Allah her topluluğa uyarıcı gönderdiğini beyan ediyor, diğerindede isteseydik, her yerleşik, yani her kasaba, her köye, her şehire, her ülkeye gönderirdik demektir, gerek duymadığı için her toplum demiş çünkü her Müslüman tebliğcidir uzak diyarlara gidip dini öğretme yetkisi vardır. Hülasa bir tenakuz yoktur.
allah celle celalühü insani en ince ayrıntısına kadar kusursuz mikemmel bir mühendislik harikasıyla yaratmıştır.isviçreli bilim adamları hala bunu açıklayamamıştır. Elhamdürüllah allah akbar!
-insan allahı sorgular-
siktir bok! Kıt akıllı kağfir münafık! Beyinsiz heyvan, sende akıl mı var ki yaradanı sorguluyorsun zındık! hele şu tipe bak zaten maymuna benziyosun darwinci köpek hehuehehe *
Eğer inanıyor isen çelişki ve tutarsızlık aramazsın. Dini konularda mantık aramak hatadır. Din sadece inançtır ve hiç bir inanç mantıklı ve tutarlı olamaz her an ve kişiye göre değişir.
son nefesini veren adam nickli kişi 715 entry girmiş bunların 700 kadarı falan inanmadığı din ile ilgili. ya bir yerlerden maaş alıyor ya da ruhsal problemleri var takıntı haline getirmiş.
benim kanaatim psikolojik problemleri var akıl sağlığı yerinde değil.
Kucağında çocuğu ile halkının yanına geldi. Onlar şöyle dediler: "Ey Meryem! Çok çirkin bir şey yaptın! Ey Harun'un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kimse değildi. Annen de iffetsiz değildi."(meryem/27-28)
Allah, bir de iffetini sapasağlam koruyan ve bizim de kendisine ruhumuzdan üflediğimiz, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını doğrulayan imran kızı Meryem'i de (inananlara) örnek gösterdi. O itaat edenlerdendi.(tahrim/12)
Hani, imran'ın karısı, "Rabbim! Karnımdaki çocuğu sırf sana hizmet etmek üzere adadım. Benden kabul et. Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin" demişti. Onu doğurunca, "Rabbim!" dedi, "Onu kız doğurdum." -Oysa Allah, onun ne doğurduğunu daha iyi bilir- "Erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu kovulmuş şeytandan senin korumana bırakıyorum." Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu ve onu güzel bir şekilde yetiştirdi. Zekeriya'yı da onun bakımıyla görevlendirdi. Zekeriya, onun bulunduğu bölmeye her girişinde yanında bir yiyecek bulurdu. "Meryem! Bu sana nereden geldi?" derdi. O da "Bu, Allah katından" diye cevap verirdi. Zira Allah, dilediğine hesapsız rızık verir.(ali imran/35-36-37)
şimdi bu ayetlerdeki yanlışlığı açıklayalım.
verdiğim tüm ayetlerde hz isa'nın annesi olan hz meryem'den bahsedilir.
ancak dinler tarihinde bir meryem daha vardır. o da hz musa ve hz harun'un ablası olan meryem'dir.
ve bu üç kardeşin babasının adı imran'dır.
ayetlerde ise hz meryem'in babasının adının imran olduğu ve harun adında da bir kardeşi olduğu geçmektedir.
hz isa'nın annesi olan hz meryem'in ne imran adında bir babası ne de harun adında bir kardeşi vardır.
anlaşılan kuranı yazan kişi veya kişiler, hz isa'nın annesi olan hz meryem ile, hz musa ve hz harun'un ablası olan meryem'i birbirine karıştırmış.
şimdi imanlı arkadaşlar bazı islami sitelerden kopyala yapıştır yaparak yanlışlığı sıvamaya çalışırlar. lütfen yapmayın çünkü hata kabak gibi ortadadır.
hz musa ve hz harun'un meryem adında ablası olması
ve bunların babasının adının da imran olması
kurana göre de hz meryem'in babasının adının imran, kardeşinin adının harun olması?..
daha bunun nesini açıklayacaksın?
Ortadoğu dinleri hep birbirinin benzeridir. Uzakdoğu dinleri de benzerdir. Afrika dinleri de benzerdir. Kendi coğrafyalarında etkileşmişlerdir. Hiçbiride birbirine benzemez.
Anlayana bu bile yeter.
Ortadoğu dinleri birbirlerinden etkilenip benzer hikayeleri anlatırlar... Sümerlerden günümüze gelen bir süreçtir.
Sorun 2019 yılında, insanın gelişim süreciyle ortadoğu dinlerinin ortaya çıkışı arasındaki bağı kuramayanların hala bu coğrafyalarda çoğunluk olmasındadır.
Ebedi cehennem tehdidi müminler için değil inkarcı müşrikler hakkındadır. Zira müminun suresinin evvelki ayetlerine bakıldığında mesele gayet net anlaşılır. Yine devamında takip eden ayetlere de bakılırsa konunun muhatabının ayetleri inkar edip yalanlayanlar olduğu bariz görülecektir. Bir dahaki sefere daha iyi çalışın dersinize olur mu lütfen..
--spoiler--
﴾93﴿ De ki: "Rabbim! Eğer onların tehdit edildiği hali bana göstereceksen;
﴾94﴿ Bu durumda beni zalimler topluluğunun içinde bulundurma rabbim!"
﴾95﴿ (Resulüm!) Onları tehdit ettiğimiz durumu sana göstermeye elbette ki kādiriz.
“Onlar”dan maksat, özellikle öldükten sonra tekrar dirilmenin imkânsız olduğunu savunan inkârcılardır. Âyette, hayatları son bulup dünya ile ilgili bütün bağları kopan, arzu ve tutkuları tükenen ve ancak bu noktada akılları başlarına gelen inkârcıların ümitsizlikleri, tükenmişlikleri ve pişmanlıkları dile getirilmektedir. Fahreddin er-Râzî’ye göre böyleleri, ölümleri esnasında (veya zayıf bir görüşe göre âhirette cehennemdeki yerlerini görünce), aslında geri dönüşün imkânsız olduğunu bilseler de, sırf inkârcı olarak bu dünyadan göçmelerine üzülüp pişman oldukları için bu duygularını ve ümitsizliklerini ifade etmek üzere bu şekilde yakarırlar (XXIII, 119-120).
_____________________
﴾105﴿ Size âyetlerim okunurdu da onları yalanlardınız değil mi?
﴾106﴿ Derler ki: "Rabbimiz! Kötü yanımıza yenildik; biz bir sapkınlar topluluğu olduk.
﴾107﴿ Rabbimiz! Bizi buradan çıkar; eğer (çıkar da) bir daha eskiye dönersek, artık belli ki biz zalim insanlarız."
﴾108﴿ Allah buyurur ki: "Yıkılın karşımdan! Ve artık bana bir şey söylemeyin!"
﴾110﴿ Ama siz (ey müşrikler), işte onları alaya aldınız; sonunda bu tutumunuz size beni hatırlamayı unutturdu. Hep gülerdiniz onlara."
Yeterince bilgili olmayanlarla tartismam. Sahsi algilama. Tartismam icin belli seviyede oldugunu gormem gerekirdi ki teolojiye safsata diyecek kadar cahil ve din felsefesinden bir habersin.bu literaturde hangi argumanlarin oldugundan da bir habersin muhtemelen
Yukarida bilgilendirici entry girdim sadece baglama dair.o bir tartisma degildi.
Tövbe yarabbi gelmiş bir de çok bilmiyormuş gibi kuran-i açıklamaya çalışıyor!! Bre hadsiz sen kimsin ki kitabımız hakkında çelişkili ve tutarsızlık deyip üstüne açıklama yapmaya çalışıyorsun!!.
Atatürk, devlet büyükleri ve dinimiz konuları hakkında her önüne gelen konuşmasın diye kanun çıkmalı.
Ah pasama bak sen kucuklukten beri safsatalar kafamiza kazinmis
Bu kendinden emin ergen ateistlerin bu pozlariya hayranim. Kendisi buda gibi aydinlanma yasamis, ermis bize nasihat verir hale gelmis. Belki dinlere inanmiyoruz belki sadece teoloji meraki sebebiyle dini konularda okuma yapiyoruz ? Hemen karikateist ateisti moduna baglanip " sorgulayin agbi" pozlari geliyor. O kadar emin kendisinden. Saadece kendisi okumus, ondan baska teolojiyle, din felsefesiyle, teistik ve ateistik argumanlarla baska kimse ilgilenmemis.
Şurada bir kac teolojik arguman yazsam hık mık diyecek, gelmis bize sorgulayin mavali anlatiyor. Neyse boyle boyle tokatlanarak olgunlasacaksiniz merak etmeyin. Dine inanirsiniz demiyorum dikkat edin. Olgunlasirsiniz diyorum. Yoksa dine inanmazsin, sabah aksam elestirirsin bunda hicbir problem yok.elestirilmezse problem vardir asil.lakin bu elestiri boyle dusuk seviyede, eksik bilgiyle, baglamsiz okumalarla yapilirsa ciddiye alinmazsiniz.
Teoloji cook ciddi bir alandir.ele ayaga dusurmeyin.
Allahın Zamandan ve mekandan münezzeh olduğunu iddia edip sonra da zamanla fikir değiitirmesi hatta önceden söylediklerinin tam tersini söylemesi. Şüphesiz düşünen bir kavim için ayetler vardır. *
Sorun surada ; kutsal metinleri okurken baglamindan, tarihsel arka planindan bagimsiz okuyorsunuz.
Ornegin kuran bir yerde kafirlere şoyle azap edecegiz, yiyecekleri zakkumdur vs diyor.baska yerde de onlarin yiyecekleri kandir, kaynar sudur diyor.bizim heyecanli ateistimiz de " celiski var hebele hubele" diye geziyor. Bir de sorgulayin agbii tavirlari, pozlari kesmezler mi akillara zarar.
Kuran bir yerde kafirlerin yiyecegi şudur diyor, baska yerde baska yiyeceklerden bahsediyorsa, bahsettigi kafirler ayni kisiler, gruplar degildir.once bunu anlamalisiniz. Kur'an bir cok insana, bir cok topluluga hitap eder kafirler yahut muminler derken. Ey kafirler derken tum kafirlere yahut ey muminler derken tum muminlere hitap etmez.hatta bazen tek kisiye bile hitap eder.ve baglamsiz okuma yuzunden tum muslumanlara yahut tum inancsizlara hitap ediliyoirmus gibi algilanir. Ayetlerin baglami vardir, ayetlerin ortaya cikma sebebi vardir. Gunluk hayattaki olaylar sebebiyle ortaya cikmistir bu ayetler. Kisi/kisiler arasi sorunlardan, muslumanlar-musrikler veya muslumanlarla yahudi-hristiyanlar arasi iliskilerden, muslumanlarla muslumanlar arasindaki iliskilerden sonra ayetler ortaya cikar.buna ayetin arka plani denir.
Buradan hareketle Baslikta celiski diye sunulan keyf suresindeki ilgili ayette "kafirler" denilince tum inancsizlar degil, belli bir zümrey kast ediliyor. Muminun suresinde ise baska bir zumre kast ediliyor. Sorun sizin "kafirler" gecen yahut "muminler" gecen her ayette genel bir hitap kullaniliyor sanmanizda.
Edit : daha iyi anlamaniz icin yapilan mantik hatasini da izah aciklayalim :
Kuranda bir suredeki ayette kafirlerden bahsederken terazi kurulmayacak denmesinden hareketle tum kafirlerin terazi kurulmadan cehenneme gidecegi sonucu cikmaz. Buradan cikan sonuc ayete konu olan kafirlerin cehenneme terazi kurulmadan gidecegidir. Genelleme mantik hatasi yapiyorsunuz kisaca.
onlar, rab'lerinin ayetlerini ve o'na kavuşacaklarını inkar eden, böylece amelleri boşa çıkan, o yüzden de kıyamet gününde amelleri için bir terazi kurmayacağımız kimselerdir.(kehf-105)
bu okuduğun ayetten bunu çıkardıysan zeka özürlü sensin kusura bakma.
rablerinin ayetlerini inkar edenler kimlerdir?
müslüman olmayanlar.
kuranın tek ayetini bile inkar etsen kafir olmuyor musun kardeşim? dinini ben mi öğreteyim sana?
bilmiyorsan işkembeden daha fazla sallama.
(#41662453) bu kafada bir adama da hiç kimse gerçekleri gösteremez.
"onların kalpleri vardır onunla kavramazlar, gözleri vardır onunla görmezler, kulakları vardır onunla işitmezler."
kuranın tarifi birebir günümüz müslümanlarına uyuyor.
bu arada kalp de kavrama organı değildir.
Kuranda bir çelişki de yok tutarsızlıkta. Lakin sizin kör gözleriniz duymayan kulaklarınız ve mühürlü kalbiniz ondaki hakati görmekten mahrum.
Dünyada uyanmazsınız da ölünce uyanırsınız siz.
Onlar, Rab'lerinin ayetlerini ve O'na kavuşacaklarını inkar eden, böylece amelleri boşa çıkan, o yüzden de kıyamet gününde amelleri için bir terazi kurmayacağımız kimselerdir.(kehf-105)
bu ayete göre, gayrimüslimler hesap görmeden direkt cehenneme gidecekmiş. yani teraziler yalnızca müslümanlar için kurulacakmış.
şimdi de alttaki ayete bir bakalım.
Kimlerin de tartıları hafif gelirse, işte onlar da kendilerini ziyana uğratanların ta kendileridir. Onlar cehennemde ebedi kalacaklardır.(müminun-103)
bu ayete göre de bazı müslümanların sonsuza kadar cehennemde kalacağı ortaya çıkıyor.
sizin mutlaka buna da vardır bir cevabınız. böyle bariz çelişki karşısında nasıl kıvıracaksınız merakla bekliyorum.
gösterin bakalım hünerlerinizi ey iman edenler.
olmayan çelişkidir. ancak öldükten sonra sahilde ya da denizde kıyamete kadar kalacağı görüşüne katılmıyorum. Yunus peygamber, kavminin baskılarına dayanamayıp görevinden kaçtı ve bir gemiye bindi. sanırım gemide bir sorun oluştu ve gemidekilerin inanışlarına göre bir kısmının denize atılması gerekiyordu. kura çektiler ve Yunus peygamberle birlikte bir kısmı denize atıldı. kaçtığı için kendini kınıyorken balık onu yuttu. balığın yutması bir ceza da olabilirdi. Allah'ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı kıyamete kadar tek başına balığın karnında yaşatılacaktı. eğer ölseydi bir anlamı olmazdı. sahile bırakıldıktan sonra görevine döndü. (Saffat 139-148)
allah bey haklı beyler dağılın! ayrıca etimolojiyle uğraşamazsınız. ben size cin ali kitabını alıp kelimeleri öyle hırpalarım ki şaşırısınız. sonuçta kuran tek deseler de herkesin kuranı kendine göre yorumlamasının nedeni etimolojik boşluktur. sonuçta kuranı ışid de yorumluyor bizim cumhuriyet hocaları dediğimiz kesim de, ama ışid ona bakıp kafa keserken bu hocalar daha akademik tarafa gidip mantıkla kendini savunmaya çalışıyor. kısacası etimolojiyle uğraşmak boşunadır.
ayrıca sonsuz bir gücün her şeye yeterliliği var olan tüm olasılıkları mümkün kılar. fiziksel gerçeklik ve mantık yasaları bu sonsuz güç kabulünde kaybolduğu için akla mantığa aykırılığı vurgulamak bir inanan için hiçbir şey ifade etmez. sonuçta allah isterse her şeyi yapar. veya başka bir tanrıya ekletik olan bu yorumu da herkese uygulayabilirsiniz.
ben bu konudaki tartışmaları boş ve çarpıtılmış buluyorum. temel savunma materyalist anlamda olmalıdır. o bittiyse birinin beyninde eşeğe altın semer taksan eşek gene eşektir oluyor.