(pre edit: işbu entry daha önce moderasyon tarafından silindiği için yeniden ele alınmıştır.)
polat alemdar ile safiye karahanlı arasında geçen bir diyalog sırasında oluşan hatadır. yalnız bu diyalog fransızca. kullanılmak istenen fiiller yanlış. aynı anlamda orada uygun durmuyor.
burada; "küçük hanım, bir daha sakın benim bulunduğum odaya kapıyı çalmadan girmeyin" demek istenilmiş.
sonner fiili bir kere a almaz. kendisinden sonra direkt isim alır. a/de almaz. ayrıca sonner la porte demesi için, orada bir zil olması gerekir. sonner fiilinin kökeni son yani sesten gelir.
o fiil yerine "frapper" fiili kullanılmalıydı. zira o sahnede safiye karahanlı kapıya eliyle vuruyor yani çalıyor. sonner nedir ya?! allahım hala gülüyorum. orada o anlamca çok saçma duruyor.
(hasldjssss, ne desem bilemedim. yok böyle bir şey, sizi yiyorlar! "burası, benim evim" denilmek isteniyor. "ça ma maison" ne lan?! ahaha. nerede senin olmak fiilin ve onun çekimlenmiş hali? yemin ederim katledilmiş. ça ma maison. yerine c'est ma maison olacak. (bkz: etre)
****** polat alemdar : la porte, seulement sonner la porte.
bende ingilizceden nasiplenerek ibretlik paylaşım yapacağım şimdi .
derslerde ve eğitim setleriyle , ingilizce kurslarında öğretilen ingilizce kalıp ingilizcesidir . özne , yardımcı fiil , nesne ve zaman kalıbının sıraya konulmasıyla oluşan ingilizce kalıpları . yani özne olmazsa derse göre aslında o ingilizce bir cümle olmaz . ama durum böyle değildir . özne kullanılmak zorunda değil , nesne kullanılmak zorunda değil . siz aranızda birisi hakkında konuşurken her cümlede üst üste adını söylermisiniz veya onun yerine he, she diye tabir ettiğimiz o öyle yaptı , o şunu dedi tarzında o demeye devam mı edersiniz ?
birde trollerin anlayacağı bilgisayar oyunu kısmını ele alalım . assasin's creed 2 adlı ubisoftun bilgisayar oyununun son sahnelerinde , karakterimiz uzun ve derin anlamlı bir diyaloğa girmiştir . diyalog geçmiş zamanda olmuş bitmiş bir konu hakkındadır . ingilizcede geçmiş zamanda olmuş bitmiş durumlarda did kullanılır ve did olumlu cümlelerde gözükmez . fakat büyük ubisoft şirketimiz diyaloğu ,
i did ________ . şeklinde sürdürmektedir . bunu gördükten sonra kapsamlı bir araştırma yaptım ve tarzanca ingilizce konuşsakta karşımızdaki ingilizce bilen kişiye günlük hayattaki dilleri gibi normal ve sade geldiğini konuştuğum koreli , fransız , portekiz , endonezyalı ve ingilizlerle tastik ettim . bunu gidip bir ingilizce hocasına söylesem öyle olmaz tarzında uzatıp duracak , onları kötülemiyorum fakat bize yıllardır belli kalıplar dahilinde ingilizce öğretmeye çalışıpta öğretemediklerini kabul etsinler .
not : yıllardır okulda ingilizce sınavı notları çok yüksek olan biriyim . durum lisedede aynı şekilde devam etti . fakat okulda birkaç kalıptan fazla ve ezber kelimelerim dışında birşey öğrenemediğimi itiraf ediyorum . ingilizceyi gazeteden kuponla aldığım başlangıçtan , iş ingilizcesi dahil ticari sözlüklerde içinde olan bir setle öğrenebildim .
http://www.youtube.com/watch?v=HiPfPMhedus
ayakta alkisliyorum. * fransizca telaffuzlarina da ayriyeten yarildigim replik. ne gerek var boyle seylere. hadi gerek duydun bari duzgun yap! * bravo..