kurgu bilim filmlerdeki dunya

özlemi duyulan sahte dünya.

baş döndürücü hızla ilerleyen bilim ve tekniğin günlük yaşantımızı etkilemesi,hatta onun bir parçası olması kaçınılmazdır.insanı hayretlere düşüren yeni buluşlar,gecikmeli de olsa giyim kuşamımızda ,yiyip içmemizde gezip tozmamızda yardımcı oluyor bize.

insanoğlu bir yandan hayatını düzenleyen bu oyuncaklarla kaynaşırken kimileri onlara müptela olurken ;beri taraftan yeni arayışlar içerisinde koşuyor.geleceğin dunyasını kafasında kuruyor.bu özlemler hayaller yeni buluşları doğuruyor,yeni dünyaları şekillendiriyor.

ekranları istila eden dizilerin başında kurgu-bilim filmler.uzaylı ,robotlu ,galaksili ,bol düğmeli,enerjinin muthiş gücü ,aklın boyutlarını aşan uzay gemileri ,bu gemilerdeki şaşırtıcı düzen ,koyden kasabaya gider gibi gezegenler arası gidip gelmeler,yıldız savaşları ve altüst olmuş zaman ,bu demirden dünyanın bizi çeken yanları.

çağımızın çocukları artık devli,perili ,keloğlanlı masallar yerine robotlu,gezegenli,uzay gemili masallarla büyüyor.

insanoğlu bir ütopyo gibi görünen jules verne nin aya yolculuk undaki gibi aya gitmiş yıllar sonra.bu bakımdan ,kurgu bilim filmlerdeki dünyanın gelecekte kurulması mümkündür.

esas dikkatimi çeken ise ;özlemi duyulan bu sahte dünyada tabiata neredeyse hiç yer verilmiyor.bırakalım ormanı, koruyu, hatta parkı ,çoğu zaman tek bir ağaca bile yaşama hakkı tanınmıyor.denizler ,nehirler yok geleceğin dünyasında.bunun yanında sonsuz bir boşluk ,kraterler, harabeler var .insanların ise duygusu körelmiş.aşk ,merhamet ve benzeri duygulara yabancıdırlar.hepsi programlanmış robotlaşmışlardır.kadınlar erkekçe davranıyorlar.bütün yüzler asık ,kaşlar çatıktır.

"çağdaş insan ,doğayı kendisinden yararlandığı ama kendisine karşı ayrıca sorumlu da olduğu bir eş gibi değil,bir fahişe gibi görmektedir:kendisine karşı hiçbir yükümlülük ve sorumluluk duygusu beslemeyen bir fahişe...zorluk şurda:bir fahişe gibi kullanılan doğanın durumu ,günden güne ,daha fazla gönul eğlendirmeyi imkansız kılmaktadır."

(bkz: matrix)