arapça okunması güzeldir lakin, 200 küsür yerde "ey akledenler" ve "anlamaz mısınız?" "bilenle bilmeyen bir olur mu?" diye soran Allah'ın kulları onun sözlerini anlamadan okuması ne derece mantıklıdır ve ne derece samimidir diye sorulur bu zihniyete. Allah kuranı anlamamız için bir de peygamber gönderiyorsa demek ki anlamak önemli. anlayalım. anlamayanlara anlatalım. hadi hayırlı işler.
Zaten Türkçe varken niye Arapça okunur ki ? Anlamıyorsun sonuçta niye bu Arap düşkünlüğü.Türkçe oku anla ne demek istediğini.Boş boş okumaktansa Türkçe okurum abi.
"Kur'an'ın üslûbu, muhtevasına ve gayesine uygun bir şekilde, kat'i, yüce, haşyet verici ve hakikaten muhteşemdir!"
"Kur'an'ın içinde pek çok tekrarlar vardır. Onu okuduğumuz zaman, bu tekrarlar bizi usandıracak sanılıyor. Fakat biraz sonra bu kitap bizi kendisine çekiyor. Bizi hayranlığa ve sonunda büyük saygıya götürür. Bu kitap bir millet için gönderilmiş olmakla birlikte son derece pratik olduğundan ebediyyen te'sirini kaybetmiyecek ve diğer milletleri etrafına toplayacaktır."
"islâm, yaşıma uygun düşen bir şiir ilham ediyor bana: Allah'ın sırrına varılmaz iradesine teslimiyet, dünyanın bir karar üzere durmayan yaşayışı karşısında rindane bir tavır, iki dünya arasında yalpalayan bir sevgi, saflaşan ve bir mecazda ifadesini bulan gerçek.."
kaynağı goethe'nin kitapları, şahidi tüm dünyadır bu sözlerin.
hristiyan alemini refaha erdiren, insana çeviren latinceden kurtulmuş incildir. belli bir zumrenin halka din satmakla halkı maymuna çevirdiği 1600 lü yılların avrupasından kafa olarak farkı olmayan dincinin ıslak rüyasıdır.
adamlar reformu sırf din olgusunu belli bir zumreden ( (bkz: dinci)) kurtarmak için vatikan ve kilise ile bir fiil savaşmışken, bizim ayı oğlu ayılar o devirlere dönmek istiyorlar.
inanmasını istediği bir şeyin anlaşılmasından korkan zihniyettir. okuyanın ya inanılacak bir şey görememesinden ya da ona sunulan din anlayışıyla alakası olmayan bir dinle karşılaşmasından korkuyordur.
örneklendirerek açıklanacak bir konuya başlık açılmış.
vol.1: neden arapça? şöyle söylemek gerekirse incili çevirdikleri için normalden çok farklı içeriklere sahip.
ama kuran'ı arapça okumak istemeleri normal haliyle bilinmesidir. ama ben arapça bilmiyorum dersen türkçe mealleri sağlam kişiler tarafından çevrilmiş kitapları da mevcuttur.
içeriğinden çok, orijinal metni anlamadan okunmasını savunan zihniyettir.
neden hep aynıdır, efendim allah'ın kelamıdır hangi dilde geldiyse o dilde okunmalıdır.
elbet başka nedenlerde var, ama kur-an'dan bu olaya ışık tutacak bir kaç ayet verelim.
zuhruf-3: "şüphe yok ki biz, akıl edesiniz, anlayasınız diye kur-an'ı arap diliyle meydana getirdik".
DiyanetVakfı 41:44 Eğer biz onu, yabancı dilden bir Kur'an kılsaydık, diyeceklerdi ki: Ayetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalı değil miydi? Arab'a yabancı dilden (kitap) olur mu? De ki: O, inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifadır. inanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an onlara kapalıdır. (Sanki) onlara uzak bir yerden bağırılıyor (da Kur'an'da ne söylendiğini anlamıyorlar.).
yukarıdaki ayetler bu soruna cevap veriyor. anlamı açıktır, her millet kur-an'ı kendi dilinde okumalı ki, allah'ın emir ve yasakları anlaşılsın. yoksa belli bir zümrenin anlayışına tabi olunur ki, sakıncalı bir durumdur.
ayrıca düz mantıkla düşünelim, benim hayatımı kurtaracak bir ilaç var, ama kullanım talimatı ve faydaları yabancı bir dille yazıldığı için, ben onun bana olan faydasını okuyup öğrenemiyorum. öyleyse ne anlamı kaldı o ilacın.
edit: buradan ibadetlerde türkçe yapılsın anlamı çıkmamalı, sadece okuyup anlama bağlamında bakılmalıdır.
islamın arap geleneklerinden ibaret olduğunu sanan zihniyetle akrabadır.
Sözkonusu olan kur'an'ın arapça okunması değil, anlamını bilmeden, sadece arapça ifadeleri tekrarlayarak feyzinden yararlanacağının sanılmasıdır. Arapça okuyan okur, belki amacı sünnettir, ancak ayetlerin ne anlama geldiğini emir ve tavsiyelerin neler olduğunu anlamadan okunan kur'an, allah indinde bilineninden başka ne türlü yarar getirir bilinmez.
Yalnız şu da unutulmamalıdır ki Kur'ın-ı kerim, indiği zamandaki bütün edebi eserlerden kat be kat güzel bir dil ve senfoni içerir. Örnek verirsek; müşrikler, okuma yazma bilmeyen bir adamın dünyanın en güzel şiirlerini nasıl yazabildiği** konusunda hayretlerini gizleyememişlerdir.
Velhasıl kelam; arapçasını anlayabilenin arapça okuması daha güzeldir. bilmeyen önce güzel bir tefsir alsın, anlasın, öğrensin; sonra arapçasını okusun.
Genelde tarikat ehlidir. Nedeni ise bazı şeyhlerin hocaefendilerin işine gelmeyecek ifadelerin kuran'da geçmesidir. Eğer cahil halklar okurlarsa islam'ın rönesansı gerçekleşecek, şeyhlere olan güven ve otorite zayıflayacaktır. Tıpkı ibranice olan incil'in çevirisinin yapıldığı zamanlardaki gibi...
tanrı kuran' ı okuyup anlayıp, uygulayalım diye yolladı. Oku geç diye değil. Nisa suresinin bilmem kaçıncı ayetini bana ezbere okusan ne olur okumasan ne olur onu anlayıp uygulamadıktan sonra.