S. W. Marshall: Amacın ne? Oteli havaya uçurmak istiyorsan uçur. Benden alabileceğin bir şey yok.
Polat Alemdar: Senden almak istediğim bir şey yok. Ama senin bana verebileceğin bir şey var.
Polat Alemdar: Bu çuvalı kafana geçireceğim. Aynı şeyi adamlarına da yapıcağım. Hepiniz birlikte başınızda çuvallarla otelden çıkacaksınız! Gazeteciler resminizi çekecekler. Bu kadarını bana verebilirsin değil mi?
S. W. Marshall: Bu çuvallar senin askerlerinin başına geçirdiğim çuvallar mı?
Polat Alemdar: Hâlâ başın gövdenin üstündeyken geçir şunu kafana. Yoksa, sana tam uyacak bir kefen bezim var!
S. W. Marshall: " (Sam) Bak, Türk..
Tam 15 yıldır bu bölgedeyim ve Türkleri çok iyi tanırım. övünmeyi seversiniz.. Sizin kendi kurallarınız kendi kırmızı çizgileriniz vardır, değişmez Irak politikalarınız vardır.. ve hep biz istemesek burada kimse bir şey yapamaz dersiniz.. Sana bir şey söyleyeyim mi? Kırmızı çizgilerinizi çoktan sildik.. Irak politikanızın içine ettik. Sizi anlamıyorum, yani bunu alınmadınız da başınıza geçirilen iki çuvala mı alındınız?
Bunu adamlarınıza söyleyin. Birleşik devletler son elli yıldır size para ödüyor.. Donunuzun lastiğini bile size biz gönderiyoruz.. Neden bir şey üretemiyorsunuz? Para diyorsunuz yolluyoruz, daha fazla istemek için mi birbirinizi dolandırıyorsunuz? silah istiyoruz dediniz gönderdik, savaşmayı kabul ettiniz.. Ama askerlerinizi göndermeden pazarlığa kalktınız, ve sonra yine para istediniz. Nasıl unutursunuz komünistlerden kurtarmamız için yalvardığınızı? Niye alındığınızı söyleyeyim.. Çünkü artık size ihtiyacımız yok. .
Polat Alemdar: Ben siyasi parti lideri değilim. Diplomat ya da asker de değilim. Aynen senin de dediğin gibi ben Türküm. Ve bir Türkün kafasına çuval geçirecek adamın dünyasını başına yıkarım! Şimdi kes sesini (Elindeki çuvalı Sam'in yüzüne fırlatır) ve tak şunu!
"şahin ağa bakanlıktan yazı geldi seni eskişehir'e f tipi cezaevine göndereceğiz."
şahin ağa: "bana bak müdür bey. e tipi, f tipi, h tipi. alfabeyi biz yazdık. ister fırtına kopsun ister tipi. bizim kalemimiz kimin elindeyse kırsın atsın. yoksa mürekkebin yerine kan doldurmasını biliriz. hadi eyvallah."