buram buram savaş kokan soros demeci. zira kapitalizmin her ekonomi-politik bunalımından sonra ortaya çıkan savaşlar tesadüf değildir.
(bkz: birinci dünya savaşı)
(bkz: ikinci dünya savaşı)
doğası gereği belli aralıklarla krize girmesi kaçınılmaz bir ekonomik sistem olan kapitalizm için şaşılmayacak durum.
ve maalesef bu durum yine kaçınılmaz olarak savaşlara ve paylaşım mücadelelerine dönüşecektir.
bunu bir komplo teorisi olarak algılamamak gerekir ayrıca.
çünkü tarih bize bunun birçok örneğini sunmuştur.
ve üzerinde bulunduğumuz coğrafya gereği bu denli * bir savaşın iştirakçisi olmasak da bundan en çok etkilenecek devletlerden biri tabi ki biz olacağız.
kapitalizm gibi bir sistem kendini beslemek için gerektiğinde krizler, hatta savaşlar çıkartabilmektedir. oyunu kendi yazıp kendi oynuyor, bu nedenle kriz kavramı, kapitalizm için görecelidir. kanımca, net olan tek şey kapitalizmin kendi sonunu getireceğidir.
kapitalizm için beklenmedik bir olgu değildir. zira bu sistem belli dönemlerde krize girmek zorundadır. üretim fazlasından doğan bu krizler ekonomik bunlaımlara yol açmaktadır. bu yüzden oluşan güvensizlik bu ortamı ise emperyalist devletler arasında gümrük savaşı artar ve soğuk savaşlar başlar. eğer bu çelişkiler yoğunlaşır ve çözülmez bir hale gelirse sıcak çatışmaya dönebilir ve savaş çıkabilir.
daha önce yaşanılan paylaşım savaşları bu yollardan geçerek çıkmıştı. fakat günümüz yorumcuları yeni bir savaşın çıkamayacağını iddia ederler. bu da kapitalizmin değiştiğinin göstergesi olduğunu söylerler. fakat görülenler farklıdır. soğuk savaşların halen devam etmesi ve kapitalizmin krizlerin eşiğinde olması da kapitalizmin değişmediğinin göstergesidir.
küresel kapitalizmin krize girmesi ise "globalizm" ya da "yeni liberalcilik" kavramının çökeceğinin göstergesidir. eğer yeterli büyüklükte bir kriz gerçekleşirse ,ekonomik buhrandan kastediliyor burada- bu kavramlar tarihe karışacaktır. kapitalizm eninde sonunda kendi kaynaklarını tüketecektir çünkü ilerlemenin karşısındadır. bu yüzden krizler her zaman kapıdadır, hem de en büyükleri.
kapitalizmin kaçınılmazıdır ve sonu olacaktır. üretim fazlasını sürekli az gelişmiş diye tabir edilen ülkelere aktararak süren bu sistem üretim fazlasını satın alacak gücü kalmayan bu ülkelerle ticari alışverişlerde bulunamayacaklardır. bu sebeple büyük devletler ki bunlar zaten üretim fazlasını diğerlerine kakalamaya çalışanlardır, bu malları birbirlerine satmaya kalkışacaklardır. işte bu noktada bir güç savaşı ortaya çıkar, birinci ve ikinci dünya savaşları, soğuk savaşlar, kısacası tarih kapitalist ekonomide yaşanan hezeyanların örnekleriyle doludur. it dalaşı sonucu çıkan bu kavgalardan sonra pastanın dilimleri bölüşülür ve çözüm imf, dünya bankası gibi uluslararası kurum ve sivil toplum kuruluşları kurarak, az gelişmiş ülkelerin borçlarını silerek onlara yeniden tüketme imkanı sağlanarak bulunur. aslında bu bir çözüm değil sadece yamadır. fakat bugünkü çıkmaz artık doğayı tüketmektedir. iklimden tutun da yer altı zenginliklerine kadar bir yok etme söz konusudur ve bu durum devam ettikçe günümüzün en büyük değeri su kaynakları olacaktır. çünkü doğayı öldürerek kazanılmaya çalışılan bu savaş geride tek bir insan bile bırakmayacaktır artık!
dün gece putin de ülkesini yeniden dünyanın sayılı güçlerinden biri yapacağına söz verdi. dünyanın kaynakları azalıyor ve yakında hepsi bize muhtaç kalacaklar, dedi özetle. hani bilmem anlatabildim mi?
