tüm futbolseverlerin yakından tanıdığı bir ifadedir, bu memnuniyetsizlik hali. Kaleci abimiz maç içerisinde önemli bir kurtarış yapar. Kurtarıştan sonra doğal olarak kameralar kalecimizin yüzüne odaklanır, yakın plan alınır. Ve o değişmeyen memnuniyetsizlik ifadesi ile karşı karşıya kalınır, sizin oynanayacağınız futbolun da yapacağınız defansın da içine turpppp sıkayım ben ifadesidir bu.
Anlamıyorum, futbolcular gol atınca akla gelen tüm saçmalıkları kullanarak çılgınlar gibi seviniyorlar da bu kaleci abilerimiz yaptıkları kurtarıştan sonra niye böyle Zeki Müren görmüş Bülent Ersoy triplerine giriyorlar ki?
Siz de sevinin toramanlar, koşun, çıldırın, birbirinizi parmaklayın. Yaşasın mutlu kaleciler.
esasında kurtarışına sebep olan durumu rakip yaptığı için rakibin her hareketine kızacak doğal olarak, kendi kurtarışının sevincini bile bastırır niteliktedir. zaten maçta gol dışında hemen hemen hiçbir harekete sevinilmez racon böyle.
"ben olmasam bittiniz ibneler, niye vurduruyonuz lan her önüne gelene" hareketidir... kendini beğenmişliğin bir başka çeşidi olarak da algılanabilir...
mahalle takımında yer bulmaya çalışan çocuğun iç sesini yansıtan ifadedir bu.
ulan yine kurtardım,elim kırılaydıda kurtamasaydım.hep kaleye koyucaklar artık beni.
(bkz: oliver kahn) memnuniyetsiz yüz ifadesini geçtim, "o adamı içeri aldınız ya sizin trakanızı sikecem maçtan sonra" tadında bir bakışları vardı ki, aman diyorum.
kalecinin kurtarış yapmak zorunda kalması defansının kademede hata yapmasından ileri geldiğinden, kameralara oynamak için değil, defansının hatasının verdiği endişeden kaynaklanan hadisedir. ki penlatılara giden bir maçta kurtarış yapan bir kalecinin, bahsi geçen yüz ifadesini takınması söz konusu bile değildir. takılanıda varsa hakem maçı başlatmadan hemen bi koşu çay koysun gelsin.
rakibin vuruşu out a çıkınca, bazen de tehlikenin t si yaşanmamışken defans adamlarına bagıran, küfreden kalecinin kankasıdır. Defanstaki kasaplar öküze bağlayıp sus pus ileri dogru yürürler. En şaşırdıgım durumdur.