türk'ün, laz'ın, çerkez'in, ermeni'nin sevinme şeklinden pek farklı olmayan sevinme şeklidir. her kavimin kendisine göre örf ve adetleri mevcuttur tabi ki. ancak sırf kökeni kürt, ermeni, x, y diye birilerini aşşağılamaya kalkarak aşşağılık duruma gelmenin hiçbir sevinç şekli yoktur.
HER DiLDE
Hangi dilde ağlar çocuklar,
Hangi dilde güler
Ağlamak her dilde tek anlamda
Çince, ingilizce, Türkçe...
Burnunu çeke çeke ağlamak
Belki biraz çocukça.
Ağlamak, hüngür hüngür,
Ağlamak, içini çeke çeke
insanca!
Benim güzel çocuğum,
Ya ağlatmak nece?
Kölelerden, tutsaklardan başlatıp
Günümüzün ozanlarına kadar...
Gözleri bağlı
Sorgularda, işkence evlerinde?
Çağına yakışır yaşamayı
Sevmeyi, düşünmeyi, çalışmayı
Kısıtlayan tüm yasaklar
Yasalardan değil yalnız,
Sözlüklerden bile atılmalı!
Zorla güzellik yok!
Ozan da olsa dizelerinde
Ağlatmaya zorlamak bizi,
Ne ozanca, ne insanca, ne uygarca
herhalde yüzünde gülümseme olusur, sevinince illa takla atmak gibi fazla abartili görsel ögelere mi ihtiyac vardir. veya ne bileyim köpek gibi ulumaya falan da gerek yoktur. insanlari asagilamak icin firsat kollayan, insanliktan nasibini almamis bireylere firsat veren basliklardan biridir ayrica.
havaya ateş açmak.
ve bir tv haberinde görmüştüm yıllar önce;
kürt bir köy ağası oğlunu evlendirdiği gece düğünde karşıki dağa bazuka atıyordu. oha dedim insanlıktan nasibini almamış şeyler.
edit: eksile yavrum akşam akşam, ananın ak sütü gibi helal olsun...