amerikan kaynaklı bir oluşumun başkanı olduğu düşünülmektedir. davut tataroğlu'nun aynı bölümün ortalarında okuduğu dergidende ipin ucu verilmiştir. 12 Eylül 1980 darbesinin amerika'da böyle karşılandığı rivayet edilmektedir. Bu sözleri, darbenin yapıldığı saatlerde Ulusal Güvenlik Konseyi Danışmanı Paul Henze'nin ABD Başkanı Jimmy Carter'a ilettiği belirtilmektedir . 23 yıl aradan sonra 2003 yılında bu beyanı yalanlamıştır.
muhtemelen lost dizisiyle ilişkilendirilmesini beklediğim kv'deki yeni karakterdir. kendisi jacob olabilir. jacob halı da dokuyordu hatırlarsanız. vay be.
dizide, sonraki bölümlerde kimi gösterirler, kimi kullanırlar bilemem ama, çizgiler mehmet aksoy'undur, içerdeki heykeller aksoy'undur, atölye polonezköy, cumhuriyet köy taraflarındaki onun atölyesidir. muhtemelen de aletleriyle iş başında olan odur.
ve elbette ki aksoy, gaziantepli o muhteşem heykeltraş, " bizim çocuklar bu işi başardı" denilecek makam değildir!
daha önce bu tür bir ortamı göremeyenler için, asla akla gelmeyecek bir mekan kullanımı olarak, seçim çok başarılıdır. ayrıca yıllar önce kenan evren askeri darbe yaptığında, amerikan başkanına olayın haber olarak veriliş şeklinin alegorik olarak böylece sunuluşu, üzerinde epeyi tartışılacaktır.
bir suikastte, vuranı vurmak şarttır, onu da vurmak kaçınılmazdır. izin kaybedilmesi ancak böyle sağlanır. bakalım at izini it izine karıştırıp bu işin içinden nasıl çıkılacak?
diziyi yazanlara, yönetenlere, elini ve dilini yoran bizlere, yaz boyu, kolay gelsin!
tataroglunuu hizmet ettiği gruptur. hatırlarsanız tatarogluna iskender büyük birleşim teklifi yaptıgında tataroglu gazetelerini felan satmıs geri plana cekilmişti ama sonra ne olduysa dizide aktif rol almaya basladı.bulutu kim odadan cıkardı acep aklım orda kaldı.
kurtlar vadisi pusu'nun yeni kanalı star televizyonu olunca bundan böyle sözkonusu tiplemeye yönelik eleştirilerin daha dikkatli yapılacağı düşünülebilir. yani tataroğlu-aydın doğan anıştırmaları yeni bir yola girebilir.
mehmet aksoy'un ellerinin, heykellerinin ve mekanının arkasından görünen yüz olarak, ülkemizde iş tutup, işleri karıştıran amerikalı ajan ıçkmıştır.
özetle usta heykelci mehmet aksoy'un atölyesi artık, amerikalı ajana mekan olmuştur. diziye mekan bakanlar iyi çalışmış, muhteşem yeri iyi bulmuşlar tamam, ama tezgahlardaki -mustafa kemal heykeli dahil- tüm heykellerin, tüm araç gereçlerin, mekandaki ışıklandırma dehasının, bir sanatçının çalışma ortamı ve biçiminin; bir amerikalı ajanın soğuk katil gülümsemesine yedirilmesini, onun entrikalarının vitrini, tezgahlarının mezesi olamasını içim almıyor. mehmet aksoy nasıl izin verdin bilmem ki? sen de bu ülkede heykel yaparak yaşayamayacaksan, paraya sıkışacaksan, kim, neye cesaret etsin artık? hüzünlüyüm.