Dün akşamki bölümünde Türkiye'nin işgali konusunu sık sık ekrana taşıyıp milletin beynine bu yönde bir olgu enjekte etmeye çalışan dizidir. Bu bir mesaj mıdır? nedir yani?
son bölümde dizinin izleyeceği yol açıkça belli edilmiştir. daha önce mafyaları çökerten polat ve teşkilatı bu sefer çeteleri, terörü destekleyenleri ve kaçakçıları gözüne kestirmiş olacak ki onlara doğru saldırmaya başlamıştır. ayrıca son bölümünde ciddi ciddi göndermelerde bulunan dizi. önce kahve köşelerinde boş beleş gezip vatan kurtarmaya soyunanlara ciddi bir ayar vermiş akabinde devlet içindeki çeteleşmelere ufaktan göndermelerde bulunmuş ve finalde de kontynerden çıkan minibus ile ankara'da içinde 300 kg bomba bulunan aracada açıkça bir gönderme yapılmıştır. görünen o ki bu sezonda adam akıllı izlenebilecek tek dizidir.
son bölümü ile "oha" dedirtmiş dizi. baş karakterine ne kadar gıcık olsam da gazete bombalama, hrant dink cinayeti ve ogün samast serserisi, kuvayı milliyeci (zafer abi) çeteler, otoparkta bulunan bomba dolu araç, kahvehaneden vatan kurtarma gibi meselelere güzelce değinmesi ile saygımı kazandı harbiden.
ayrıca memati bambaşka adam. tarantino bu diziyi izlese eminim ki memati en favori oyuncusu olur filmlerinde. michael madsen den bile deli lan bu.
bu geceki bölümünde ömer baba ile terapi seansları izleyiciyi rahatlatmıştır. gerçek nedir mecaz nedir bunu örnekler ile izah etmiştir ömer baba. polat'ın elif'e olan aşkı ömer baba'nın deyişi ile mecazdır. gerçek aşk polat'ı elif'e sevdirene olan aşktır. aşkı yaratan'a olan aşktır. işte ölümsüz gerçek budur.
bu haftaki bölümüyle farklı soruları akıllara getiren dizidir. abdülhey satışlarda mıdır? polatın boynunu kırdığı kişi polatı vurmakla görevlendirilen kişi değilmiydi? tuncay kantarcı nın adamı neden nazik bir psikopat a dönüşmüştür? ne bok yemeye çalışmaktadır? ikinci bir polat alemdar mı olmak istemektedir? ve son olarak polet alemdar öldürülüp dizi tuncay kantarcı nın yardımcısı üzerine mi devam edecektir?
bundan sonraki bölümlerde dizinin son karesinde abdülhey'i göreceğimiz dizi.
abdülhey artık demokles'in kılıcı gibi tepededir.
hele bir de o bilgisayarcı çocuk yok mu?
abdülhey sektirirse gol olacak dizidir. yalnız mantığa sığmayan bir olay mevcuttur. hadi diyelim abdülhey zaferi vurdu, zaferin arkasında bekleyen ve elinde akrepler olan onca adamın karşısında, açık hedef olarak bulunan polat nasıl kurtulcaktır?
bu hafta akıllardaki tek soru abdülhey ne yapacak? basittir. tekniktir. * lazerin görünmemesi için polat zafer'in karşısındadır. işin türkçesi abdülhey lazeri saklamıştır. lazerin, polat'ın ensesinde olma sebebi hem budur, hemde gelecek bölümlerde soru işaretleri bırakarak heyecan yaratmaktır.
lazerin görülmesin diye polat'a dogrultuldugu ama sirf haftaya heycan biriksin/sarksin diye sanki abdulhey (bu nasil isim birader) polat'i vurcak izlenimi uyandirdigi bir sonla bu haftaki bölümünü bitirmis dizi.
ama bu lazer isini, yukardaki cümlede bahsettigim senaryonunun disinda, hakikaten polat'i vurmak icin dogrultulmus da olabilir; ne ki o abdulhey tam tetige basacakken, polat ani bir hareketle bir yerlere egilip bükülür o sirada abdulhey tetige basmis olur, ama istemedigi halde zafer'i vurur. tabii ayni zamanda atesi yapanin abdulhey olmasindan kelli artik onunda desifre edilmesi söz konusu olabilir. bu da ikinci senaryo.
ücüncüsü de, yukarda bir baska yazarin bahsettigi, memati'nin tam abdulhey tetige basacakken, onu enselemesi. ve sakagina silahi dayamasi.
bu tür dizi triklerinde edindigimiz tecrübeler en kuvvetli ihtimalin birinci senaryo oldugunu söylese de; olay yerine varmadan önceki operasyon plani anlataminda abdulhey'in sahne icerisinde yer almayisi ve görev dagiliminda kendisine görev verilmemis olmasi onun gelecek bölümde desifre edilecek olmasinin isareti veya alt yapisi olarak okunabilir. bunlari göz önüne getirdigimizde de, ikinci ve ücüncü senaryo ihtimali kuvvet kazanmaya baslamaktadir.
Şu çılgın türkler masalıyla vatan kurtarmanın mümkün olmadığını, ülkenin başına çorap örenlerin, kimleri nasıl kandırıp gaza getirerek aslında kendi lehlerine kullandıklarını bir kez daha seyirciye aktaran dizidir.
Diğer soru işaretleri önümüzdeki bölümlerde çözülecektir.
zafer karakteri ile kısa zaman önce tutuklanan emekli yüzbaşı ve onun hikayesini hepimize en iyi şekilde anlatmıştır bu dizi. vatan, millet sevgisi adı altında yapıklarının aslında yanlış olduğunu, bunu yaparken hangi amaçlara hizmet ettiklerini göstermiştir. tabi anlayana.
2-3 bölümde bir sakallı, sümkürecek gibi bakan, polat alemdarı öldürmesi için adamlarını yollayan yeni yeni karakterler ve onların kafasına sıkan kahramanımızın adamları kompozisyonu ile ne kadar daha gidecek dedirten dizi. kanımca cepten yemeye başladılar.
Polatın alemdarın karşısına çıkan karakterlere baktıkça gülesi geliyor insanın.
Ne palalar, ne baronlar, ne mafyalar çıkmışta hepsini alt etmiş te 2 tane çapulcu çıkıyorda onları mı altedemeyecek diye düşünüyor insan.
toplumsal sorunlara parmak basmış, sırf kurşun sıkma işiyle film çekmeyen, kalitesini artırmış, polat alemdara özenmeyle adam vurulmadığını söylemiş dizidir.
Tamer hainliği ortaya çıkıp darağcına bağlanmasıyla hainlerden birinin ortaya çıkmasıyla devam etmektedir.
(bkz: Atikerin sunduğu kurtlar vadisi devam edecek)
üstünü aramaya gelen adamın boynunu kırarak öldürdükten sonra, polat ın 'ben bir araba dolusu silahla geldim sen benim üstümü aratıyorsun' diyerek yarılmamı sağlayan dizidir kendileri.
tamerin diğer haini söylemesi için aşağı indirecekken abdülheyin tabureyi devirmesiyle öldürerek dikkatleri üzerine çekmiş ve hain olduğunu polata epey belli etmiştir.
propaganda hakikatten daha inandırıcı oluyor tarzında cümlelerle bazı medya bozuntularına ayar vermeyi de ihmal etmemiş dizi. gitgide şubat soğuğu havasına bürünmekte o ayrı.