filmin giderek sarpa sarmasıyla nasıl ve nereye bağlayacaklarını aslında senaristlerin de bilmediğinin kaıtıdır.
o kadar çok saçmalamaya şahit olmuştur ki bu dizide artık polat alemdar'da ne mertlik ne de delikanlılık kalmıştır.
polat direk siyaset yapar olmuştur.
yahu bu polat arkadaşının kolunu kopartan, arkadaşının karısını yakarak öldüren iskender kişisini çoktan yok etmeliyken eften püften hareketler etmiştir.
sen cumhurbaşkanının önünde dayılanan polat bir polisin silah doğrultması üzerine parmakların üzerinde yürü ve arkadaşın yakalanırken sen sadece bak.
bu mudur?
ya da şu ihtiyar heyetinin konuşmalarında hilal masanın etrafında oturan zavallıcıkların sorduğu soruları kim sorduruyor acaba?
yahu madem bu adamlar bu kadar bilgisiz o cahillerin o hilal masanın etrafında işi ne?
dakka başı saçma sorular soruyorlar.
hikmet karakteri bile onlardan çok şey biliyor.
ama senaristler illa bir şey diyecekler ya,
illa bir mesaj verecekler ya,
o hilal masanın etrafındaki zavallıcıklar soruyor,
senaristler konuşuyor...