izleyenleri her seferin de damardan yakalayan, izlendikçe rayların oturduğu güncelliklerle bağlanmış dizi show tv de perşembe günleri olmaktadır izleyenlere duyurulur saat 21:45 teymiş...
örgüt kızının polat alemder'ın yanına silahla girmesi çok büyük saçmalıktı. hadi diyelim kızı aramadılar. bu kız okuldaki metal dedektörlerinden nasıl geçti?
pkk nin yaptiklarini hafiften gostermis dizidir. guzel bir sekilde geri donmustur. pkk nin yaptiklarini gercekten gosterseydi ulkede ic savas cikardi.
cok da guzel bir diyalog vardi:
-sana inanmaları icin halkına ne vadedeceksin?
+özgürlüklerini. zaten cogu bizim yanımızdalar.
-sizin yanınızdakiler sadece cahil olanlar. önemli olan digerlerini de aranıza katmak.
bazı gerçekleri birilerinin gözüne gözüne soktuğu için bazıları rahatsızlık yaratan dizi. yok milliyetçiliği körüklüyormuş, yok ırkçılık hortlarmış falan fıstık. otobüsteki insanların kurşuna dizildiği sahnenin gerçekte yaşanmadığını mı düşünüyorsunuz acaba? hiç mi aklınıza getirmediniz, hiç mi yüreğiniz sızlamadı be? ne polat alemdarcıyım ne de kurtlar vadisi fanatiği ama o uyduruk kaydırık aşk-böcük dizilerine elli defa tercih ederim bu diziyi.
çekilen çatışma bölümlerinin dandikliği göze çarpmıştır ilk bölümde. ayrıca polat alemdar denilen zat, kendini ne halt sanmaktadır ki bir anda ülkeyi terörden kurtarabileceğini düşünmektedir? gerçi o da haklı, ırak'a gidip tüm amerika'ya ayar verdi nasılsa, terör onun yanında kuş gibi kalır, değil mi polat bey?
ilk bölümünde yol keserek kimlik soran ve otobüsten indirdiklerini kurşuna dizen teröristlerin adiliklerini bir kez daha gözler önüne seren ve başta fatih altaylı olmak üzere, birçok kişiyi ayar manyağı yapan dizi...
ayrıca teröristler tarafından saldırıya uğrayan karakolun yeri, youtube.com sitesindeki pkk propagandası içeren videodaki, boşaltılan askeri karakolun, tıpa tıp aynısı. mekan seçimi de gerçekten tam isabet olmuş...
devrim degilse bile bir donum noktası oldugu su goturmez dizi. milyonlarca insanın televizyon ekranında bir karakol baskını ve otobus eskiyalıgını izlemis olması, bunun boyle apaçık gozler onune serilmesi yeni olan. insanlar bunları zaten biliyorlardı ama gormek baska. bu goruntulerin yol acacagı toplumsal reaksiyon buyuk ihtimalle hafif yıkıcı olacak ama aydınlanmaya yol acacaktır.
insanlarımız binbir gece, sıla gibi saçma salak dizilerle kör edilsin beyinleri uyuşturulsun, sonra birileri bu milletin üzerindeki ölü toprağını kaldırınca suçlu olsun. evet kurtlar vadisi üzerimizdeki ölü toprağını atıyor. ama bundan neden gocunulur anlamam.
türkiye nin acı gerçeklerini; son defa sevgilisinin resmine bakan, bir askerimizin belkide sevgilisinin özlemiyle rüyasında onu gördüğü sırada kahpece şehit edilmesinin ve daha birçok gerçeğimizin sergilendiği dizi. bok atanlar bok yesin diyesi geliyor insanın. ama dememek lazım !
babamım mesleği dolayısıyla küçükken tek başıma yaptığım yolculuklarda babamdan dolayı kullandığım kimliği yolculuk boyunca saklayışımı ve 10-12 yaşlarında olan bana verilen ''asla babanın mesleğini yolda kimseye söyleme'' tembihlerini hatırlatan dizi.
zira yolculuk yaptığımız güzergahda çok otobüsler durduruldu, çok şehitler verdik.
basarılı bir dizidir, oyle ki bu dizi sayesinde kahve koselerinde, internet basında olan gencler bir anda kitaplara yonelecek, kendi yakın tarihlerini ogrenecek hatta silahlarını kusanıp neydi o adamın adı, evet polat alemdar gibi adalet dagıtmaya baslayacaktır. sasırmayın, kendinize gelin, aldanmayın...
adalet dagıtmak, ulkeyi kurtarmak, terorun gercegini anlatmak kala kala sasmaz tayfasına kaldı ya brovo biz izleyen genclere. tevsik ettigi, legallestirdigi ve benim canımı sıktıgı konu budur; insanları haksızlık karsısında suc islemenin masum ve iyi bir sey olduguna inandırmaya calısması. suc suctur efendim. bunu yapanlarla ilgilenmesi gereken kisi polat alemdar gibi sanal kahramancıklar degil, ulkenin cumhuriyet savcılarıdır. yazık bize...
gozumuze soktugu bas bas anlatmaya calıstıgı oldurulen doktorlar, oldurulen askerler, oldurulen muhendisleri biz niye unuttuk, ya da daha dogrusu su, bu konu icin biz ne yaptıkta simdi hayret'ler, aman aman'lar ve buyuk hırslarla izliyoruz. insan once kendi icine bakmayı basarabilmeli. bundan yaklasık on yıl oncesi her aksam haberlerde bugun su ilimizde yaklasık 20 kisiyi terore maalesef kurban ettik diyen spikerleri dinlerken nasıl da kanıksamıs, tepkisiz tepkisiz kalmıstık. simdi degisen ne oldu merak ediyorum. bir dizi ve sanal kahramancıklar insanları bu kadar hırsa dolayabiliyorsa gercekten ciddiye alınmalı ve oturup anlasılmaya calısılmalıdır. * oldurulen, surekli soyleye soyleye hatta anlamını yitiren 30 bin kisi degil de bizi hırslandıran, milliyetcilik duygularımızı kabartan ola ola polat alemdar oldu, inanamıyorum. ayıp. 30 bin kisiye ayıp bir kere.
suregelen bir pkk gercegi var, ama bu gercegi bugune kadar kimse bizden gizlemedi ki. bu yuzden hic cesur bulmadım anlatılanları. demek istedigim su asıl cesareti kendimize karsı gosterip, neden yıllardır beraber yasayan bu iki halkın ** nasıl oldu da usul usul bu noktaya geldigini fark edemedik ve tum bu yasanılan ic savasa sadece seyirci kaldık?
sanırım kanıksama boyle baslıyor. olduren kisiler dagda, kırsalda ve bizden uzakta oldugu icin pek yabancı kalıyoruz terore. ama gel gor ki istanbul' un gobegine iki bomba atılıyor bir anda irtica tehlikesi fark ediliyor. illa yakınımızda mı birisinin olmesi gerekiyor ya da bu kahramancıkların bir dizi mi yapması gerekiyor inanmak icin? neden bir kanıta ihtiyac duyuyoruz ki, her sey bal gibi ortada iste. kor olan biziz, biz. yazık ki bunu fark edip ceplerini dolduran sasmaz tayfası oldu, gule gule harcasınlar kazandıkları parayı. ulkeye, genclere hizmetleri cok buyuk, aman.
sonra nerden bilecektik ki biz oldurulen muhendisleri, doktorları, ogretmenleri, askerleri. degil mi ama?
isteyenin izleyebileceği istemeyenin izlemeyeceği dizi. neden bu kadar olay oldu anlamasi cok guc. buraya utanmadan siddete ozendiriyor diye yaziyoruz,bu ulkede ugur mumcular, ahmet taner kislalilar olduruldu, iki denyo bu diziden etkilenip teror estirse nolur estirmese nolur kimin skinde sanki? benim gencim dunyanin en pasif genci, aydinim da dunyanin en pasif aydini! incir cekirdegini doldurmayacak konular uzerine bikmadan usanmadan tartisabilen bir ikinci jenerasyon var midir dunyada? turk gencine ver mina koyim skten bi konu sabaha kadar tartissin.. **
teomanvari hayat yaşayan insanlarin, (ki bu hayat şöyledir: hiçbir kaygın yoktur, nihilistsindir, karı kızı götürür akşamları rakı balığını içersin, nefsin tarafından tecavüze uğramışsındır ve kendini sözlükte tanınmış yazar olarak bildiğin için götün kafandan 2 metre yukardadır, sanırsın ki her yazdığım doğrudur, kısacası aydın(!) bir kişiliksindir sen) hayata kısa devre olmuş bir sistemden*bakıyorkene ulan ben ne bokumki ona buna bok atıyorum demeden bok attıklari dizi.*
türkiyenin yine kilitlendiği türk gerçeklerini gerçekten güzel anlatan ilk bölümündende bu sezonunun da çok iyi olacağını belli eden türk miletini koyun yerine koyduğunu düşünmediğim tam tersi zaten açık olan gözlerini biraz daha açmaya çalıştıklarını düşündüğüm takdir edilesi dizi.
bu dizi bin bölüm daha çekilsin, bin bölüm daha izlenir. şahsen ben ikibin bölüm daha izlerim hatta. çamur atmalara gelince, meyve veren dizi , bir de bazı kansızların pkk yandaşlarının kansızlığına dokunan dizi olmasındandır. artık kim hangisini üstüne alınırsa.
hakkında girilen pekçok entry'e bakıyorumda, sanki bu dizinin izleycisinin %99'u andaval sürüsü, orda gördüğünden etkilendiğiyle gidip üçer beşer adam boğazlayacak kişiler. yapmayın etmeyin 2000 yılına girmediğimiz dönemlerde benzer bir portre yok muydu? yeni mi yaratıldı herşey?
merak etmeyin türk milleti o sandığınız koyun sürüsü olsaydı, o orospu çocukları pkklıların 22 yıldır yaptığı tahriklerine kapılır, olmadık işler yapardı. şiilerin ve sünnilerin birbirlerine yaptığı gibi.
doğuda dökülen masum kana ağıt yakması gerekirken, ötelere gitmesi anlamsız olan dizi. gerçi anlamak zor değil, izlenme kaygısı hem yapımcı hem de senaristlere hayalgücü yüksek senaryolar sunuyor. sunuş da sokaktaki insanın kaşlarını kaldırışını, bakışını değiştirebiliyor.
çok değil az zaman önce pkk yoğun faliyetlerle insanımıza kan kusturuyordu, ki hala devam ediyor, eskisi kadar sert ve sık olmasa da... o yüzden kurtlar vadisi terör entellektüel birikimden yoksunların ardına gizlendiği bir sığınak değil, bir açıklayıcı niteliği taşımalı.
gelelim polat alemdar' a. polat alemdar, temiz yürekli anadolu delikanlısını resmediyor bir anlamda. tek farkı, popüler kültürden nasibini alan bir kahraman olması. karizması var, geniş bir karizma olmasa da bu ilk görüşte dikkat çekici.
ancak insan düşünüp taşındıkça ve diziye yoğunlaştıkça, dizinin bir açıklayıcı olsa da, olmasa da, izleyende final yaptığını görebilir. sokaklarda kanın gövdeyi götürmesi anlamsız, bu anlamsızlığa destek olan da kurtlar vadisi terör değildir. akılda beliren imgelemin insan aklını esir alıp almamasıdır. iş insanda noktalanıyor. doğru ve yanlış ayrımını yapacak olan insanın ta kendisidir.
toplumun kalıplaşmış ve puslu kurallarından bakıldığında, sert bir deşarj yayını gibi görünse de, aklı selim insanın göreceği üzere, kurtlar vadisi terör, gerçek olayları harmanlayıp kurguya döken ve hayali karakterleri barındıran bir dizidir.
godfather' i nasıl hayranlıkla izliyor, marlon brando ve al pacino' nun canlandırdığı babaların korku salan asil bakışlarından sonra televizyonu nasıl kapatıyorsak, kurtlar vadisi terör' ün ardından da aynısını yapabilmeliyiz.
elbette ailede verilmeyen ve okullarda çeşitli sebeplerden dolayı aksayan eğitimin eksikliğinde, kumandayı kapattığı halde polat' ı sokağa çıkaranlar olacaktır. burada da görev toplumun. barış dolu mantığa sahip aklın.