dünkü bölümünde nevzat'ın aynanda iki şey düşünemiyorum ya biri ya diğeri demesi üzerine, erhan'ın : çocuk haklı abi, buğdayı ayırabilirmisiniz, hayır demesiyle beni yarmış diyalogtur.( nevzatın beyni için buğday kadar demiştir)
Kimilerinin "Bilmem x'in hayatı bu" yada "devlet sırlarını açıklıolar, ahanda" diyerek izlediği; benim kesinlikle gerçeklik taşımadığına inandığım dizidir. Zira bu gerçekler nereden bulunuyor madem gerçekse, diye aklımdan geçirmekteyimdir; fakat cevaplarını da bulamamaktayımdır... Eğer bunlar gerçekten devlet sırrı olsaydı, devletimiz *, tv'lerde yayınlatmaz; senarist daha tam yazmadan senaryoyu elinden alırdı.
Ayrıca, memleketteki, fikirleri tam oturmamış çocuk ve gençleri kabadayılığa özendirip; "Polat alemdar" nicki altında adaleti hiçe saymayı öğrettikleri için kendilerine teşekkür ediyorum... Bir bunlar eksikti başımıza zaten. Derin devlet meseleleriymiş... Görünür kısmını çözdük de, derin kısmı kalmıştı başımıza....
Ekleme : havada silah patlatılan diğer dizileri de meşru görmediğimi; belirtmek isterim.. Evet, ben duygu yüklü ucubelerden olarak; savaşların da SMS ile olmadığını bilerek şunu ekliyorum : Savaşların sms ile olmaması, her hafta eline silah almış "birkaç iyi adam" dizisi yayınlamayı gerektirmez.
Ayrıca, ben bu zamana kadar 2. dünya savaşını izleyip de bu hale* dönüşen kimseyi görmedim; zira bu filmlerde de silah gırla gidiyor. Buradaki sorun, silahın varlığı değil; nasıl gösterildiğidir. Ülkemizdeki ' "güç sembolü" olarak düşünülen mafyaları irdeliyoruz ' ayağına; sanki mafya dışındakileri "öldürülmek için konulmuş figuranlar" gibi empoze eden bir dizi yaparsanız; ortaya böyle tablolar çıkar... Çocukların "Pokeman" gibi salakça bir şeyi bile örnek alabilecek olduğunu bile bile "Mafya babası" nı örnek alınabilir bir biçimde empoze ederseniz; ve de bunu Türk izleyicisi gibi, TV'nin ne kadar zararlı olabileceğini henüz tam idrak edememiş bir toplumun* önüne koyarsanız; çocukların "Ben polat alemdar'ım, senin kafanı kescem şimdi" diye ortalarda dolaşmasını da teşvik etmiş olursunuz.
Suçlu kesinlikle tek bir dizi değil ama, bunun etkisi tartışılmayacak derecede fazla...
diğer adıyla "kurtlanmış vadi"
bu vadide rüzgar hep sabit bir noktadan eser ve hep çürümüş et kokusu getirir burunlarımıza. bu vadinin kurtları bile kurtlanmıştır ve artık kimin kimi kurttuğunun da bir önemi kalmamıştır sanki.
kendisini beğenmeyen kesimin azımsanmayacak bir kısmının ne kadar hoşgörüsüz olduğunu ve hakkında saçma sapan yorumlar yapabildiğini anladığım dizidir. kim ne derse desin bu dizi türkiye'nin gelmiş geçmiş en çok ses getiren, tartışılan dizisidir. ha sevmek zorunda mısın, değilsin elbette ama eleştiri yapıyorsan da adam gibi yap. nedendir bu diziyi böylesine hazmedememek..
bazlılarınca anlaşılamayan dizi. belki de bugüne kadar ilk defa bir dizi bu kadar çok şeyi anlatmıştır.kalitesi ve konusu tartışmasız en iyi dizi olduğunu gösterir.
Türkiye'de simdiye kadar ciddi anlamda bütce harcanarak cekilen dizi. tam anlamıyla mükemmel. ülkemizde yasanan gercekleri gün yuzune cıkaran ve bu yüzden bi müddet yayından kaldırılan ancak halkın buyuk tepkisiyle tekrar yayına dönen , fenomen haline gelmiş dizi.
Mafya kavramını körpecik çocuğa kadar aşılayan, üzerine yönetmeni tarafından "ben zaten olan şeyleri ekrana getiriyorum" şeklinde beyinsizce, gerizekalıca bir açıklama ile savunulan, empoze ettiği değerler sayesinde cinayetler işlenen, ergenlik çağındaki çocuğa kuru sıkı tabanca için para biriktirten (şahit olmasaydım inanmayacaktım bile), illegal emir komuta-sisteminin yüceliği ile yaptığı primleri özenti hayatlardan çıkaran, saçma salak, andaval dizi.
Afferin magandama, hadi giy takım elbiseni, koş al silahını, "kafana sıkarım" de, "işini bitirin" de. Sık maçtan sonra havaya, balkondan ölen bebeğin kanı saçlarına damlasın.
insanlara verecek hiçbir mesajı olmayan, silah-aşk-kahramanlık üçlemesi üzerine kurulmuşki bunlar turk halkı için yeterince cazip bir konu insanları kışkırtmaktan başka bir işe yaramayan, dizinin yayınlandıgı gunun ardından herkesin polat alemdar triplerine girdigi dizidir. bu turk televizyonlarının en iyi dizilerinden sayılmaktadır ki bu bize turk televizyonlarındaki kaliteye dikkat ceker. bunun bir de kurtlar vadisi ırak versiyonu vardır. turk halkı bu filme o kadar inanmıştır ki youtube de filmin fragmanı altında yapılan yorumlara bakmak yeterlidir bunu anlamak için. yaran bir kaçı şunlar:
"baba polat yakına gidecek ırakı topunun a.."
"olum manyak mısınız siz? polat ırak a bu zamana kadar gitmeseydi abd coktan ırak ı ele gecirmişti bile."*
kurtlar vadisi hiçbir dizinin ilgi çekmediği kadar ilgi çekti, güzel bir öyküsü var aslında, ama türkler kahramanlık hikayelerine bayılmakla birlikte süper kahramanların türk olması fikrine alışık değiller, bu öyküyü filmleştirip hollywood çekse eminim bu kadar tartışılmazdı bu dizi. bir tane popçu bir tane de manken oynatıp herhangi bir romantik amerikan filmini dizi olarak uyarlayıp çok daha fazla kazanabilirdi yapımcılar ama, ama kurtlar vadisi çok iyi kazandıran bir dizi olduğu gibi dizinin yapımı için de çok iyi para harcatan bir dizi. sırf gövde gösterisi olsun diye son godfatherandy garcia yı, sharon stone u dizide oynatabiliyorlar. sürekli kendini tekrar eden iki ayda bir bölüm seyretseniz bile hiçbir şeyi kaçırmadığınız diğer dizilerden ayrı olarak değerlendirilmesi gereken bir dizi bence.
kurtlar vadisi kaliteli bir dizi olmakla birlikte, sıklıkla çeşitli filmlerden alıntılar yapılmaktadır.
örneğin racon kesmeyip kafa kesen polatın kafa kestiği bölümün, kill bill 1 in yayınlanmasından sonraki ilk aya denk gelmesi, tabi lucy liu nun polata göre çok daha güzel olmasının dışında kafa kesmesi de çok daha etkileyiciydi.
sinema filmlerini zorlayan, aksiyon dolu bir türk dizisi.öyle sanıldığı gibi gerçekleri anlattığı falan da yok.yaşanan olayları dile getiriyor.başka bir şey değil.çerez niyetine seyredilir.
tuzaktan tuzağa düşen polat dibinde patlayan mayından sağ kurtulur efedim kafasına meteor düşer bir karate darbesi ile bertaraf eder ama ebesininkini görme zamanı geldi ..
bundan da kurtulsun , spiderman 4 de oynasın artık..
ilk bolumunden itibaren , tekrar izlenmeye baslandıgında bile sizi sıkmayan , yine heyecanlandıran , icinizi kıpırdatan , titreten , necati sasmaz gibi tiyatrodan gelmeyen birinin ilk bolumundeki acemiliginden , son bolumlerdeki ustalıgına dogru uzanan yolculugu bastan izlemenin ne kadar keyifli oldugunu gosteren harika , muthis bir dizi...Turkiye'nin dizisi...Yaptıkları siyasi analizlerin bir cogunun dogru olduguda ilk bolumleri izlendiginde anlasılır..Gercekten Kalite ...