bu yaşıma geldim şu başlığı görene kadar 'kürtlerden korkmak' diye bir düşüncem bile yoktu. burası türkiye cumhuriyeti ve neden azınlıklardan korkalım ki. belki bunun adı 'bıkmak' olabilir.
"kurtleri tehdit olarak algilamak" seklinde olsaydi daha anlamli olacak basliktir. korku, insanin aczini gosteren yanlarina yapilan bir vurgunun ifadesi. kendi zayifligina bakiyor daha cok. oysa anlatilmak istenen (sanirim) bir korkudan cok, kendi sosyal yapisina, yasam tarzina, sinirlarini kendi belirledigi ozgurluk ve yasam alanlarina vb. bir tehdittir. bunun temelinde cok hakli sebepler olsa bile tanimama ve bilmemenin getirdigi vehimler ve onyargilar da fazlasiyla mevcut. gerci bu cumlede gecen "bilmeme ve tanimama" tehditten cok korkuya vurgu yapar ama bu salt bir korku degil, yine bahsedilen onyargilar neticesinde olusmus tehdit tabanli bir korkudur. neticede her tehdite eslik eden ve daha cok "cekinme" diyebilecegimiz bir korku mevcuttur.
bu sosyolojik vakayi sadece kurtlerle sinirrlamak, kurtlere haksizlik olur. mesela sahil kenarinda sevdiginizle el ele tutusmus gezerken size cicek satmaya calisan ve adina "cingene" veya "roman" dedigimiz insanlarda kisi uzerinde ayni etkiye sahiptir. ustelik cinsiyeti ve fiziki durumu ne olursa olsun bu etki degismiyorsa, demek ki mevzubahis olan bir korkudan cok kendi yasam tarzina, sosyal yapisina karsi bir tehdit olarak algilamak daha dogru.
bu olguyu biraz daha derinlestirelim. bugun turkiye'de sermayeyi elinde bulunduran ve adina son zamanlarda "beyaz turkler" denilen ve misalen etiler, nisantasi vb. mekanlarda yasayan, kendilerine bir donem sosyete dedigimiz seckinci elit'in, yavas yavas kentlesmeye baslayan ve sermayeye ortak olmakla sosyal yapi icerisinde kendini hafiften hissetttirmeye baslayan anadolu insaninin bu yukselisi karsisinda "mahalle baskisi" kavramini dillendirmekte yine ayni seydir. buna sebep bazen basortusu gosterilir, bazen farkli cemaatlesme veya olusumlar. oysa mevzu basittir: kendi yasam lanina mudahele tehdidi.
burada bahsedilende hemen hemen budur. mevzu teror orgutu pkk baglaminda aliniyor ise, korkmak kelimesini kullanmayi kendi adima acziyet sayarim. onlardan korkan, onlardan bile acizdir...
korkmak degil ama bikmak daha uygun olur. kucuk bir ornek:
kardesimin dukkanina gunduz vakti giren iki hirsiz masadaki butun cep telefonlarini ve cuzdanlari alip kaciyor. kardesim ve arkadaslari takip ediyorlar ve girdikleri evi polise bildiriyorlar. polis geliyor, evden 20 kisi cikip ortaligi birbirine katiyor, tehditlerin biri gidiyor digeri geliyor. polis kardesime donup "isterseniz sikayetinizden vazgecin, bunlar kurt, basiniza is alirsiniz diyor".
devlet bile bikmis bunlardan. turk vatandasi ne yapsin ?
her ne kadar faşistçe bir söylem olsa da doğruluk payı olan bir durumdur.
iki tip insandan korkacaksın,
birincisi; götü yere yakın olandan,
ikincisi; kaybedecek birşeyi olmayandan.
başlıkta betimlenmek istenen korku ikinci seçenekteki olsa gerek.
kürtlerin yaradılışından mıdır, bulundukları coğrafi bölgenin hinterlandının kapalı olmasından mıdır bilinmez ama bu insanların kaybedecek birşeyleri yoktur, senin benim gibi kuralcı ve materyalist olmazlar. gözleri karadır, "bana birşey olur mu?" diye düşünmezler.
hem bilirler ki ölseler bile geride kalanlarına bakacak minimum 8 tane kardeşleri daha vardır. bizim durumumuz böyle mi?
kürtlerden korkmak; evet evet başlık bu şekildeydi.* bu ülkede kimse kimseden korkmuyorki korkuyu bir gruba, bir zümreye yada bir ideolojiye hakim kılalım. kürtleri pkk ile bir tutan zihniyette korkmuyor, bu genellemeden sıyrılıp doğru bakış açısı getirende korkmuyor. bu başlık sadece ve sadece kürtlerdek korkulmalıdır telkini yapıyor.
(bkz: sen aklıma mukayet ol yarabbim)
duyguda vücut bulması pekte mümkün olmayan his. zira insan olmanın getirdiği saygıyı ve sevgiyi insan olan her milletden insana tarih boyunca göstermiş türk, bugün aynı saygı ve sevgiyi kendi ırkından korkulduğu iddasını ortaya atan kürtlere de bir çok defa göstermiştir, onun için bunun adı korku olmamalıdır. yazıda hak olarak bahsedilen şeylerin bir tehdit algılanmasında etkin rol oynayan olaylar için çok uzak bir tarihe bakmaya gerek yok, şöyleki; dtp'nin legalleştirilmiş sözde kürt haklarının savunuluculuğu rolünü üstlenmesi ve bunu yaparken pkk ve onun sempatizanı olan insanları kutsallaştırması, dağda ülkemin bölünmez bütünlüğünü sarsacak eylem içinde olan kişinin yine benim ülkemin sınırları içinde bir halk kahramanı olarak cenazesinin kaldırılması ve tabutun üzerinin pkk bayrağı ile kapatılmış olması, kendini bilmez bir belediye başkanının ölen pkk'ların cenazesi için devletin imkanlarını seferber etmesi gibi daha bir çok şey sayılabilir... görüldüğü gibi istenilen hakla ortaya konulan tavır yaman çelişkiler barındırıyor, onun için bok atmadan önce güzelce bir düşünmek gerekiyor.
son 15 yıldır türkiye'de varolan ancak kimsenin itiraf edemediği bir durumdur. başlığı açarken nefret ile korku arasında tereddüt ettim ancak korkmakta karar kıldım.
türkiye cumhuriyeti kurulduğundan beri kürtler hep bir tehdit unsuru olarak görülmüştür. 1940 larda ulus gazetesinin bir sayfasında türkiye'de kürt diye bir kavramın olmadığı belirtilmiştir. ismet inönü neden doğuya yatırım yapmıyorsunuz sorusuna geleceğini bilmediğim topraklara yatırım yapmam diyerek tarihe damga vuran bir cevap vermiştir. yüce başbuğ(!) alpaslan türkeş ise orta asyada ki ırkdaşlarım acı çekerken doğuda ki kürtler beni ilgilendirmez demiştir. örnekleri daha da çoğaltalım deniz gezmiş'in yargılandığı davada savcı kürt kelimesinin insanları aşağılamak için bir sıfat olduğunu söylemiştir.
bu örneklerden sonra bazı arkadaşlar bu olayların geçmişte kaldığını artık kürtlerin kardeşleri olduğu söyleyecekler ama örnek çok. şuan da türkiye'de sözde kürtçe konuşma özgürlüğü var ancak diyarbakır sur belediyesi çok dilli belediyecilik adında bir proje yapmak istedi. bunun sebebi diyarbakır'da türkçe bilmeyen bir çoğunlğun varlığıydı.faşist duygular hemen türkçe öğrensin o zaman diyebilir ama o çoğunluğun anadili türkçe değildir. herneyse işte sur belediyesi bu uygulamaya başlayınca haklarında bölücülükten dava açıldı.
başka bir örnekte şırnak'ta demokratik toplum partisi kürtçe bastırdığı bildirileri dağıtmak istedi ancak polisler bu duruma izin vermediler ayrıca haklarında yine bir dava açıldı. afyon'daki 4 öğrenciyi duymuşsunuzdur onu tekrarlamama gerek yok.
kürtlerin varlığını kabul etmek ne kadar zor geliyor ben anlayamıyorum mazur görün beni. aranızda tabii ki bunu kabul edenler vardır. ancak bunun biraz azınlıkta olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
siz kuzu gibi olan kürt vatandaşı istiyorsunuz. kürtçe konuşmasın , kendi dilinde şarkı söylemesin , kendi dilinde ağlamasın ve daha birçok örnek.
daha vereceğim söyleyebileceğim birçok örnek var ama sözlük yöneticileri götümüze girecek entry statüsüne sokabileceği için yazamıyorum.
bu ülkede yaşayan türk vatandaşlarının nasıl bir kürt profili istediğini merak ediyorum. umarım zamanla buna uygun cevap alabilirim. dedim ya başlığı açarken tereddüt ettim korkmak mı nefret etmek mi diye sanırım bunu da iyi açıklayamadım. umarım birgün bütün gerçekleri hiçbir formata takılmadan haykırabilirim çünkü bu ülkede birçok insan bu konuda kendine çok büyük yalan söylüyor.