuluş savaşının anti emperyalist bir savaş olması, mustafa kemal tarafından böyle lanse edilmesi sayesinde sovyetler birliği ile ikili ilişkilerimiz gelişmiş ve çok sayıda silah yardımı aldığımız kaynaklarda mevcuttur. hatta bu dönemde mustafa kemal ile lenin arasındaki yazışmalar bakarak durumu daha iyi anlayabiliriz fakat mustafa kemal'in tek başına bu savaşın anti emperyalist olmasını sağlayamaz.
Diğer her tarihi konuda olduğu gibi kurtuluş savaşı hakkında söylenenlerde de bir kısım yanlışlar mevcuttur. mesela Kurutuluş savaşında yedi düvel ile savaştığımızı bize ilk okulda öğretiyorlar fakat bu kısmen yanlış bir kavramdır. savaştığımız yedi düveli yazabilecek insan ise eli öpülecek bir insandır. kurtuluş savaşı sırasında savaştığımız ülkeler ve bunların ülkemizi paylaşma planları şöyledir. http://tr.wikipedia.org/w...4%B1_T%C3%BCrk%C3%A7e.PNG
bu haritayı gördükten sonra söyleyebileceğimiz şey türk kurtuluş savaşı 'nın amacı emperyalist ülkelerden topraklarımızı kurtarmak olduğu söylenebilir. emperyalist ülkelerle savaştığımız bizim anti emperyalist bir savaş yaptığımızı kanıtlamaz.
emperyalist saflardan bakınca görülen. keza iyi bilinir ki kurtuluş savaşı emperyalistlerce ve maşalarınca hep bir eşkıyalık olarak algılanmıştır. (bkz: fethullah gülen)
kurtuluş savaşı adı üzerinde kurtuluş olduğundan savaşa başlamadan önce konulmuş hedefler ve savaş sonunda hedeflerden sapmayıp bu kadar dedik bu kadar aldık denilmesinden ötürü emperyalist bir savaş değildir. ama anti emperyalist bir savaş mıdır? biraz muamma olsa da kurtulmakla ilgisinden dolayı ve yunanlının emperyal isteklerinden dolayı evet anti emperyalist bir savaştır.
tüm dünyanın bildiği bir şeyi tekrar tekrar gündeme getirmenin anlamsızlığı ve bu savaşın antiemperyalizm uğruna yapılmış bir savaş olduğununu bile bile bunu kabul etmeyenlerin karşıtez olarak artık saçmalamaya başlamaları artık iyice kabak tadı vermeye başlamıştır. ister kabul edin ister etmeyin ama kurtuluş savaşı antiemperyalist bir savaştır ve bu savaşın terminolojide ki adıda kemalizmdir.
türkiye bir kurtuluş savaşı yaşamışmıdır? yaşanan bu savaş anti emperyalistmidir?
önerme sahibinin bu tezine katılıyorum.
"emperyalist savaş sonrası ise çeşitli antlaşmalar imzalanıyor bunlardan en önemlisi (gbkz: sevr antlaşması)'dır.
sevr antlaşması her ne kadar kağıt üzerinde olsa da, resmi bir geçerliliği olmasa da.
ülke toprakları paylaştırıldı. ve zaman içerisinde işgale uğradı."
sorun aslında bundan sonrasını anlamakla ilgilidir...
lenin yardım etti, doğrudur. gandi yardım etti doğrudur. fransızlar silah verdi, buda doğrudur.fakat bunlar olan biteni açıklamaya yetmiyor.
1914-18 savaşı sonrası (bu bir emperyalist paylaşım savaşıdır) yenilen ve toprakları işgale uğrayan bir osmanlı var ve galipler osmanlı topraklarını işgale başlarlar.
1919 la başlatılan bir resmi tarih tezimiz var.
"geldikleri gibi gidecekler" sözü m. kemal tarafından söylenmiştir. peki ne olmuşturda işgal ettikleri toprakları bırakıp, geldikleri gibi gitmişlerdir?
1-emperyalist paylaşım savaşının sonuna doğru rusya'da bolşevik ihtilali patlamıştır.(1917 ekim devrimi)
2-güneş batmayan ingiliz imparatorluğu, asyanın bir kısmı, ortadoğu ve kuzey afrikada ve özellikle hindistan'da geniş çaplı bir direnişle başbaşa kalmıştır.
her şey burada yatmaktadır. türkiye cumhuriyeti doğumunu bu sebeblere borçludur. yoksa ne osmanlı'ya karşı türk milliyetçilerinin kapsamlı bir mücadelesinden,ne de işgalci emperyalist güçlere karşı kapsamlı bir direnişten sözetmek mümkün değildir.
rusya'da patlak veren bolşevik devrimin avrupaya sıçramasını önlemek ve ingiliz sömürgeciliğine karşı yükselen direnişin müslüman birliğini ortadan kaldırmak ve direnişi zayıflatmak adına işgalci emperyalist güçler taslarını taraklarını toplayıp giderler. osmanlının külleri üzerinden, azınlıklar sermayesi ile bir ulus devlet inşası başlatılır.
burada şımarık çocuk yunanistan durumdan istifade etmek ister, fakat başta ingilizler ve fransızlar olmak üzere işgalci güçler bu şımarık çocuğa oyun alanında bir ders verilmesini de planlarlar. fransızların silah desteği boşuna değildir. kurtuluş savaşı olarak resmi tarih tezimiz, bu tamamı gerçek olmayan, varolmayan savaşlarla yunanistan ile mücadelemizde resmedilir.
gandi, hilafetin korunması ve müslüman birliğinin güçlendirilmesi adına m. kemal'e yoğun kampanyalarla toplanan para desteği sunar. bunların miktarları bilinmektedir. ancak m.kemal hilafeti kaldırarak müslüman birliğini dağıtır. gandinin ve ingiliz sömürgelerinin ingiliz emperyalizmine karşı mücadelesi onlarca yıl geriye gider.
mustafa suphileri öldürten m.kemal, sahte tkp'ler de kurarak lenin'den de mali destek koparmayı başarır.(bu bir 3. enternasyonal faciasıdır) çünkü, sıfıra inen bir noktadan ulus devlet yaratılmaktadır. bu yaratılan ulus devlet, bolşevik ihtilaninin avrupaya sıçramasını engelleyecek ve tampon bir ülke olacaktır.