birileri tarafından ezberletilmiş "kürt sorunu" kavramını her fırsatta dillendiren, böyle davranmakla demokrat olduğunu, belli bir etnik kökenden gelen insanların haklarını savunduğunu sanan; fakat, gerek söylemleri, gerekse eylemleriyle sömürgecilerin kirli emellerine hizmet eden bünyeler tarafından bir an evvel somut şekilde ortaya konması gereken taleplerdir.
sorun ekonomik koşullar ise; türkiye'nin dört bir yanı aynı durumda. büyük şehirlerin varoşlarında, iç anadolunun ücra köylerinde bin beter insanlar yaşıyor.
daha demokratik bir ortam ise istenen; bu sadece kürtlerin değil, tüm etnik kökenlerden gelenlerin, hatta tüm insanlığın sorunu.
kürt kimliğinin tanınması, gak guk demeye ise kimse yeltenmesin. bugünün türkiye'sinde neredeyse "türküm" demeye korkar oldu insanlar.
Halen Diyarbakır'da yaşadığımı hatırlatarak kendimce bazı tespitlerde bulunmanın faydalı olacağını düşünüyorum.
1- Diyarbakır sanılanın aksine hemen her şeyin bulunabildiği bir şehir. Alışveriş merkezleri, marka mağazaları, büyükşehirlerde rastlayabileceğiniz türden lüks kafeler. Ayrıca özel ve devlet hastanelerinin imkanları söylenene göre diğer şehirlerden farklı da değil. Özel poliklinikler de aynı büyükşehirlerdeki gibi mevcut. Yani burası gerçekten büyükşehir.
2- Cadde boyunca yürüdüğünüzde en lüks arabalara rastlamanız son derece doğal bir durum. Yani her yerde olduğu gibi zengini de var fakiri de.
3- Bu bölgenin halkı arasında neredeyse sadece kendini kürt olarak niteleyenler kürtçe biliyor. Sanılanın aksine herkes kürtçe bilmiyor.
4- Hemen her vatandaşın en az 6 tane çocuğu var. yanlış olduğunı kendileri de söylüyorlar ama bundan vazgeçmiyorlar.
5- Belediyeler başta olmak üzere hemen herkes kürtçe ilan asabiliyor, kürtçeyi konuşabiliyor. Dolmuşa biniyorsun teyze yanına gelip kürtçe bir şeyler soruyor. Doğal bir durum. yasak falan değil. Hatta öyle bir duruma gelmiş ki bazı afişlerin türkçeleri yok. Bazıları ise ingilizce türkçe ve kürtçe olarak tasarlanmış.
6- Bölgenin halkı devlete küsmüş. devlet ne yapsa artık nafile. geçmişte yapmış olduğu bazı hatalardan dolayı devlete kin duyulmuş. ama yine de herkes terörden bıkmış. Hemen hepsi pkk'nın bazı sebeplerden ötürü haklı bir savaş verdiğini düşünse de şiddetin artık anlamsız olduğunu düşünüyor.
7- Büyükşehir Belediyesi kesinlikle kötü çalışıyor. Yağmur yağdığında ortalık perişan oluyor. Çöpler ortalıkta. asfaltlar yetersiz. Bazıları büyükşehir belediyesine yeterli kaynak aktarılmadığını düşünüyor. Sebebini buna bağlıyor.
yane demem o ki, kürtlerin talepleri veya doğunun sorunları devlet ile millet arasındaki güven bunalımında takılıp kalıyor. Eğer devlet burada yapılanları samimiyetiyle anlatabilir ve bazı demokratik atılımları da korkusuzca yapmaya devam edebilirse pkk diye bir örgütün varlığı sona erer. Burada devlet varlığını hatırlatmalı. Devletle halk barışmalı. Gaffar okkan burada özellikle iyi anılan bir isim. Demek ki bu yapılabiliyor.
Kürtlerin talepleri görebildiğim kadarıyla dikkate alındıklarını görmek. Ciddiye alınmadıkları yönündeki tezleri çöketmek gerek. PKK tabii ki bundan çok farklı.
pkk gibi yasadışı ve silahlı örgütlerden ziyade kürtlerin -kürtler dışında kalan toplumun çoğunca da- genel kabul ve saygı gören ve/veya seçimle gelen ve/veya genel anlamda kanaat önderi kabul edilebilecek temsilcilerinin katılımcı ve fikir alışverişi yapılabilecek zeminlerde ortaya koyması ile net şekilde anlaşılabilecek ve değerlendirilebilecek taleplerdir. yoksa havanda su dövmeye, demagojiye maalesef devam.