x'lerden nefret etmek kalıbında x yerine "kürt" koyarak oluşturulan ve x'in almanya'da, fransa'da, vs. faşik bünyelerce farklı şekilde doldurulacağından bihaberce duyumsanan his.
peki' bu x'lerin* ortak noktası yok mu? elbette var, x'in yerine sadece bir azınlık gelebiliyor, ne büyük tesadüf değil mi mi'rim?
bu nefret etme eylemi daha çok kürt kökenli insanların çok fazla bulunmadığı bölgelerde cereyan ediyor. zira bu bölgelerde yaşayan insanlar kürtlerle birebir karşılaşmadıklarından ötürü kürtlerle ilgili bilgileri her daim 2. ve 3. ağızlardan alıyorlar. "bir arkadaşım anlattıydı", "geçen haberlerde gördüm" ya da "bilmemkim yazmış köşesinde" gibi cümlelerle başlayan bu faşist hikayeler ile kemikleşen bu bilinçsiz nefret aslında yıllar yılıdır oynanan bir oyun. eğer bu ülkede kürtler olmasaydı otorite "kötücül kutup" olarak muhakkak yine bir ırkı bulacaktı. lazlar olur, çerkezler olur, illa ki birileri olur. neden? çünkü kapitalizm tüketim demektir ve tüketimin devam etmesi için en karlı sektör olan silah sanayisi yüksek miktarda satış yapmak zorundadır. silah satmak için de bir düşmanın var olması lazım, bakınız bu nefret dolu hikayelerle düşman da yarattık kendimize. silah sanayisinin kodamanlarının da neden iktidarlara en büyük desteği verdiğinin açıklamasıdır aslında bu.
gelin türk-kürt meselesinden çıkalım ve anlatmak istediğimize 11 eylül olayları üzerinden yaklaşalım. the carlyle group adındaki özel sermaye fonunu duyanınız var mı? bu şirketin danışmanları arasında amerika başkanı george w. bush ve baba bush da var. henüz kanıtlanamamış olsa da george w. bush'un bu şirketin en büyük ortağı olduğu söyleniyor, kanıtlanmış olansa başkan bush'un bu şirketin ortağı olduğu.
bir ekonomi haberinden alıntı;
"the carlyle group, 52 milyar dolar ile 2003 yılından bu yana yönettiği varlık toplamını en hızlı artıran özel sermaye fonu oldu. geçen yılki pei 50 sıralamasında, carlyle 32.5 milyar dolar ile yine birinci sırada yer almıştı."
bu şirketi neden anlatıyoruz? çünkü 11 eylül'de uçaklar dünya ticaret merkezine girerken başkan bush ve usame bin ladin'in küçük kardeşi şefik bin ladin* carlyle group'un merkez ofisinde yemek yemekteydiler. şefik bin ladin bu şirketin ortadoğu masası şefidir.
baba bush, 1998 ve 2000 yıllarında 2 kez bu şirketin başdanışmanı sıfatıyla ladin ailesini ortadoğu'daki evlerinde ziyaret etti.
şimdi parçaları birleştirin ve düşünün. amerika'ya tarihindeki en büyük saldırıları gerçekleştiren adamın kardeşi amerikan başkanının şirketinde yöneticilik yapıyor. ki bu şirket 11 eylül olaylarından sonra karını onlarca kat arttırmış. başkanın babası bu aileyi terör eylemlerinden 3 ve 1 yıl önce evlerinde ziyaret etmiş. sizi bilmem de ben kıllandım bu ilişkilerden.
demem o ki, kapitalist sistem tüketimi arttırmak için her zaman bir korku ütopyası peşindedir. 20. yüzyılın ilk yarısında korku ütopyası komünizmdi, şimdi ise müslümanlık. bizde ise savunma sanayisi için harcanan paraları meşru kılan korku ütopyası her zaman kürler olmuştur.
biraz kafanızı çalıştırın, minimum 15 milyonluk bir nüfusa sahip olan kürtler bu ülkeyi bölmek isteseydi zaten bu ülke bölünürdü.
kürt ve terörist ayrımı yapamamaktan kaynaklanmaktadır.
edit: şunu da söylemek gerekir. terörist eylemlerde bulunmasa bile aklının en ücra köşesinde bu saçmalıgı mantıga bürüyecek bir beyin hücresi bile varsa o zaman oturup bu konuda biraz düşünmek lazım.