(bkz: huysuz virjin) diye bir tipleme vardır bilir misin sevgili dost?
heh işte bu tiplemenin asıl amacı ironidir. seyfi dursunoğlu bu tiplemeyi "egoist" ve "narsist" olup kimseyi beğenmeyen, her bokta boncuk arayan, bardak tam dolu bile olsa "neden dudak payı yok ulan bunda" diyen huysuz insanları eleştirmek ve hatta yerin dibine sokmak için oynar.
var mıdır peki böyle insanlar? olmaz mı, onlar hayatımızın her yanında, kimi zaman babamız kadar yakınken, kimi zaman sıfatını bile görmediğin, cehennemi dibi kadar uzak olabilir.
kusurunu arayıp da bulamayacağın 1 tek insan vardır. o da zaten hepimizin de bildiği gibi islam dininin peygamberidir.
şimdii, buradan anladığımız, kusur kendini göstermez, kusur aranır ve bulunur. bir diğer tanımla "dost başa, düşman ayağa bakarmış" diyebiliriz. şimdi diyeceksin ki "ben nerede düşman edindim de, bana saldırılıyor". hayır sen hiçbir yerde düşman edinmedin. zaten düşman edinmek kolay değildir, ama bazı insanlar vardır ki allahından başka "herkese" düşmandır. heh, işte bu insanlar (insanlar diyorum da öylesine işte) uzak dursak da bizi bulur, kendince hayatının bir köşesine sıçar, siktir olup gider.
bırak siktirsin gitsin, kim rahatsız ediyorsa seni. ne güzel demiş bazı arkadaşlar "havlatan köpek ısırmaz" ya da "it ürür kervan yürür"
bak bu naçizane alıntı da benden olsun.
1. Cömertlik ve yardim etmede akarsu gibi ol.
2. Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
3. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
4. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
5. Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
6. Hoşgörürlükte deniz gibi ol.
7. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Mevlananın çağlar ötesinden günümüze ulaşan çok değerli öğütlerinden bir diğeri de başkalarının kusurlarını araştırmamaktır. Başkalarının kusurlarını araştıran, kendisini başkalarına odaklayan kimse kendi hata ve kusurlarını göremez.
Kusurların örtülmesi çeşitli açılardan olmaktadır. Bize bir kötülük yapmış olan insanın bu kötü davranışı karşısında ona karşı iyi davranmak suretiyle onun bu kusurunu örtmek şeklinde olabileceği gibi, bir kişinin yanlışını ifşa ederek onu toplum içinde küçük düşürmekten sakınmak şeklinde de olmaktadır.
Gerçekte bize haksızlık etmiş, yanlış yapmış, bizi üzmüş, ezmiş ve bir insanı affetmek, onun hata ve kusurlarını görmemezlikten gelmek insana çok ağır gelen bir meziyettir. Ama güzel huyların en asaletli olanlarından biridir. Çünkü iyilikle, kötülük bir olmaz. Kötülüğü iyilikle karşılayacağız ki, aramızda düşmanlık bulunan kimse candan bir dost olsun.
Lincolne: Düşmanlarına niçin bu kadar iyilikte bulunuyor, elinde güç ve imkan varken onları yok etmiyorsun? dediklerinde, Ben onlara iyi davranarak, onlarla güzel geçinerek zaten onları yok etmiş olmuyor muyum? der.
insanların kusurlarını yüzlerine vurduğumuz zaman, kendilerini savunmaya geçecekleri için onların hatalarını görmelerini de engellemiş oluruz. Fakat bize karşı göstermiş olduğu kötülük karşısında, iyilikle karşılık verdiğimizde Lincolnin de ifade ettiği gibi onun bu kötü davranışını fark etmesine ve kendisini düzeltmesine daha çok katkı sağlamış ve böylece hem kendisine hem de başkalarına zarar vermesini önlemiş oluruz.
Kusur örtmenin bir başka türü ise, başkalarının yanında ifade edildiğinde rahatsız olacağı bir yönünü gizleyerek o kişiyi toplum içinde mahcup etmemek şeklinde olabilir. Herkesin zaafları, hoş olmayan yönleri olabilir. Fakat bazı kimseler kendilerini bırakıp, başkalarının kusurlarını, zaaflarını, eksiklerini araştırıp onların dedikodusunu yapmayı adeta kendilerine meslek edinmişlerdir.
Dedikodu, gerçek olup olmadığı bilinmeden başkalarına kara çalmak, insanları kötülemek, kınamak, suçlamak amacıyla yapılan konuşmalar olup, sözlü saldırının günlük yaşantıda yer alan en etkin ve yaygın biçimidir.
Ev toplantılarında kadınların, komşuların, işyerinde çalışanların birbirlerini çekiştirmesi, kendilerince kötü yönlerini döküp sayması dedikodunun toplumsal yaşantıdaki yerini gösterir.
Başkalarının kusurlarını ortaya koymanın bir başka nedeni de bir kimsenin iyi durumda olmasını istememek olan kıskançlıktır. Kişi bir özelliğinden dolayı kıskandığı diğer kişinin eksik ve kusurlarını ortaya koyarak adeta ondan intikam almak istemektedir.
saü 'de okuduğunu öğrendiğim yazardaşım, "hafız" diyesim var ama çok "kolpa" gelebilir. başarılar, şiirlerin devamını bekliyoruz. (bkz: sakarya 'da ki hafız patlaması)