Evrim yaşamın başlangıcını çözememiş olsa da evrime göre de kesinlikle bir başlangıç var ve aynen kuranda olduğu gibi bu sudur ve suda başladı. Evrime göre de yaşam yok iken başlamıştır. Beyinsizler buna tesadüf derken ve evrimi dinleştirirken akıl sahipleri evrim bilimin içinden bir parçadır derler ve yaşamı da varlığı da fizik ve biyoloji yasalarını da yaratan ve çekip çeviren bizzat Allahtır der.
Kurana göre yaratmanın başlama noktası ve başlangıç aşaması var. Evrime göre başı yok. Nasıl oluyorda başı sonu belli olmayan bir teori başlangıcı belli olan varlıklar alemiyle bağdaşabiliyor? Nasıl oluyorda evrim teorisini kabul edenler aynı anda yüce allahın her şeyi bir başlangıç ile yoktan hiçten sıfırdan yarattığı gerçeğini aynı anda kabul edebiliyorlar?? Bu mantıklı mı? Değil.
O halde Bu çelişki değildir de nedir? Kuran evrimi Bal gibi de yalanlıyor işte.
eğip bükmeye gerek yok; kuran'da evrime dair hiçbir şey bulamazsınız. ilk insan hz ademdir. oğulları habil ile kabildir. sonrasını anlatmaz. hatta habil kabil'den sonra insanlık ne şekilde meydana geldi, üredi, çoğaldı buna dair bir şey yok.
hoş tüm bilgileri kurana sığdıramazsınız çünkü bir apartman boyunda kitap çıkar.
sözün özü: evrim kuranla çelişir mi tartışma konusu ama, kuranda evrimle alakalı bir şey yoktur. dolayısıyla evrim ve kuran farklı kavramlardır.
Allah dilerse bir anda yaratır dilerse aşama aşama. Allah hz ademi ilk insan olarak bir anda yaratmış olabilir. Tüm canlıları da bir anda yaratmış olabilir.
Ama aşama aşama da yaratmış olabilir ve o gene yaratıcıdır. Kuranda kainatı bile aşama aşama yarattığını söylğyor. Bu onun dilemesidir. Evrim yaratıcı yoktur falan demez. Kuranda da evrim tanımına benzeyen ifadeler vardır. Çamurdan yaratma, sudan yaratma, çamurdan süzülmüş bir özden yaratma, insanı yaratmaya çamurdan başlamak gibi.
Hz adem ilk insan olarak aşama aşama değil bir anda yaratılmış olabilir. Yada o cennette ilk insan olarak yaratılmış ve sonrasında dünyada yaratılmış insanların arasına gönderilmiş olabilir yada farklı birçok olasılık üretilebilir. Ama tüm olasılıklar da Allahın yaratmasıdır ve gerçeği hiçbir şekilde değiştirmez.
Nedir yada ne değildir ama bilimin ulaştığı noktayı Kuranın zaten söylüyor olduğunu göreceğiz çünkü o Allahtan gelen hakikattir.
Yeni bir kafa karışıklığımız var bu konuda. Yaklaşık 2 yıl önce dile geldi bu. Zevatın biri Dedi ki: "allaha inancım var ama bu benim evrim gerçeğini inkar edeceğim anlamına gelmez." Bunu kim mi dedi?
Dünyaca ünlü Nobel ödüllü moleküler bioloğumuz aziz sancar. Biokimyager prof v.s. bir sürü ödül falan filan. Ee netice? Milletin kafası karıştı haliyle. insanlar nereden bilsinler ki biologların işlerinin gereği bu. inançları da evrimsel görüp kökenini materyale ve maddeye indirgemek. Yani: evrimsel biyologlar, görev tanımlarına uygun olarak, insanın kökenlerini, davranışlarını ve doğasını (hatta inançlarını) doğal ve materyal nedenlerle izah etmek. Üstelik moleküler biologların % 72 si ateist. En ünlüsü de Richard Dawkins. Aziz hoca nın "allaha inanırım" sözü bu gerçeği değiştirmez. Ama gözden kaçan bir nokta var. Bilim sadece kimyadan ve biyolojiden ibaret değil. Hemde diğer bilim dalları, determinist ve materyalist biologların dogmaları ve şartlanmış saplantılı beyinleri gibi delilsiz çalışıp, biyolojik deterministik materyalist felsefeleri bilimsel gerçek diye millete yutturmaya kalkmıyor çok şükür.
iş tam bu noktada size bambaşka bir örnek vermem gerekiyor;
Konu hz isa (a.s.) peygamber. Babamız Hz adem (a.s.) den sonra yeryüzünde babasız yaratılan 2. insan. Kökene inmeyi her şeyi bir sebebe bağlamayı seven ve görev edinen yunan determinist felsefesinin emirerleri biologlar bunu da izah etsinler ve açıklasınlar hadi. Allah dilerse sebepsiz ve yoktan var eder.
Ha unutmadan, beşikte konuşup babasız yaratıldığını annesinin iffetli ve tertemiz olduğunu kendisinin peygamber olduğunu yüce allahın her şeye kâdir olduğunu beyan eden hz isa (a.s.) yı o gün toplanan tüm yahudi hahamları gördüler ve yine inanmayıp inkar ettiler. Tarihi kayıtlar bu ihaneti açık seçik ifade eder.
Meryem, âdeti veçhile mabedin, kendisine mahsus mahfilinde itikâfta iken, günün birinde, ansızın sükunetini bozan bir adam, önünde peyda oldu. Meryem çok şaşırmış olarak: "Senden Rahman'a sığınırım. Eğer Allah'tan korkarsan bana dokunma!" dedi. "Ben, (dedi) sadece Rabbinin elçisiyim: Sana tertemiz bir erkek çocuğu hediye edeyim diye gönderildim." Gelen, mukaddes ruh (Ruhülkudüs) Cebrail idi. Meryem'e, düzgün bir insan şeklinde görünmüştü. Meryem derhal: "Benim nasıl oğlum olabilir ki, bana hiçbir insan dokunmuş değildir ve ben bir kötü kadın da değilim!" Cebrail: "Öyledir, dedi. Rabbin: 'O bana kolaydır. Onu, insanlara (kudretimizi gösteren) bir işaret ve bizden bir rahmet kılmak için (böyle yapacağız) ve zaten bu, takdir edilerek olup bitmiş bir iş bulunmaktadır' dedi."
Bilindiği üzere melaike, insan hayatı ile ilgili işlerle vazifelendirilmiştir. insanın ana karnına düşmesi, melaikenin ruh üflemesiyle3 olduğu gibi korunması, amellerinin yazılması, bağışlanması, ilhamları... Ve nihayet dünyadan ayrılması da o ruhani, ilahi elçiler vasıtasıyla olur. Allah’ın yüce iradesi Hz. isa’yı yaratmayı iktiza edince, indinden Ruhu (Cebrail'i), pakize Meryem'e gönderip hayat nefhasını üflemekle görevlendirmişti. Böylece, yine Zatı'nın koyduğu normal nizama uymamakla, deterministlerin zannettikleri gibi yarattığı tabiatın esiri olmadığını, her şeye kadir olduğunu göstermek istiyordu. Özellikle, maddileşmiş, ruhu inkar edecek hale gelmiş ve Yunan felsefesinin tesirinde kalmış o yahudilere böyle bir ders verilmesi gerekiyordu.
Meryem işi anladı. Daha önceki çilelerinden daha çetin bir imtihanın başladığını idrak ederek, ister istemez ilahi takdire boyun eğdi.5 Derhal hamile kaldı. Karnında hareket hissedince mabedden ayrıldı."Derken, ona hamile kaldı. Onunla uzak bir yere çekildi. Doğum sancısı onu bir hurma dalının altına sevketti: "Keşke, dedi, bundan önce ölseydim unutulup gitseydim!" Altından bir ses şöyle dedi ona: "Üzülme, Rabbin senin altında bir su arkı meydana getirdi, hurma dalını kendine doğru çekip silkele, üzerine taze hurma dökülsün. Ye, iç, gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen: "Ben Rahman için (susma) orucu adadım, bugün hiçbir insan ile konuşmayacağım." Onu alıp kavmine getirdi. Dediler ki: "Ey Meryem! Sen tuhaf bir iş yaptın. Ey Harun'un kardeşi! Baban kötü bir adam değildi, annen de iffetsiz değildi (sen ne yaptın böyle)?" (Meryem, konuşmaları için) çocuğu gösterdi. Dediler ki: "Beşikteki çocukla nasıl konuşuruz?" Çocuk: "Ben, Allah’ın kuluyum dedi, (O) bana kitap verdi, beni peygamber yaptı. Beni, bulunduğum her yerde insanlara yararlı kıldı. Hayatta olduğum müddetçe bana namaz kılmayı, zekât vermeyi emretti. Beni anneme karşı hayırlı evlat kildi, başkaldıran bir zorba yapmadı. Doğduğum gün de, öleceğim gün de ve diriltileceğim gün de bana esenlik verilmiştir". işte Meryem oğlu isa. Şüphe ve ayrılığa düştükleri hususta işin gerçeği budur. Çocuk edinmek Allah'a yaraşmaz. O (böyle şeylerden) münezzehtir. Bir işi yapmak istedi mi sadece "ol" der, (o da) oluverir."6
Evrim kelimesi daha portakalda vitamin iken taa 700lü yıllarda basralı el cahiz adlı müslüman bir alimin "hayvanlar" adlı kitabında darwinden taa yüzlerce yıl önce resmen evrimi en az darwin kadar başlangıç bir şekilde anlattığından haberi olmayan adamlar buarada atıp tutup duruyor. Oh ne güzel. Hem bi bok bilme, hem gönül rahatlığı ile salla.
Evrimin ateistlerin varoluş inancı olması ateistlerin beyinsizliğidir evrimlik bir durum yoktur.
Evrim bir inanç değildir evrim yaratılış ve evrelerine getirilmeye çalışılan bilimsel bir açıklama çabasıdır. Ve bu Allahın yaratması ile ters düşüyor falan değil.
Allah canlıları yaratırken pekala da bir yada birçok yürü ilkel halden çeşitlendirerek devasa çeşitliliğe ulaştırabilir.
Burada Allahın sanatını gözümüzün içine içine sokan şeylerden biri o canlıların güzelliğidir. Güzelliğe hiçbir açıklama yoktur ve hayatta kalmak için güzelliğe gerek de yoktur. Bazen korku veren, bazen içimizi ısıtan, bazen hayran bırakan canlılarda ki mevcut güzellik bize akıllı bir seçilim vardır diye anlatıyor zaten ve akıldan kasıt Allahtır.
Evrime sallayacağınıza evrimi Allahı reddetmek sanan hıyarlara saydırın. Bilim din değildir. Bilimi Allaha ulaşan yol olarak da kullanın azıcık sevgili müslüman kardeşlerim.
Evrimcilere söyleyin de kuranla uğraşacaklarına yaklaşık 800 bin kişilik firavun ordusunun kızıldenizde boğulan cesetlerinin kemiklerini arayıp bulsunlar. öyle ya 2. Ramsesin bulunan ve hala çürümeyen cesedi onları kesmez. Gerçekler ortaya çıksın da sonra isterseler yine inanmasınlar.
Dünyanın en tanınmış ve ateist bilim adamları ve astrofizikçileri dahi kendi inandıkları evrim teorisinin saçmalığını dile getirirken kur'anın yalanlamadığı iddiası enaz evrim teorisi kadar saçma.
Evrimi çürüten ve yaratılışı ispat eden izah ve delillerin bir kısmının özeti şöyledir:
Evrim, ateizmin varoluş inancıdır. Dolayısıyla tevhidi yani Allah’ın varlığını ve birliğini ana esası yapmış olan islamiyet ile bağdaşmaz, bağdaştırılamaz. Bilim, pozitivizmin etkisi ve bir ön kabul ile materyalist kabul edildiğinden, bir cihetle alternatifsiz olan evrim, zorunlu olarak kabul edilen bir teori haline gelmiştir. Bilimle uzaktan yakından alakası olmayan bu dogmatik yaklaşım, ateizm temelinde örgütlenen güçlü bir ittifak ve bir çeşit algı yönetimi ve illüzyon (hayal ürünü hikayeler ve teressüm) vasıtasıyla bilimle özdeşleştirilmiş, hatta bilimin temeli olma noktasına kadar getirilmiştir. Halbuki bilim tarihinde evrim teorisi kadar yanlışlığı ispat edilen bir teori daha görülmemiştir. Bu konuda Pierre Paul Grassé’nin (Fransız Bilimler Akademisi Eski Başkanı, Evolution of LivingOrganisms (Canlı Organizmaların Evrimi) isimli kitabın yazarı) şu sözleri çok manidardır: “Bugün, bizim görevimiz, bizden daha önce baş gösteren ve basit, anlaşılır ve açıklanmış bir olgu olarak kabul edilen evrim mitolojisini yıkmaktır. Hile (aldatma) bazen bilinçsiz olur, ama her zaman değil, çünkü bazı insanlar, tarafgirlikleri nedeniyle, amaçlı olarak gerçeği görmezden gelirler ve inançlarının yetersizliğini ve yanlışlığını kabul etmeyi reddederler” (1). “Rastgele mutasyonların, tüm canlılık aleminin ihtiyaçlarını karşılamış olması imkansızdır. Hayal kurmaya karşı bir yasa yok, ama bilim buna dahil edilmemelidir.”(2).
Kuranda evrimi yalanlamak bir kenara dursun tüm canlıları sudan yarattık diye başlayan bir ayet bile vardır.
Bilime göre evrim var gibi ama vardır yada yoktur her durumda Allahın eseridir. Varsa da evrim Allahın yaratışıdır. Evrimin ulaştığı Allahın varlığına dair olumsuz hiçbir sonuç yoktur. Aksine Allahın varlığını, yaratmasını açık açık gözümüze sokar. Ancak beyinsizler ondan mateyalist bir sonuç çıkarır.
Kuran evrimi yalanlamiyor olsa bile bu Allah'ın varlığını ve birligini yoksayacak bir durum değildir. Ozetle söylediğiniz gibi evrem varsa onu da sonsuz güç sahibi Allah var etmiştir. Aksini düşünmek mümkün olmaz.