almanya'da bomba patlatan, eylem yapan ya da yapacağı eylemi anadilinde tartışan türk yokyur öncelikle. almanya'daki türklerin tarihi en fazla 50 yıl öncesine dayanmakta, almanya'ya bambaşka bir kültürden ve topraklardan gelen insanların bu dili elbette garipseyecek, kaldı ki sadece almanya'ya giden ilk kuşak türkçe konuşmakta yani artık üçüncü nesil kendi arasında Türkçe konuşmuyor o yüzden böyle bir kıyasa girmek elma ile armutu toplamaktır.
ahmet altan'ın taraf gazetesinden yer alan 25.02.2009 tarihli yazısının kopy peystidir.
Dün gazetelerin internet sitelerini okuyup da televizyonların haber programlarına bakınca sandım ki korkunç bir şey oldu.
Konuşmalar, demeçler, sansürler...
Ne olmuş?
Ahmet Türk Meclisteki grup toplantısında Kürtçe konuşmuş.
Bizim ülkemizi şaşırtan gerçeğin özeti şu:
Kürt, Kürtçe konuşmuş.
Bir Kürdün Kürtçe konuşmasını büyük bir olay olarak gören bir ülkede yaşıyorum ben.
Bakın size büyük sırrı açıklıyorum.
Kürtler Kürtçe konuşur.
Türkler Türkçe konuşur.
ingilizler ingilizce konuşur.
Fransızlar Fransızca konuşur.
Beni kızdırırsanız böyle sayar giderim.
Neden bir Kürdün Kürtçe konuşması bize bu kadar garip geliyor?
Bill Clinton gelince, herkes onun bizim Meclisteki ingilizce konuşmasını alkışlıyor.
Ama Ahmet Türk'ün Kürtçe konuşmasına şaşıyor.
ingilizce konuşulabilen bir Mecliste neden Kürtçe konuşulamasın?
Tabii ki farkındasınız bunun mantıklı bir açıklaması yok.
Şöyle bir açıklama bulmuşlar:
Mecliste ancak devletin resmen kabul ettiği diller konuşulabilir.
Aslında bu, bizim Mecliste Kürtçe dışında her dil konuşulabilir anlamına geliyor.
Ama bu mantık oyunu da artık yürümüyor.
Çünkü, Kürtçe bizim resmen tanıdığımız Irakın resmî dillerinden biri.
Şimdi ne olacak?
Olacak bir şey yok.
Kürtlerin Kürtçe konuştuğunu kabul edeceğiz.
Kürtlerin Kürtçe konuşmasından daha doğal ne var?
Ne olur Kürtçe konuşurlarsa?
Devlet mi yıkılır?
Eğer bu ülkenin vatandaşlarının bir bölümü anadilini konuştuğu için bu devlet batacaksa, bırakın batsın.
Sadece konuşarak batırılacak bir memleket zaten ayakta kalmaz çünkü.
Ama merak etmeyin hiçbir ülke birileri anadilini konuştu diye batmaz.
Tam aksine, insanların anadilini yasaklarsanız memleketi batırırsınız.
Amerikada devlet dairelerinde hem ingilizce hem ispanyolca duyurular var.
Neden?
Çünkü devlet, insanlara hizmet etmek için kurulmuş bir teşkilat, Amerikan devletinin görevlerinden biri de ingilizce bilmeyen Latin kökenli vatandaşlarına en iyi hizmeti vermek.
Onun için ispanyolca da yazıyorlar.
Ve, inanmayacaksınız ama bu yüzden batmıyorlar.
Türkiye de batmaz.
Devlet dairelerine Kürtçe tabelalar koyarsak da batmaz.
Mahkemeye gittiğinde yargıcın söylediğini anlamadığı için tercümana ihtiyaç duyan Kürt vatandaşlarınıza daha iyi hizmet vermiş olursunuz.
Bir işe yarayacağını bilsem, yemin ederim dizlerimin üstüne çöküp yalvaracağım, nolur bu saçma sapan işleri bir kenara bırakalım diye.
Yaşlandım, yakında Allahın izniyle ölüp gideceğim, hâlâ Kürt, Kürtçe konuşur diye yazı yazmak zorunda kalıyorum.
Yazarlık açısından nasıl da utanç verici bir durum...
Ali topu bana at, Ayşegül ip atla düzeyinde yazılar yazmayı kim ister?
Böyle yazılar yazmayalım desem, bu saçmalığın altında öyle insani dramlar yaşanıyor ki yazmamak mümkün değil.
Hapishanelerde Kürt mahkûmların aileleriyle Kürtçe konuşmaları yasaklanıyor.
Mahkûmun zavallı annesi Türkçe bilmediği için çelik parmaklıkların arasından oğluna bakıp hiçbir şey söyleyemeden sessizce ağlıyor.
Bir düşünün o anneyi...
Bir düşünün o oğlu...
Ahmet Türk de Diyarbakır hapishanesinde bu sahneyi aynen yaşamış, Türkçe bilmeyen annesiyle konuşamamış.
Yemin etmiş o zaman, resmî bir yerde Kürtçe konuşacağım diye.
Konuştu da...
Bence de iyi etti.
Her evlat annesine borcunu ödemeli.
Diyorlar ki, seçimler için yatırım yaptı, yapsın ne olacak, diğerleri yapmıyor mu?
Seçim zaten böyle bir şeydir.
Seçmenini memnun etmeye çalışırsın.
Seçimlerin iyi tarafı budur.
Bilmiyorum, bu tuhaflıklardan ne zaman kurtulacağız?
Ama işin iyi tarafı bu kez politikacılardan büyük tepkiler gelmemesi.
Kürtçe konuşmayı anayasa suçu zanneden Meclis Başkanından başka kimseden öyle çok saldırgan açıklamalar duyulmadı.
CHPliler bile ılımlıydı.
Eh, bu da bir şey.
Demek yavaş yavaş öğreniyoruz.
Kürtler, Kürtçe konuşuyor.
Bunu öğrenene kadar ne acılar çekildi bu ülkede, bir ara sokaklarda bile Kürtçe konuşulmasını yasakladık, Kürtçe şarkı söylenmesini yasakladık.
Yasak kalktı, ne oldu?
Hayat normalleşip rahatladı.
Ah ki ah, hâlâ bunları yazıyoruz.
Hadi hep beraber...
Kürtler Kürtçe konuşur, Türkler Türkçe konuşur, kışın kar yağar, baharda yağmur olur, Ali topu bana at...
Hayata son derece kisitli bir bakis acisi ile bakabilen,insanlarin kulturunu hice sayabilen kisilerin olumsuzlukla yaklasacagi bir durumdur.
Halbuki kurt diye bir millet vardir ve bu milletin kulturu en az turklerinki kadar degerlidir.eger kurtlere veya baska bir millete dillerini, kulturlerini yasama firsati verilmeyecekse kurtlertin ayri bir devlet kurmak istemesi kadar dogal bir sey olamaz.
bunun yaninda kurtce okullarda secmeli ders olarak bizlere de okutulmalidir.20 milyon insanimizin konustugu bu dili ogrenmek, bu kulturu biraz olsun anlamak bizlerin temel sorunlarindan olan ayrimcilik, asiri milliyetclik gibi problemleri asmamizi saglayacaktir. kurtce degerli bir dildir, ayni ana dilinde kendini ifade eden, hayattan bu dilde konusarak zevk alan tum milltlerin dilleri gibi. insanlarin o dilde hissetmesi, o dilde yasamasi onu degerli kilmaya yeterdir.
kurtce konusmakla dalga gecmenin hicbir mantigi yoktur.ayni zamanda kurtce ingilizceden, almancadan, html'den , ASP, PHP,C++,java'dan daha degerli bir dildir. kurtce ulkemizin dogusu demektir, kurtce bilmek ulkemizi tanimaktir ayni zamanda.
not : yanlis anlasilmasin, kurt degilim ben. olaya insani ve "halklarin kardesligi" boyutundan yaklasmaya calisiyorum.