26. bolumunde siyanur tabletlerinin peynir ekmek gibi gittigi dizidir. ihtiyarlarin * mesajcilari her sıkıstıklarında bir siyanur tableti yutmuslardir.
Şimdiye kadar kimsenin dillendirmediği unsurlara yer veren dizi. Teşkilatı mahsusa, masonik oluşumlar, tapınak şovalyeleri derken şimdi de ihtiyarlar adı altında doğrudan börü budun efsanesini senaryoya dahil ettiler. Bir de kırmızı kitap diye birşeyden bahsettiler. Bu, bizim bildiğimiz milli güvenlik siyaset belgesinden farklı bir kitap anladığımız kadarıyla.
Buraya kadar güzel, böyle egzantrik konuları işlemeleri ben ve benim gibi düşünenleri ister istemez diziye bağlıyor. Ancak yapılan basit hatalar bu güzellikleri maalesef gölgeliyor.
ihtiyarlar adı verilen ve ikibin yıldır Türk devletleri'nin güvence altında yaşamasını sağlayan, yıkılanın yerine derhal yenisini kurup türk milletini asla devletsiz bırakmayan bu süper oluşumun iki tane simitçi kılıklı adamla polat alemdar'a mesaj göndermesi hiç de inandırıcı değil. Adamların vizyonuna bak, kullandıkları personele bak. Her kıçı sıkıştığında siyanüre saldıran tiplerin böyle efsanevi bir teşkilatın elemanı olduklarını düşünmek bu inandırıcılığı ortadan kaldırıyor. Kardeşim sen devletler kurmuşsun, derinin de derinisin, devleti kurup gidişatına yön verebilecek kadar söz ve güç sahibisin, iki tane bruce lee istihdam edemedin mi? Zor mudur? Nedir yani? Türkiye Cumhuriyeti'nde dövüş sporlarında gerçekten uzman kimse yok mudur? Netekim türk silahlı kuvvetleri'nde bu alanlarda son derece uzman birçok asker görev yapmaktadır.
Sağır oda dizisindeki oğuz bey karakteri (Hakan Karahan) aslında bu anlamda diziye taptaze bir kan olurdu diye düşünüyorum. ihtiyarlara teknik destek veren birini canlandırması diziyi çok farklı boyutlara taşıyabilirdi. Bu da buradan senaristlere naçizane bir tavsiyemdir.
Ben bu börü budun hikayesine takmış durumdayım. Her ne kadar mantığım bunun bir balon olduğunu söylese de, duygusal tarafım "ulan harbiden var mıdır" diye sormadan edemiyor, hatta bu soru dahi manevi olarak beni rahatlatıyor, belki de kendimi kandırıyorum, bilemicem.
Şöyle kabataslak yaptığım araştırma neticesinde çok tuhaf isimlerin bu oluşumda görev almış olabileceklerine dair söylentilerle karşılaştım, tabi ki kanıtları ile birlikte. Ama bu dezenformasyon da olabilir. Bir örnek vereyim mi? Sıkı durun... Abdullah Gül... Okuyunca çok gülmüştüm ama acaba mı demekten de kendimi alamadım.
Bu da böyle bir anımdır ey kendini bilen sözlük. *
muronun nihayet jeneriğe girdiği dizi. buda kalıcı olacak tespitlerimizi doğruluyor. genel olarak kötü bölümlerden biriydi. ihtiyar heyetinin adamları bu kadar koftidense kim bilir zati muhteremler nasıldır acaba. ahunun ve amcasının basit bir fotoyla ülkeye gelip hesap sorması, torosları diziden tamamen buhar edip çıkartma amacındaki senaristlerin güzel bir hamlesiydi. elif polat aşkından sonra ahunun araya girip liseli kız modu zaten tutmamıştı izleyicinin gözünde. final sahnesinde hakanın polatla işi zaten yoktu, road runner koşuşunda ajanın üzerine silah doğrultup yakalama isteği biraz saçmaydı. neticede adamlar leblebi gibi siyanür yutuyor, silahtan mı tırsacak. tek güzel yanı, acaba bölüm patlama olmadan bitecekti diye korkmamdı. sonuç ahudan kurtulduk ya, başka hiçbir şey istemem.
sayın selçuk toros ve ahu toros. ikinizde üniversite okumuş, holding yöneten kişilersiniz. peki niye bir fotoğraf görünce hemen gaza geldiniz ? lan tek bakışta anlaşılıyor onun fotoşop olduğu.
bu ihtiyarların gönderdiği polat'a cenaze sırasında haber veren kişi bu kadar mal olmak zorunda mıydı ? şimdi tamam polat'a buluşma yerini söyledin.biliyorsun ki peşine kesin birileri takılacak. giderken takip edildiğini anladın.niye bu kadar panik yapıyorsun ? daha yeni mi başladın işe.
adamdan kaçarken orada köşeyi dönünce depar atıp koşmaya başlasana veya saklan oradaki evlerin bahçelerine.illa kaçmak zorunda mısın ? zaten kaçmayı da beceremedin ki.
polat yanından geçen hakan'ı gördü ama karşısında bombalı bir şekilde ahu durduğu için hakan'ın geçip gitmesine izin verdi.
muro ve çetin süper ikilisi. insan işini sağlama alır.bombayı yerleştirdikten sonra ahu'nun üzerindeki montun düğmelerini ilikler.hadi diyelim montun düğmesi yok. niye önünü açamayacağı bir şekilde kapatmadınız ? kız açtı gösterdi polata.*
ha birde polat'ın cenaze sırasında aslan bey'in ismini söylemesi, senaristlerin ekşisözlük okuduğunu kesin olarak kanıtlamış oldu.
senaristlerin artık yavaş yavaş kendilerini sorgulamaları gerekiyor.
arkadaşım, bu dizi neden başladı? hani bu polat türkiye'de olan faili meçhul cinayetlere yönelmeyecek miydi? ilk iş olarak da ahu'nun babasını öldürenlerin peşine düşmeyecek miydi? ulan konu şukelaydı, hele ki cinayetin azmettiricisinin davut tataroğlu olduğu ortaya çıktı, bulut'la tetikçiyi öldürdükten sonra karşılaştığında da polat bunu anladı.. peki ne oldu da senaryo 180 derece değişti yahu?
polat bir yola baş koydu, toros'ları kurtarmak için tomarla para harcadı, bu uğurda halo vuruldu, bir ton aksiyon yaşadı... sonuç? hiç. peki, bunu anladık diyelim,
peki arkadaş bu polat her yardım etmek istediği kişinin anasını mutlaka beller mi? lan ailenin hayatına bir girdi adam, kız hücrelerine ayrıldı, amca kendisini öldürdü, yenge ağır yaralı, ölümle pençeleşiyor.. polat ağa ne yapıyor? yine hiç.. ne yapıyor bu adam arkadaşım? yahu hangi operasyona kalkıştıysa eline yüzüne bulaştırdı adam, bütün adamları kaç sefer kevgir oldu dayak yemekten. peki ne uğruna? yine hiç..
azınlık gazetecinin öldürülmesinin protestosu, incil evlerine düzenlenecek suikastin engellemesi gibi etkinliklerle polat amcayı ve ekibini humanist bir adam gibi gösteren dizi.
ya bırakın allahaşkına, bu işler öyle iki faşist olayı kınamakla olmuyor. önce dizide kullandığın teroristin * ağzından çıkan kelimelere dikkat edeceksin. zaten %90'nının bilgisiz olduğu bir konuda insanların aklını yıkamayacaksın. bunu yaptığın anda da en büyük faşist sen olursun kurtlar vadisi.
--spoiler--
muro: başkanım, devrime olan inancım tamdır.
--spoiler--
bu mu devrimcilik, bu mu devrimciler ey kurtlar vadisi pusu yapımcıları.
son bülümde hakan yörük karakteri ilginç tavırlar sergilemiştir. büyük iskenderin ona konuştur diye verdiği adamı konuşturmaya çalışmadan öldürmüştür. ayrıca polat'ın yanından geçmesine rağmen polat'a yönelmeyip direk mavi montlu adama yönelmiştir. hakan gelecek bölümlerde polat'ın safına geçebilir. hatta muro'nun menziline girmiş polat'ı gelecek bölüm kurtarabilir.
polat ın çakma ihtimali olan tek hatunun da kendini patlattığı dizidir. adamda lanet mi vardır nedir, bunla beraber olan her kadın ölüyor. böyle giderse osbir çekecek sabun bulamayacak polat. yazık lan.
konusundan ve senaryosununda iyice sapan diziir. soner yalcin in bu diziye neler kattigina herkes sahit oldu artik. senaryoda bir duzen yok kurgu yok, gununu yasayan insanlar gibi bir bolumluk yaziyorlar ondan sonra haftaya br bolum daha, eminim senaristler diziyi nasil bitireceklerini bile bilmiyorlardir. soner yalcin zamaninda bir hapsirik mevzuu cozuldugu zaman insanlar hisstmisti bitecegini bu seferkinde kimsenin bir fikri yok. polat in baslayip bitirmedigi o kadar is var ki hepsine tekrar baslasa bes dizi daha cikar.
senaryodaki eksiligin yani sira oyuncu ve senaryodaki cumlelerin secimi de insani sogutuyor diziden. kardesim neree o dogu esrefoglu, nerede iskender buyuk. adamin her seyi gibi konusmasi da taklit. dogu bey aslanim buyuk iskendr hakaanim diyor. ayrica karakteri dolduramadigi da bir gercek. ihtiyarlarin sectigi adamlara gercekten bir seydiyemiyorum, ulan ben bile izlereken "kesin imam verecek lan mesaji." diye dusundum, raci sasmaz daha iyisini dusunemedi. herkesin takip ettigi polat la abdulhey in yanina girdi adam mesaji verdi, dondu, kacti. ne bicim is bu ya.
diger sacmaliklara girsek bu sayfa yetmez. bir kere senaristlerde urettikleri seyleri deva ettiremediklerini ve halkin tepkisini anladilar ki kac bolumdur ortalarda gorunmeyenler tek bolumde toplandi. toroslar hep soru isaretleriydi ortadan kaldirilarak rahatlandi biraz. gerci selcuk toros un bir ara neden iceri gittigini hala anlamadim, silahini aldi diyecem, neden beline koydu? ki beline silah koan adam da oyle rahat bir yuz ifadesi olmaz. deli hikmet te bes dakikada gecistirildi. dort buyuk ailede bir selamlasma ile hasir alti edildi. bir de anlamadigim ulan bu dort buyuk aile baronlarin bile ustu gelip bir de biri "polat la buyuk iskender in arasinda kaldik." demesin mi? ulan bu mu sizin buyuklugunuz? bu mu capiniz? bir savas cikacak polat hepsini temizleyecek yani, bu kadar basit mi?
yazik, cok yazik. son yillarin en buyuk degeri ola bu apimin dustugu yerden ayagakalkmasi lazim. tama belki ne koyarsaniz koyun bu dizi sonuna kadar gider ama bir daha ne sinemasini yapabilirsiniz ne de yeni bir dizi yapacak yuzunuz olur.
bu ne bicim senaryo, bu ne bicim yonetmenlik, bu ne kurgu, bu ne boh emmi* ya...
Polat Alemdar, Ahu'nun ölümünün ardından, bu korkunç komployu kuranları öğrenmek için harekete geçer. Jülide'den öğrendikleri, Polat kadar Davut Tataroğlu'nu da şaşırtacaktır. Ancak Tataroğlu'nu şaşırtacak tek gerçek bu değildir. Büyük iskender'in yaptığı teklifi reddetmek, Davut Tataroğlu'na pahalıya patlayacaktır.
Öte yandan Memati, ortağı Bulut'un limandan uyuşturucu kaçırdığını öğrenir.
Hüsnü'nün kırmızı ışıkta çarptığı arabadan çıkan sürpriz isim ise Polat'ı Hakan'a bir adım daha yaklaştıracaktır.
---
evet üzülerek söylüyorum ki maalesef ahu toros patladı. (bkz: patlamak) polat'ta yine herhangi bir hasar yok.turp gibi maşallah.
kemal yıldız ve inci yıldız çiftinin bebeği dünyaya geldi.pek bi mutlular.
polat'ın jülide'den öğrendiği şey jülide'nin yalçın yıldız ile yaşadığı aşk ve inci yıldız'ın işlediği cinayetin görüntülerini barındıran cd olacak. davut tataroğlu'nun şaşırmasının nedeni ise en güvendiği adamının elinde böyle bir cd bulundurması.
iskender büyük ise çalışmalarına son gaz devam ediyor.davut tataroğlu'nun teklifini reddetmesi üzerinde inci yıldız'ın bebeğini kaçırıyor.
sert bakışlı hakan ise yine almış eline sniper'ı polat'ı izliyor. izliyor diyorum çünkü sıksa da bir şey farketmeyecek.ölmüyo bu polat.
bu hakan'ın da içinde nasıl bir birikim varsa, efendi,bol bol kitap okuyan,terbiyeli bir adamken birden psikopata dönüştü.
son olarak da şu gizli konak ta yapılan toplantılara değinmek istiyorum. koskoca istihbarat başkanı öldü, iskender büyük diye bir herif peydah oldu.4 aile tekrar toplanıp bir durum değerlendirmesi yapsanıza. ne bekliyonuz hala.
dizi iyice polat ın günlüğüne dönmüş; polat ın yediğini içtiğini nerdeyse sıçtığını göstermeye baslamıştır bu bölümde. komik diyologlarda vardır.
abdulhey: abi simiti yemiyosan alayım mı *
muro: devrimcinin günlüğü; çeto son zamanlarda kendini aştı.
(bkz: polat ın günlüğü)
polat ahu toros'un öldüğü yerden nasıl çıkmayı başardı bir muamma. tamam adam 9 canlı olabilir ama muro ve çeto'nun da bir onuru var. pususunda bekledikleri adamı neden dokunmadan bıraktırdı senaristler.
ayrıca film fragmanıyla çelişiyor. fragmanda polat alemdar hakan'ın sniperının menzilindeydi ancak filmde böyle bir sahne yoktu.
muro ortalığı yine yardı. "burada lenini saygıyla anmalıyım" diyerek yerlere yatırdı.
bu bölümün final sahnesinde psycho killer ı fon müziği olarak kullanması gereken dizi idi. . haftaya herkesin yağlarını eritecek bir bölüm bizi bekliyor abdülhey, sayid jarrah misali hakan la münasebetlere girecek belli..bu arada efendim muro ile hüsnü bey in diyaloglarını kaydedip her depresyona girene 10 kere izletilmesi 10 kutu prozac ın salgılattığı seratonin i salgılatır kanatindeyim..
iskender büyük denilen adam iyice yoldan çıktı artık büyük baronlara karşı suikast düzenlemeye başladı. davut tataroğlu'nun tek arabayla dolaşması garip olmuş nerde eski bölümler laz ziya dışarı çıktığında arkasında 6 araba olurdu tataroğlu sözde onun üstünde bir güce sahip ama kovboy gibi takılıyor.
bu bölümde pasta kutusuyla bebek kaçırıldığına da şahit olduk o çocuk nasıl aşağı indi falan oralara girmiyorum o hizmetçinin yanında kutuya nasıl koydunuz. neyse daha hatalar bulunur ama fazla söze gerek yok giderek boka sarmaya başladılar.
--spoiler--
21 subat tarihli bolum itibariyle polat hakan'i yakalamis ve "iskence nasil yapilir gorucez" demistir. hakan en sonun da abdulhey'in eline dustu. haftaya olabilecekler:
1- abdulhey tarantino filmlerini aratmayan feci bir iskenceden gecirecek hakan denen satilmisi.
2- abdulhey romantik film kahramanlari gibi hidayete ericek ve hakan'a "sana en buyuk cezayi ceza vermemekle veriyorum" diyecek ve gitmesine izin vericek.
3- direk kafasina sikicak.
icimden bir ses ikincisi olucak diyor.
ayrica nefret ettigim dizidir. ben hayatimda dizi seyretmedim ama bu pisligi duzenli takip ediyorum. yaziklar olsun bana.
son zamanlarda muro-bulut, muro-çetin ve bulut-memati gibi karakterler arasındaki diyaloglar dizinin önüne geçmeye başlamıştır, ulan kim dost kim düşman belli değil be, hepsi komedi uzmanı kesildi başımıza, bu proje bitse bile bu tayfa aç kalmaz, dizi olmaz stand up olur ama mutlaka bişi olur...